GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı İle 2013 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı
Yasama Yılı:5
Birleşim:31
Tarih:16.12.2014

CHP GRUBU ADINA MEHMET HİLAL KAPLAN (Kocaeli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Öncelikle bir Fenerbahçeli olarak, Türkiye'nin önemli, güzide kulüplerinden biri olan Beşiktaş'ın taraftar grubunu bugün darbe girişimcisi olarak nitelendiren anlayışı protesto etmek için Beşiktaş, Çarşı atkısıyla geldiğimi, onur duyduğumu, yanında olduğumuzu, birçok milletvekili arkadaşımızın bugün mahkemede olduğunu hatırlatmak istiyorum. (CHP ve HDP sıralarından alkışlar)

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Orman ve Su İşleri Bakanlığının bütçesi üzerine söz almış bulunmaktayım. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Dünyada artan teknolojik gelişme, sanayileşmenin oluşturduğu önemli tehlikelerden biri de yaşadığımız çevreyle bağlantılıdır. Çevreyi de değerlendirirken orman ve sudan ayırmak mümkün değildir. Sayın Bakan, aslında bu bakış açısıyla, Çevre Bakanlığının sizden alınarak ranta ve imara dayalı Şehircilik Bakanlığına verilmesini doğru bulmayanlardan biriyim.

Değerli milletvekilleri, gelişmiş ülkeler, küresel ısınma sonucu meydana gelen iklim değişikliklerini ve etkilerini ortadan kaldırmak için sera gazı salınımını azaltmak, yenilenebilir enerjiye yönelik projeler ve yatırımlar yapmaktadırlar. Ben de sera gazı salınımını azaltan önemli yutaklardan biri olan ormanlardan ve sudan bahsetmek istiyorum.

Hükûmetinizin bu konuda aldığı birçok karar var Sayın Bakanım ancak bakanlığınızın vizyonuna ve misyonuna ters gelmektedir. Şöyle ki: İki Bakanımız yan yana; Enerji Bakanı "Kalkınmak için bana enerji lazım. Nasıl elde edersek edelim, yeter ki bana enerji bulun. Bunun için orman arazilerine, tarım alanlarına termik santraller yapacağım, kömür ocakları açacağım." diyor, ağaçları kesiyor, zeytinlikleri bir gecede yok ediyor, çıkardığı kanunla termik santrallerini ÇED'den muaf tutuyor. Merak ettiğim konu şu Sayın Bakanım: Bakanlar Kurulunda konuşulurken ya da bu kanun tasarıları hazırlanırken siz "Bir dakika beyler, burası orman alanı, burası devletin; öyle, her istediğiniz yere termik santrali kuramazsınız, zeytinleri kesemezsiniz, ormanları ve çamları kesemezsiniz." diyebiliyor musunuz? Merak ettiğim şu: Adınız, acaba Orman ve Su İşleri Bakanlığı mı? "Orman ve Su İşleri Bakanlığının işlerinin talan edilmesini seyreden bir bakanlık" olarak değiştirmeyi düşünüyor musunuz?

Bakın, yine Enerji Bakanı size böyle bir talepte bulunuyor; "Yenilenebilir enerji" adı altında, sizin denetiminizde bulunan derelerin üzerine gelişi güzel HES'ler yapıyor. HES'leri yaparken doğayı tahrip ediyor, ormanlık alanları yok ediyor, ekosistemi bozuyor, insanları yaşam alanlarından, hayvanları doğal ortamından göçe zorluyor. Sayın Bakanım, Orman ve Su İşleri Bakanı olarak hiç müdahalede bulundunuz mu?

Şimdi, bakın, size bir resim göstereceğim. Bakın Sayın Bakanım, bu resimde bir vatandaş var. Kim bu vatandaş biliyor musunuz? Rize'nin Küçükçayır köyünden Kazım Deler. Bu arkadaşımız HES'leri protesto etmek için, yaşam alanlarını daraltan ortamlara karşı mücadele vermek için tek olan ineğini satıyor, yetmiyor, bankadan kredi kullanıyor. (CHP sıralarından alkışlar) Aslında, bizim, işte, çevreyi ve yaşam alanlarını korumaya çalışan böyle yürekli insanlara ihtiyacımız var. Buradan kendisine selam söylüyorum.

Sayın Bakanım, Millî Parklar Kanunu'nda birçok değişiklik yapıldı. Sizden, ne yazık ki, yine çıt çıkmadı. Bakın, örnek vereceğim: "Üstün kamu yararı" denilen belirsiz bir tanımlamayla orman koruma alanları, mesire alanları, millî parklar imara açıldı, tarafınızdan açıldı; buraların üçüncü şahıslara devredilmesine olanak sağlandı. Hatta, buralarda maden ve petrol arama yetkisi Bakanlığınızdan alınarak Bakanlar Kuruluna verildi. Siz ses çıkardınız mı? E, pes doğrusu! Hangi birine ses çıkaracaksınız, hepsini seyrediyorsunuz.

Bakın, bütçenizi denkleştirirken, Bakanlığınızın bütçesi denetlenirken millî parkların kiralanmasıyla ilgili şaibeler oldu, birçok şaibe konusu var. İhale aşamasında, araç kiralanmasında, kır evi yapımı ihalesinde Sayıştayın olumsuzluk raporu belirtmesine rağmen, bunlar düzeltilerek Türkiye Büyük Millet Meclisine geldi. Sayın Bakanım, sizin bundan da haberiniz var mı, merak ediyorum.

Bir şeyi samimi soruyorum, iyi niyetli olduğunuzu varsayarak samimi soruyorum: Neden bunları görmemezlikten geliyorsunuz, yanıt vermiyorsunuz? Ormanlar talan ediliyor, yeşil alanlar yok ediliyor, su yağmalanıyor, özel şirketlere veriliyor ve siz seyrediyorsunuz. Yoksa, size baskı yapan birileri mi var? Bunu öğrenmek istiyorum.

Sayın Bakanım, küresel ısınmanın bu şartlarla devam ettiği varsayılırsa 2050'lerde dünyada büyük bir kuraklık olacak ve bu kuraklık çerçevesinde Türkiye de 1/3 oranında çölleşecek, siz de bunu biliyorsunuz, yer altında sular kalmayacak. Peki, sizin 2030'dan sonra 2050'ye, buna yönelik herhangi bir çalışmanız var mı? Bir çalışmanız yok, yine seyrediyorsunuz.

Geçenlerde ÇED Yönetmeliği değişti -ÇED Yönetmeliği, çevreyi yok etme yönetmeliği- ve siz yine seyrettiniz. Bakın, örnek vereceğim: "100 kilometre ve altı demir yolları -nereden geçerse geçsin, hangi yerden geçerse geçsin- ÇED'den muaf." Sizi ilgilendirmiyor mu? Akarsu havzalarından 100 milyon metreküp başka bir havzaya taşınıyor, ÇED'den muaf tutuluyor. Orman arazileri yok ediliyor; köprü adına, yol adına, havaalanı adına ormanlar yok ediliyor, siz seyrediyorsunuz. Peki, bunlar ormanı ilgilendirmiyor mu? Bakanlık olarak neden müdahale etmiyorsunuz, kalkınmak için enerji adına tabiatı yok etmeye?

Sayın Bakanım, bir konuyu daha aydınlatmak istiyorum vaktimin sınırlı oluşu nedeniyle. Geçtiğimiz dönemde Bakanlığınızın bünyesinde 80 orman mühendisi istihdam ettiniz. Siz orman mühendisi alırken mülakat yapma yolunu seçtiniz. Neden diye sorabilir miyim? Diğer mühendisler gibi KPSS puanı yetmiyor mu? Müracaat eden 80 orman mühendisinin 47'sini elediniz. Şimdi, size soruyorum, daha önce de ifade etmiştim, mülakatla bir kişinin hangi siyasi partiye üye olduğunu, hangi derneğe üye olduğunu tespit etmeniz mümkün. Siz, acaba, bu 47 kişiyi elerken size siyasi yakınlığı olan birilerini tercih edip bunları öyle mi elediniz? Yoksa şunu mu söylemek istiyorsunuz? "Onlar dört yıllık üniversiteyi bitirdi, orman mühendisi oldu ancak ben onları mülakata tabi tutuyorum, onların orman mühendisi olamayacağına kanaat getiriyorum." Sizin vicdanınız buna izin veriyor mu? Rahat edebiliyor musunuz?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET HİLAL KAPLAN (Devamla) - Dört yılı dirseklerini çürüterek okuyan, zor şartlarda okuyan bu orman mühendislerine bu yaptığınız vicdana sığıyor mu?

Hepinize saygılar sunuyorum.

Teşekkür ederim. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)