| Konu: | KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 120 |
| Tarih: | 14.06.2012 |
ALTAN TAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 276 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 5'inci maddesinin 1'inci fıkrasında geçen "idareye önerilerde bulunmakla" ibaresinden sonra gelmek üzere "birlikte gerekli gördüğü durumlarda idari yargıya başvurmakla" ibaresinin eklenmesini; 2'nci fıkrasının (c) bendinde var olan cümleden sonra gelmek üzere "İnfaz esnasındaki disiplin cezaları bu kapsamda değerlendirilmez" cümlesinin eklenmesini; 2'nci fıkranın (ç) bendinin ise tasarı metninden çıkarılmasını teklif ediyoruz. Bunun gerekçelerini sizlere anlatmak üzere buradayım.
Değerli arkadaşlar, bu maddenin en önemli yanlışlıklarından birisi Türk Silahlı Kuvvetlerinin sırf askerî nitelikteki faaliyetlerinin denetim kapsamı dışında bırakılması, işte can alıcı nokta bu.
Değerli arkadaşlar, Türkiye Cumhuriyeti kurulalı beri bir askerî vesayetten bahsediliyor ve bu askerî vesayetin kaldırılması için her dönemde ciddi tartışmalar oluyor. Şimdi, tam böylesine önemli bir maddede, ombudsmanlık maddesinde, başdenetçi maddesinde "Türk Silahlı Kuvvetlerinin sırf askerî nitelikteki faaliyetler" denilerek bunların denetim dışına çıkarılması asla kabul edilemez.
Birinci itiraz şunadır: Sırf askerî nitelikteki faaliyetler nelerdir? Yani birinci tartışılması gereken konu budur. İkincisi de neden bunlar denetim dışında tutulmaktadır? Şimdi, bazıları söyleyebilir: "Efendim niye bu konuya itiraz ediyorsunuz?" Çok açık ve net örnekler vereceğim size. Türk Silahlı Kuvvetlerinin sırf askerî faaliyetleri? Biraz önce benden evvel konuşan arkadaşlar da değişik partilerden itirazlarını sundular, uzun uzadıya zamanınızı almak istemiyorum bu konuyla ilgili, birkaç örnek vermek istiyorum. Mesela, Mardin Savur'da Albay Rıdvan Özden bir askerî operasyon esnasında öldürülmüştür. Önce bunun PKK tarafından öldürüldüğü iddia edilmiştir ama bugün mezarından çıkarılarak tekrar gerekli incelemeler yapılması noktasına gelinmiştir.
İkinci bir hadise, yine Diyarbakır Lice'de Tuğgeneral Bahtiyar Aydın'ın uzak bir mesafeden uzun menzilli bir silahla tek kurşunla öldürülmesi hadisesidir. Bu da yine aynı şekilde takdim edilmiştir ama ondan sonra işin aslı başka türlü çıkmıştır.
Üçüncü bir örnek Uludere olayıdır. Bu ne faaliyetidir yani askerî faaliyet midir, vatan görevi midir, başka bir şey midir? Eğer buysa bile neden bu denetimin dışında tutulsun, bunun da izahı mümkün değildir.
En önemli noktalardan birisi de askerî cezaevlerinde yaşananlardır. Mesela, buna en büyük örneklerden birisi 12 Eylül dönemidir. Benim kendi başıma, ailemin başına gelen bir olay, babam Diyarbakır Askerî Cezaevinde 14 Temmuz 1982'de işkenceyle öldürüldü, Mardinli Askerî Savcı Oktay Yüksel bugüne kadar kanun önüne çıkarılamadı, girdi cezaevine ve cezaevinde 150'ye yakın kişiden tek tek "Böyle bir şey olmamıştır, kastı aşan bir fiilde bulunulmamıştır." diye yazılı zorla ifadeler aldı. Daha sonraki yargı sürecinde bunun tam aksi ispat edildi, bir zavallı erin üzerine suç yıkıldı, ceza aldı. Peki, bunlar niye denetimin dışında olsun? Bu örnekleri çok daha arttırarak anlatmak mümkün.
"Birçok genç yine cezaevinde intihar etti." diye onlarca genç bu son birkaç sene zarfında -çok gerilerde değil- gündeme geldi, basında yer aldı ama bir müddet sonra bunların da işte "Eğitimde elinde bomba patladı, silahı yanlış yöneltti, şunu şöyle yaptı." diye üstü örtüldü, bir müddet sonra aksi çıktı. Onun için değerli arkadaşlar, kesinlikle bu işin de denetim kapsamına alınması lazım.
Bir diğer önemli nokta da bu ombudsman seçiminde, başdenetçi seçiminde Mecliste salt çoğunluk gündeme geliyor. Peki ne yapmak istiyorsunuz arkadaşlar? Yani yine bir bakan atar gibi, bir genel müdür atar gibi istediğiniz birisini başdenetçi yapacaksanız bu başdenetçi neyi denetleyecek? Şıracının şahidi bozacı olacak. Parmaklar kaldırılacak yine, istenildiği şekilde bir netice olmazsa reddedilecek.
Burada esas olan, Meclisin ittifakla, güven duyacağı, üzerinde mutabakata varacağı kişinin ve kişilerin görevlendirilmesidir. Bunun dışındaki bütün uygulamalar ve çalışmalar kandırmacadır, boşunadır, düzeltilmesi lazım.
Saygılar sunarım. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Tan.