| Konu: | KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 120 |
| Tarih: | 14.06.2012 |
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz Kamu Denetçiliği Kanunu Tasarısı üzerinde vermiş olduğumuz önerge hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce heyetinizi selamlıyorum.
Öncelikle, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun dün açıkladığı yaz kararnamesi sonucu Muğla ilinde Ula ve Dalaman ilçelerimizde adliye teşkilatının kapatıldığını bugün üzülerek öğrenmiş bulunuyorum. Bizim okumuş olduğumuz sosyal bilgiler kitaplarında ilçe teşkilatı içerisinde adliye teşkilatı da var ama AKP'nin algılamasında ilçelerde, maalesef, adliye kaldırıldı. Acaba bu, önümüzdeki dönemde bu ilçelerimizin ilçeliğinin de kaldırılmasıyla ilgili bir adım mıdır? İşin doğrusu, buradan bunu da merak ediyorum.
Dalaman ilçemiz 25 bin merkez nüfusu ve uluslararası bir havalimanıyla bölgemizde önemli bir ilçedir. Ula ilçemiz de tarihten bu yana ilçe olan ve şimdiye kadar, kurulduğundan bu yana adliyesi olan bir ilçedir. Ben bu kararı milletimizin vicdanına havale ediyorum.
Şimdi, kamu denetçiliğinin görevi ne olacak? Önce işe buradan başlamak lazım. Kamu denetçiliği, yürütme gücüne karşı vatandaşın şikâyetlerini inceleyecek. Yürütme kim? İktidar. Şimdi, parlamenter demokraside iktidarı kim denetleyecek? İşin doğrusu, parlamento. Pekâlâ, parlamentonun içinde de esas denetim görevi kimin? Muhalefetin. Oluşturulan sistemde başdenetçi ve denetçileri kim seçecek? İktidar. Bakınız, bu kanun ile muhalefetin denetim yetkisi, atanacak yandaş denetçilere devredilecektir yani denetim fiilen ortadan kaldırılacak. Bu, demokrasiye sıkılan bir kurşundur arkadaşlar. Zaten size göre, İktidar, pardon, Sayın Başbakan hatadan münezzehtir, dolayısıyla, denetime de gerek yoktur.
Yine, Cumhurbaşkanının tek başına yaptığı işler kanunun kapsamı dışında olacaktır. Bundan böyle Cumhurbaşkanını halk seçecek, artık Cumhurbaşkanının hukuken olmasa da fiilen siyasi bağı kurulacak ama Cumhurbaşkanının yaptığı işlemler incelenmeyecek, tartışılmayacak; bu da kabul edilebilir bir uygulama değil arkadaşlar.
Yasama yetkisinin kullanılmasına dair işlemler kapsam dışındadır. Doğrudur, demokrasilerde meclis her şeyin üstündedir. Ama çoğunluğun tahakkümü altındaki Meclisimizde, maalesef, tarihimizde hiç olmadığı kadar, kişiye özel kanun çıkarılmıştır ve çıkarılmaya devam etmektedir. Buna kim, nasıl dur diyecek?
Yargı yetkisinin kullanılmasına ilişkin şikâyetler de kapsam dışındadır. Bir iktidar düşünün ki özel yetkili mahkemeleri kuruyor, adli reform yapıyor. Yine bu iktidar özel yetkili mahkemeleri kapatmayı konuşuyor, yine bir yargı reformundan bahsediliyor. Bu nasıl bir sistemdir, bununla kim, nasıl başa çıkabilecek? İnsanlar tutuklanıyor ama yıllarca niye tutuklandıklarını bilmiyorlar, şikâyet mercisi de yok. Vatandaş derdini kime, nasıl, nerede anlatacak?
Türk Silahlı Kuvvetlerinin bütün işlemlerini denetim dışı bırakıyorsunuz, Silahlı Kuvvetlerin yaptığı yanlışları, vatandaşa karşı yaptığı yanlışları kim nasıl sorgulayacak?
Şimdi esas denetim mekanizmasının Türkiye Büyük Millet Meclisi olduğunda kimsenin şüphesi yok ama burada Dilekçe Komisyonu var, İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu var, İç Tüzük'e göre de milletvekillerinin yazılı ve sözlü soru önergeleri verme hakkı var. Hukuken denetim yapmak mümkün ancak uygulamada bunların hepsi hikâye. Verdiğimiz yazılı soru önergelerine gelen cevaplar gösteriyor ki birileri bizimle alay ediyorlar.
Geçen haftalarda olduğu gibi, Sayın Ulaştırma Bakanı muhalefetin verdiği yüzlerce soru önergesini yok sayıyor; iktidarın sorduğu çanak soruları seçip getirdi, burada cevapladı. İktidarın istemediği hiçbir araştırma önergesinin de kabul edilmesi mümkün değil. Pekala, iktidarın seçtiği, pardon(!) atadığı kamu denetçileri daha mı iyi olacak arkadaşlar?
Kamu Denetçiliği Kurumu kurulursa belki ortak akıl devreye girer. Bu bakımdan verdiğimiz değişiklik önergesi önem arz etmektedir.
Önergemize desteklerinizi bekliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim.