GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı İle 2013 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı
Yasama Yılı:5
Birleşim:35
Tarih:20.12.2014

HDP GRUBU ADINA FAYSAL SARIYILDIZ (Şırnak) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bütçe tasarısının 12'nci maddesine ilişkin partimizin görüşünü ifade etmek üzere söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Zeydan Encü, Orhan Encü, Nevzat Encü, Hüseyin Encü, Erkan Encü, Mehmet Ali Tosun...

HAYDAR AKAR(Kocaeli) - Ben bile öğrendim, Roboski.

FAYSAL SARIYILDIZ (Devamla) - ...Serhat Encü, Muhammet Encü, Fadıl Encü, Şerafettin Encü, Şirvan Encü, Selim Encü, Mahsun Encü, Cemal Encü, Salih Ürek, Celal Encü, Yüksel Ürek, Adem And, Bedran Encü, Salih Encü, Selami Encü, Nadir Alma, Bilal Encü, Savaş Encü, Selahattin Encü, Şivan Encü, Cihan Encü, Seyithan Enç, Özcan Uysal, Vedat Encü, Hamza Encü, Hüsnü Encü, Osman Kaplan ve Aslan Encü; bunlar, aslında, AKP Hükûmetinin ne bütçesinden ne de adaletinden nasibini almamış bir coğrafyanın şu an ölü çocukları, Roboski çocukları. Evet, ismini okuduklarım 2011 yılında, yeni yılın arifesinde, tam da bu vakitlerde, bir aralık ayında gökyüzünden yağan bombalar sonucu, yarısı 15 yaşından küçük, diğer yarısı 15 ile 22 yaş arasında 32 yurttaşın öldürüldüğü Roboski katliamında yaşamını yitirenlere ait.

LEVENT GÖK (İstanbul) - 34, 34.

FAYSAL SARIYILDIZ (Devamla) - Kürtler üç yıl önce o zemheri ve soğuk kış günü Dersim, Zilan, Lice, Cizre ve Şırnak'ta olduğu gibi, yine katliama uğradı ve solgun ölüm suretlerine tanıklık etti. 34 can yoksulluktan ve fukaralıktan atların heybelerine doldurdukları kaçak sigara ve çay paketlerini taşırken tarihsel yurtlarını ortadan bölen sınırın hemen dibinde katledildiler. Bir kuytuluk dibinde katledilen Roboskililerin atların sırtına ve traktörlerin römorklarına doluşturulan cenazelerine ait fotoğraf, bu ülkenin ibretlik tarihî vesikalarından biri olarak kayıtlara geçti. Sekiz gün sonra dördüncü yılına girecek olan Roboski katliamı Kürtlerin ve insanlığın yüreğine en derin çentiği attı.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; basit bir mantık silsilesi yürütelim: 34 Roboskili köylüyü kim öldürdü? Askerî uçaklar. Uçaklardaki pilotlar kime bağlı çalışıyor? Hava Kuvvetleri Komutanlığına. Hava Kuvvetleri Komutanlığı kimin emrinde? Genelkurmay Başkanlığı. Genelkurmay Başkanlığı da kime bağlı? Başbakana. Şimdi, bu hiyerarşinin tümünün Roboski katliamında siyasi ve askerî sorumluluğu bulunmaktadır. Bu kadar basit. Peki, ilkokul çocuğunun bile basitçe sıralayacağı bu hiyerarşik sorumluluğa rağmen neden failler hâlâ açığa çıkmadı? Çünkü Roboski katliamıyla ilgili yürütülen soruşturma, failleri ortaya çıkarmak amacıyla değil, aklamak ve gizlemek kastıyla yürütülmektedir. En son, savcılığın dosyaya ilişkin verdiği görevsizlik kararıyla Kürtler Roboski'de bir kez daha hukuk dışına itilmişlerdir. Türkiye-federe Kürdistan bölge sınırında meydana gelen katliamın siyasi ve askerî sorumluları üç yıldır hesap vermedi. Hesap vermeyi bırakalım, sorumlulukları olanlar madalyalarla ödüllendirildi. 29 Aralıkta savaş uçaklarının bombardımanıyla gerçekleşen katliam, dönemin Başbakanı Sayın Erdoğan'ın Dersim katliamından dolayı dilediği yarım özürden bir ay kadar sonra gerçekleşti. Kendi döneminde gerçekleşen katliamı görmezden gelen AKP Hükûmetinin Dersim katliamından dolayı dilediği yarım özür samimiyetsizliğini göstermeye yetmektedir. Dersim katliamına pilot olarak katılan Sabiha Gökçen'e verilen üstün hizmet madalyası ile Roboski'nin sorumlusu sayılması gereken Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Mehmet Erten'e başarı madalyası verilmesi arasında ne fark var? Yetmiş altı yıl önce de Kürtleri öldürenlere madalya verildi, bugün de 34 Kürt'ün öldürülmesinde sorumluluğu bulananlara madalya veriliyor.

AKP ve cemaatin can ciğer olduğu bir süreçte Roboski katliamı gerçekleşti. Şimdi, Roboski katliamı nedeniyle birbirini suçlayan iki taraf da bize göre sorumludur. O dönem bütün kirli işler bir arada yürütüldü. Kirli iş birliğiniz sonucunda KCK operasyonları adı altında gazeteciler, belediye başkanları, siyasetçiler, kadın aktivistler ve sendikacılar gözaltına alındı, tutuklandı. Dolayısıyla, tahşiyeyi bırakın. Roboski katliamını kim yaptı? İlk başta siz bunun hesabını verin. Hükûmet, cemaat, yargı, emniyet ve TSK uyum içinde katliamın üzerini örtmek istedi. Bugün iktidar kavgasına tutuşanlar Roboski'nin ortak sorumlularıdır.

Eğer geçmişte yaşanan insanlık suçlarından hesap sorulmuş olsaydı Roboski katliamı yaşanmayacaktı. Bundan tam yirmi bir yıl önce yine Şırnak'ta Kuşkonar ve Koçağılı köylerine de askerî uçakların gerçekleştirdiği bombardımanda beşikteki bebekler, çocuklar ve hamile kadınların da aralarında bulunduğu 38 kişi katledildi. Eğer AKP iktidarı döneminde bu katliamın hesabı sorulmuş olsaydı Roboskili 34 yurttaş belki de bugün aramızda yaşıyor olacaklardı. Bu davada ne oldu biliyor musunuz? 38 kişinin katledildiği olayla ilgili soruşturma kapatıldı; bu, uçaklar tarafından vurulan köylerde katledilen insanlara ilişkin diyorum. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, aynı Roboski'de olduğu gibi dosyayı geçtiğimiz yıl zaman aşımına iki gün kala görevsizlik kararı vererek askerî savcılığa gönderdi. Genelkurmay Askerî Savcılığı soruşturmanın 26 Mart 2014 tarihi itibarıyla kasten adam öldürme suçu yönünden davanın zaman aşımı süresinin dolduğunu belirterek kovuşturmaya yer olmadığı yönünde karar verdi.

Roboski katliamı da aynı şekilde kapatılmak isteniyor ama ahd ve ant olsun ki Roboski katliamını unutturmayacağız. Katliam faillerinin aklandığı ve korunduğu bir ülkede barışı nasıl inşa edeceksiniz? Adaleti tesis etmeden toplumsal barışı nasıl sağlayacaksınız? Bu ülkede adalet sadece güçlüye değil herkese adil bir şeklide dağıtılmalıdır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Roboski halkının temel gereksinimi, adalet özleminin karşılık bulması ve üç yıldır süregiden yas hâline son verilmesinden geçiyor. Yakın tarihimizde yaşanan ve 34 sivil insanın ölümüyle sonuçlanan Roboski katliamının sorumlularının yargılanması, adaletin tesisi açısından önemli bir başlık olduğu tartışılmaz bir gerçekliktir. Bu katliamın aydınlatılması, sorumlularının yargı önüne çıkarılarak cezalandırılması ve toplumdaki travmanın onarılması adaletin tesisine de katkı sunacaktır.

Savaşın yol açtığı acılar veyahut da yıkımlar barış sürecinin önündeki en önemli engellerdir. Yakınını kaybeden, evleri yakılan, yerlerinden edilen, kötü muamele ve işkenceye maruz bırakılan insanların acıları ve öfkeleri bir arada yaşamayı zorlaştırıyor. Yaşanan acılar ve travmaların iyileştirilmesi için toplumun baştan sona geçmişle yüzleşerek barışçıl bir şekilde bir arada yaşamanın yollarını bulması, ancak gerçeklerin aydınlanması ve mağduriyetlerin giderilmesiyle mümkün olacaktır. Bu zahmetli sürecin başlatılması, hakikatler komisyonunun kurulması için, her şeyden önce, geçmiş ihlalleri ciddi bir biçimde araştırmayı mümkün kılacak, aktif bir şekilde destekleyecek ve cesaretlendirecek siyasi iradenin ortaya çıkması gerekiyor.

Türkiye'deki otuz yıllık çatışmanın taraflarından biri olan PKK, bu süreçte yaşanan bütün olayların açığa çıkması için, hakikatleri araştırma komisyonu kurulması temelinde bir yüzleşmenin sağlanması çağrısında defalarca bulundu. İnsanlığa karşı işlenen suçlarda kimler sorumluysa açığa çıkarılsın. Acı ve ölümler sonucunda ortaya çıkan öfkenin ve kırgınlıkların barışa bağışlanması için hakikatler ve gerçeklerle yüzleşme komisyonu kurulmalıdır.

Halkımıza Dersim'de, Maraş'ta, Çorum'da, Sivas'ta, Lice'de, Şırnak'ta ve Roboski'de yaşatılan acıları unutursak kalbimiz kurusun.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)