| Konu: | 2015 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNU TASARISI İLE 2013 YILI MERKEZİ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI NEDENİYLE |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 28 |
| Tarih: | 13.12.2014 |
CHP GRUBU ADINA SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli arkadaşlar, aslında, daha önce defalarca bu kürsüden ifade ettiğimiz emekçilerin sorunlarını, 4C'lileri, emeklilikte yaşa takılanları, emeklilerin maaşlarını, sendikal hak ve özgürlükler konusundaki engelleri ve dolayısıyla çalışma yaşamıyla ilgili bütün sorunları bu kürsüden ben ve arkadaşlarım gerek bütçe konuşmalarında gerekse komisyonlarda tamamen aktardılar ama size anlatamadık. Bugün DİSK, KESK, Tabipler Birliği, Mühendis ve Mimar Odaları Ankara'da bu anlamda bir eylem yaptı, "Saraylara değil ekmek için bütçe" diye bir sloganla bugün Ankara'da yürüdüler, Cumhuriyet Halk Partisi ve HDP'li milletvekilleriyle oradaydık.
Konuştum konuştum artık yoruldum. Şimdi, bugün emekçilerin Ankara'da size hangi mesajı verdiğini sizlerle paylaşmak istiyorum. Şimdi o nedenle de bilgisayarımı açmak istiyorum.
(Hatip, kürsüye getirdiği bilgisayardan görüntüler izlettirmeye başladı)
SÜLEYMAN ÇELEBİ (Devamla) - Şimdi burayı izleyin. Sessizce izlemenizi istiyorum.
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Sayın Başkan, böyle bir usul yok. Basın toplantısı mı bu?
MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) - Sayın Başkan, müdahale eder misiniz?
BAŞKAN - Sayın Çelebi, kürsü size ait. (AK PARTİ sıralarından "HDP'ye döndür, onlar göremiyor." sesleri)
SÜLEYMAN ÇELEBİ (Devamla) - Onlar biliyor, siz bilin.
BAŞKAN - Kimse onun ne söylediğini duyamayacak. Onun için, lütfen, siz konuşursanız daha uygun olacaktır. Siz ne söylendiğini aktarırsanız biz daha iyi duyacağız efendim, lütfen.
İDRİS ŞAHİN (Çankırı) - Biz size inanıyoruz, onu göstermenize gerek yok, ne olup bittiğini siz anlatın.
SÜLEYMAN ÇELEBİ (Devamla) - Duyulmuyor mu arkadaşlar? (CHP sıralarından "Duyuluyor." sesleri)
BAŞKAN - Sayın Çelebi, kürsü sizin. Ne söylendiğini aktarırsanız bize biz daha iyi duyacağız.
SÜLEYMAN ÇELEBİ (Devamla) - Peki, memnuniyetle. Anlaşılıyor ki duyulmuyor, biraz teknik eksiklik de var bu konuda. Şunları söylemek istiyorum: Birinci dereceden bugünkü haykıranlar, bir: Sayın Bakan, sendikal hak ve özgürlüklerin önündeki engellerden bahsettiler.
MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) - Sayın Başkan, kapatabilir miyiz, duyamıyoruz. Onu kapatırsanız daha rahat dinleyeceğiz, anlaşılmıyor.
SÜLEYMAN ÇELEBİ (Devamla) - Kapatılan sendikalar; Emekli Sendikası, Gençlik Sendikası... (AK PARTİ sıralarından "Anlaşılmıyor." sesleri) Anlaşılmıyor mu?
TURGUT DİBEK (Kırklareli) - Anlaşılıyor, sen konuş Süleyman Ağabey.
BAŞKAN - Sayın Çelebi, oradan ne söylendiği anlaşılmadığı için sizin sesiniz de net duyulmuyor. Onun için, lütfen sesini kısarsanız, siz söylerseniz daha iyi olacak.
SÜLEYMAN ÇELEBİ (Devamla) - Biraz da sesini artırsınlar. (AK PARTİ sıralarından "MHP göremiyor, HDP göremiyor." sesleri) Herkes görüyor arkadaşlar. Görülüyor değil mi?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Eski günleri özlemiş.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Sayın Bakana göster, Sayın Bakanın görmesi lazım.
BAŞKAN - Sayın Çelebi, dediğimi herhâlde size iletemiyorum.
SÜLEYMAN ÇELEBİ (Devamla) - Dinliyor arkadaşlar Sayın Başkan. Bakan da gülüyor. Siz de görün Sayın Bakan, siz de görün.
BAŞKAN - Biz göremiyoruz.
SÜLEYMAN ÇELEBİ (Devamla) - Bakanım, size de hitap ediyorlar, hepimize hitap ediyorlar.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Biraz bu tarafa çevirin.
BAŞKAN - Sayın Çelebi, lütfen ne söylendiğini söylerseniz biz daha iyi anlayacağız. Orada ne söyleniyor, doğrusu ben anlamadım, sayın milletvekillerimizin çoğu da anlamadı. Ne söylendiğini siz söyleyiniz lütfen.
SÜLEYMAN ÇELEBİ (Devamla) - Şimdi, burada söylenenleri şöyle ifade ediyorum:
Bir: Emeklilikte yaşa takılanlar artık bu çilenin son bulmasını istiyorlar. Yani "50 yaşında, 55 yaşında biz iş bulamıyoruz." diyorlar.
4/C'li sözleşmeli personel bu statünün son bulmasını istiyor.
Burada "Arkadaşlarımız, emekliler, bizler açlık sınırının altında maaşa mahkûm edilmeyelim." diyorlar.
Burada, yine, Karayollarındaki işçiler, aylarca, kırk bir aydır, karar verildiği hâlde yargı kararını uygulamayan Hükûmeti uyarmamızı istiyorlar.
Burada, yine, memurlar grevli, toplu sözleşmeli sendikal haklar istiyorlar.
Dolayısıyla, yine burada arkadaşlarım, özellikle çalışma yaşamındaki sendikal alandaki özgürlüklerin yeniden düzeltilmesini istiyorlar.
Dolayısıyla, şimdi, Çalışma Bakanlığı, buraya gelenler çalışma yaşamında önemli değişiklikler olduğunu söylüyorlar ama bu değişikliklerle ilgili tablo şu: "1 milyon 72 bin sendikalı olduğunu söylüyorsunuz Sayın Bakan. 1 milyon 100 bin olduğunu kabul edin.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Daha fazla.
SÜLEYMAN ÇELEBİ (Devamla) - 1 milyon 200 bin olduğunu kabul edin.
Bunlar kâğıt üzerinde. Kâğıt üzerindeki sendikalaşmayı değil... Türkiye'de gerçek toplu iş sözleşmesinden yararlanan gerçek işçi sayısı bunun yarısıdır. Şimdi bununla övünüyorsunuz, ILO standartlarında uygulama yaptığınızı söylüyorsunuz. Diğer taraftan, iş kazalarıyla ilgili olarak Avrupa normlarında düzenleme yaptığınızı söylüyorsunuz. Her gün işçiler ölüyor, Soma'da, Ermenek'te, inşaatlarda her gün yeni yeni insanlar ölüyor, katliamlar oluyor. İşte yaptığınız düzenlemeler bunları açmıyor Sayın Bakan. Onun için, işçilerin feryadı, çalışanların feryadı bugün bu yasal düzenlemelerle dinmez. Önemli olan, uygulamada da sorunların olmasıdır. Onun için, Karayollarındakiler yargı kararları... Adalet Bakanı buradaydı, siz buradasınız. Kırk bir aydır, bunlar mahkeme kararı aldıkları hâlde diyorlar ki: "Bizim hakkımızı verin." Siz de diyorsunuz ki: "Ya işten atacağız, kıdem tazminatını vereceğiz veya da belki yeniden bir düzenleye yapacağız onlar için." Şimdi, bu doğru değil. Bunların yargı kararlarına uymak sizin birinci derecede göreviniz. Yargı kararlarına uyulmasını istiyorlar.
Asgari ücretle çalışan arkadaşlarımız... Sayın Bakan, bugün siz söylüyorsunuz: "Asgari ücret gayet iyi." TÜRK-İŞ, DİSK, HAK-İŞ, MEMUR-SEN, aklınıza gelen yandaş sendikalar dâhil, "Açlık sınırı 1 milyon 250 bin lira." diyor. Peki, asgari ücret ne kadar? 890 bin lira. Bununla mı övünüyorsunuz? "Bununla büyüdük." Büyüyen ekonomiden bahsediyorsunuz.
Taşeron uygulamasını düzelteceğinizi söylediniz. Arkadaşlar, böyle lafla olmuyor. Şu anda işçiler, taşeron çalışanlar... Sayın Bakan, işte şu anda Maltepe Hastanesinde 100 kişi sokağa atıldı. Çözün o zaman Sayın Bakan. Siz Çalışma Bakanı olarak yalnız onları seyretmekle yükümlü değilsiniz. Sizin aynı zamanda, o işten atılan, sendikalı oldukları için işten atılan işçileri iade etmek gibi bir sorumluluğunuz var. Çalışma Bakanlığının böyle bir görevi var.
Dolayısıyla, sendika özgürlüğü yok. Taşeron uygulaması yaygınlaşarak devam ediyor. Diğer taraftan, iş kazaları, cinayetleri devam ediyor. Bütün bunlar devam ederken bu süreci tamamlamak adına yapılması gereken çalışmaları yapmıyorsunuz, ondan sonra, büyüyen ekonomi! Hangi büyüyen ekonomiden bahsediyorsunuz? 16'ncı büyüyen ekonomi. Bunun bedelini kim ödüyor? Çalışan işçiler, asgari ücretle çalışanlar. Bu ülkenin yaklaşık yüzde 70'i asgari ücretle çalışıyor. Asgari ücretle çalışanlarla onların üzerinden yoğunlaştırdığınız bir büyüme. Emeklilerin alması gereken payı vermiyorsunuz. "İntibak" dediniz, intibak yasasıyla yapılan düzenlemeler "intibak hakkı" deyip geçiştirilen bir düzenleme. Gerçek bir intibakın yaratılmasını ve bu anlamdaki hakların kendisine verilmesini istiyorlar.
Dolayısıyla, değerli arkadaşlarım, bütün bu süreçlerin içinde Çalışma Bakanı bunları yapmak yerine burada vaatler verecek. Biraz sonra yine göreceğiz, yine diyecek ki, vaatler yeniden gündeme gelecek ve diyecek ki: "Biz şunları yapıyoruz, bunları yapıyoruz."
AK PARTİ'nin bütün milletvekilleri çıktığında "On iki senede biz şu iyileştirmeleri yaptık." diyorlar. Bu iyileştirmeler yaşamda karşılık bulmalı. Yani, Sayın Bakan, insanlar bu ülkede sendikalı oldukları için işten atılmamalı; bu ülkede yargı kararları uygulanmalı; bu ülkede taşeron uygulaması son bulmalı; bu ülkede cinayetler son bulmalı; bu ülkede emekli hakkının kazanımına ilişkin engeller ortadan kaldırılmalı.
İşte, burada söylüyor vatandaş: "Ben 55 yaşındayım, iş bulamıyorum. Ama Bakanlık bana diyor ki, yasa diyor ki '65 yaşına kadar bekleyeceksin.'" Bulun iş, bulun iş! Ne sağlık hizmetlerinden yararlanıyor bu vatandaşlar ne diğer sosyal haklardan yararlanıyor ne para alabiliyorlar. Bunlar yaşamlarını bu anlamda sürdürmek durumunda kalıyorlar. Bu yaşamlarını böyle sürdürmek yerine insan onuruna yakışan bir düzen kurmak sizin göreviniz. O nedenle, Sendika Yasası dâhil, Grev Yasası dâhil bütün bu engellerin ortadan kaldırılacağı bir düzen istiyorlar. Onun için bugün sokaklarda haykırdılar, "Saraylar değil ekmek için bütçe." diye haykırdılar. O mücadeleyi verenleri bir kez daha selamlıyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)