GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2015 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNU TASARISI İLE 2013 YILI MERKEZİ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI NEDENİYLE
Yasama Yılı:5
Birleşim:28
Tarih:13.12.2014

AK PARTİ GRUBU ADINA SITKI GÜVENÇ (Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsünün 2015 yılı bütçesi ve faaliyetleri üzerine AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum. Ekranları başında bizi izleyen değerli halkımızı, Kahramanmaraşlı hemşehrilerimi ve sizleri saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, kamu yönetim bilgisi yüz yıllardır kamu yönetimi okullarında verilmektedir. Osmanlı kurmuş olduğu Enderun mekteplerinde kamu yöneticisi yetiştirmiştir.

Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü 1952 yılında kurulmuş olup günümüzde ülkemizin tüm kamu kurum ve kuruluşları için ihtiyaç duyulan kamu yöneticilerini ve eğitimcilerini yetiştirerek milletimizin bu alandaki ihtiyaçlarını karşılamaya çalışmaktadır.

Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsünün eğitim ve öğretim programından günümüze kadar 4.952 yüksek lisans ve doktora öğrencisi mezun olmuştur. Ocak 2014 ve Eylül 2014 arasındaki dönemde toplamda 172 yabancı kamu görevlisine 8 farklı eğitim programı uygulanmıştır.

Hepimizin sosyal hayatta değişik zamanlarda değişik rolleri bulunmaktadır. Hepimiz zaman zaman yönetici, zaman zaman da yönetilen konumdayız. Dolayısıyla, herkesin iyi bir yönetici olması hepimiz açısından son derece önemlidir. Hayatta başarılı olmakta bu rolleri en iyi şekilde oynamamıza bağlıdır.

Şimdi sizlere, başarılı bir idarecide bulunması gereken karşıdakini anlamak açısından dinlemenin önemiyle ilgili yıllar önce yazdığım kısa bir makaleyi okumak istiyorum:

"Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; iyi bir yönetici, iyi bir lider, aile saadetini sağlayan baba, isabetli fetvalar veren âlim, hastalarına şifa dağıtan doktor, sorunları yakalayan gazeteci, proje çizen mimar... Velhasıl iyi olmanın başlangıcı öncelikle iyi bir dinleyici olmaktır. İyi bir dinleyici olmadan, karşıdaki insanları anlamak mümkün olmaz, karşıdakini anlamadan da isabetli kararlar verilemez. Hekimlikte "anamnez" diyorlar hastalığın hikâyesini dinlemeye. Hastalığı, hastayı anlamanın olmazsa olmazı iyi bir anamnez, isabetli teşhis, doğal olarak da doğru tedavidir.

Bir hâkim veya savcının yanında okumuştum: "Tek tarafı dinlemek yanıltır, iki tarafı dinlemek adalet dağıtır.'' İlle de dinlemek.

Talebe, öğretmeni mutlaka dinlemeli; öğretmen, öğrenciyi anlamalı, anlamak için dinlemeli. Fakih iyi dinlemeli, isabetli fetva için. Baba iyi dinlemeli, çocuklarını anlamak için. Mimar kendi kafasındaki projeyi değil, istenileni çizmeli, çizmek için de önce karşıdakini iyi dinlemeli.

Asıl meziyet dinlemekte. İyi yönetici dinlemeyi bilmeli. İnsanlar çekinmeden yanına girmeli." diye yazmışım yıllar önce. Milletvekili olduktan sonra da, Türkiye Büyük Millet Meclisinde başarının birbirimizi anlamaktan, birbirimizi anlamak için de mutlaka birbirimizi dinlemekten geçtiğini düşünüyorum.

Ülkemizin geleceği, milletimizin mutluluğu kamu yöneticilerimizin insanları dinleyip problemleri çözme başarısına, gelişmeleri en iyi şekilde takip etmesine, kanun, yönetmelik ve tüzükleri zorlaştırmadan milletin menfaatine uygulamasına bağlıdır.

Kötü bir yönetici bulunduğu makamın kapısını kapatıp saltanat makamı haline getirirken, devletin soğuk yüzü olur ve milleti devletten soğutur. İyi bir yönetici makamın millete ait hizmet makamı olduğunu bilir, devletin sıcak yüzü olur, şefkatli kolları olur, devleti millete sevdirir ve milletin aidiyet duygusunu artırır.

Açıkça söylemek gerekirse, iyi bir kamu yöneticisinin kuruma kazandıracağı çok şey olduğu gibi kötü bir kamu yöneticisi de kuruma çok büyük zararlar verir. Bu bağlamda, kamu yöneticiliği son derece önemlidir. Çok iyi yetişmesi de ülkemizin geleceği açısından son derece önemlidir.

AK PARTİ olarak on iki yıllık iktidarımız boyunca en büyük mücadeleyi bürokratik oligarşiye karşı verdik. Sayın Cumhurbaşkanımız Başbakanlığı döneminde söylemiş olduğu "Sayın valim, fakir seni değil sen fakiri bulacaksın. Hanımefendinin elinden tutup iftarı fakir sofrasında açacaksın. Kömürü gerekirse sen dağıtacaksın." derken, bürokrasinin kendine gelmesi, bulunulan makamların hizmet makamı olduğu, saltanat makamı olmadığını belirtmek içindir. Şükürler olsun, on iki yıllık iktidarımız boyunca bu noktada çok ciddi mesafeler aldık, şüphesiz daha yapacak çok şey vardır.

Buradan tüm yöneticilere şöyle seslenmek istiyorum: Hizmet makamlarının hizmetine yapışılırsa hem hizmet etmek mümkün olur hem de makamda kalınır, ama makamına yapışılırsa ne hizmet edilir ne de makamda kalınır.

2015 bütçesinin milletimize hayırlı olmasını diliyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)