| Konu: | 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı İle 2013 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 30 |
| Tarih: | 15.12.2014 |
AK PARTİ GRUBU ADINA CENGİZ YAVİLİOĞLU (Erzurum) - Sayın Başkanım, değerli arkadaşlar; Ekonomi Bakanlığının bütçesi için konuşuyorum, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Birçok arkadaşımız, ekonomik verilerle, 2002 yılından itibaren ekonomimizin nasıl bir seyir izlediğini anlattı. Ben sizlere, ekonomiyle birlikte ekonomik başarı ve krizlerin sosyal ve siyasal olaylarla birlikte anlaşılabileceğine dair birtakım veriler aktaracağım.
Değerli arkadaşlar, 2002 öncesinin ekonomik krizlerini anlayabilmemiz için 2002 öncesinde yaşanan terör olaylarının, faili meçhul cinayetlerin, kapatılan partilerin, yeşil ve beyaz sermaye ayrımlarının, kapatılan okulların sonucu ortaya çıkan kapalı bir devlet ve toplum sonucunda istikrarsız ve güvensiz bir devlet ve ekonomi olduğunu görürüz. Bu dönemde, 1994-2003 yılları arasında batan 25 bankanın nedeni de budur. Hatta batan 25 banka içerisinde 10 bankanın patronunun medya patronu olduğunu düşündüğünüzde siyasal, sosyal medya ilişkileriyle beraber ekonomik ilişkilerin nasıl iç içe geçtiğini görürsünüz.
Bu dönemde, 1996 yılında yüzde 55 olan toplam gelirler içerisindeki faiz ödemelerinin 2001 yılında yüzde 80'e çıkması, ancak müflis tüccar davranışıyla açıklanabilir.
Yine, kamu kesimi borçlanma ihtiyacının gayrisafi millî hasılaya oranına baktığınızda 1988'de 4,8'den 1999'da 15,1'e çıkması sık değişen iktidarlarla borçlanmanın ortaya çıktığını, bütçelerin seçim bütçeleri olarak oluşturulduğunu bilerek ancak anlayabiliriz. Devletin iç borç senetlerinde oluşan reel faizlerinin 1994'te yüzde 20; 1999'da yüzde 36,8'e ulaşmasının sonucu olarak reel sektörün neden yatırım yapmadığını ancak anlayabiliriz. İSO 500 şirket içerisinde reel sektörde 1990'da yüzde 33 faiz geliri elde eden, 1999'da ise yüzde 219 faiz geliri elde eden şirketler vardı.
Değerli arkadaşlar, AK PARTİ döneminde kabul etmeliyiz ki istikrar ve güven sağlandı. Bu istikrar ve güven sayesindedir ki kişi başına millî gelir, büyüme oranlarında artış, enflasyon, faizlerde düşüş, borsada yükseliş, yine aynı şekilde yoksulluk mücadelesinde ciddi bir başarı elde edildi. Hiçbir ekonomik başarı siyasal ve sosyal gerekçelerden ari değildir değerli arkadaşlar. İnanç alanında bu dönemde yaşananlar, Kürt meselesinde yaşananlar, Alevi meselesinde gerçekleştirilen açılımların bir sonucudur bu bahsetmiş olduğum ekonomik gelişmelerdeki iyileşmeler.
Türkiye'nin gelişmiş ülkelerle mukayesesini arkadaşlar anlattılar ama büyüme ve borç yükü açısından ne kadar iyi bir durumda olduğumuzu hepiniz biliyorsunuz. Açıklamış olduğumuz yeni ekonomik dönüşüm paketi nedeniyle şunu söylemeden de geçemeyeceğim. Tabii ki çok iyi şeyler yaptık. Tabii ki büyük gelişmeler yaşandı. Tabii ki ekonomide bir başarı hikâyesi vardır ama yapacağımız şeylerin de farkındayız. Özellikle ihracat- ithalat arasındaki farkın oluşturmuş olduğu cari açığın nedenlerini çok iyi araştırıyoruz. Neden cari açığımız var, hangi kalemlerden kaynaklanıyor, tasarruflarımızın yetersizliği nedendir, tasarruf-yatırım arasındaki oluşan fark nasıl çözümlenebilirin çalışmalarını yapıyoruz.
Yine, büyüme içerisinde sanayi üretiminin payının artırılması için ciddi çalışmalarımız var.
Ara malı ve tüketim malı ithalatının toplam ithalattaki payının artırılması için, imalat sektörü ve KOBİ'lerde kredilerin hem payının hem de niteliğinin artması için çalışmalar yapıyoruz.
Bizim derdimiz, kısacası, değerli arkadaşlar, sanayiciyi caydıracak unsurlarla mücadele etmektir. Onun için, biz, orta gelir tuzağından kurtulmanın yollarını arıyoruz. Ve bu bahsetmiş olduğumuz mücadele etme düşüncesinde, azminde ve kararlılığında olduğumuz bu alanları bir araya getirdiğimizde, var olan sorunla açıklanan paketin gerçekliğini görmüş olursunuz.
Değerli arkadaşlar, tekrar söyleyeyim: Ekonomik nedenleri izah edebilmeniz için sosyal ve siyasal nedenleri de içerisine katmanız lazım. Onun için, biz, ekonomik başarıyı gerçekleştirebilmek için aynı zamanda çözüm sürecinin devam etmesi gerektiğini, Alevi açılımının sürdürülmesi gerektiğini, Anayasa çalışmalarının sonuçlanması gerektiğini ve devlet-vatandaş ilişkilerinin yeniden reforme edilmesi gerektiğini çok iyi biliyoruz.
Bütçemizin hayırlı uğurlu olmasını diler, hepinize saygılar sunarım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)