GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı İle 2013 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı
Yasama Yılı:5
Birleşim:36
Tarih:21.12.2014

HDP GRUBU ADINA ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Bugün itibarıyla HPG, YJA Star, YBŞ ve peşmerge güçlerinin ortak operasyonuyla Şengal'in tamamıyla DAİŞ çetelerinden temizlendiğini duyduk ve bu müjdeli haberi Meclis kürsüsünden de Türkiye kamuoyuyla da paylaşmayı bir görev addederek konuşmama başlamak istiyorum.

Değerli milletvekilleri, biz 2013 yılına ait defteri kapatıyoruz. Bir defter kapatıyoruz. Şimdi milletvekilleri diyecek ki efendim, yargıya intikal eden mevzular zaten yargı takibindedir, bizim burada yaptığımız bir aklama sayılmaz. Evet, şu anda bir aklama yapacağız ve yargıya yansımış hususları netliğe kavuşturmadan ya da netliğe kavuşturulmasını beklemeden bir aklama yapacağız. Neye göre yapacağız? Siyasi bir aklama yapacağız, siyasal sorumluluktan kurtulacak. Meclis şu anda 2013 yılına ait kesin hesabı kabul etmiş olacak demek ki. Doğru bir işlem yapmamış olacağız. Yönetimsel olarak böyle bir işlemin olmaması gerekir.

Hepimiz çok iyi biliyoruz ki 2013 yılına ait pek çok hesapta yargısal işlem devam ediyor. Bu yargısal işlemin sonucunu beklemeden Meclisin kesin hesapta bir aklamaya gitmesi, bunu kabul etme yolunu tercih etmesi doğru bir uygulama değildir.

Şimdi, hadi, biz "Geçmişle çok takıntılı kalmayalım, geleceğe bakalım, gelecekte ne var?" diyelim. Çünkü pek çok defa bugün sataşmalardan kaynaklı olarak Hükûmet sözcüleri, iktidar partisi sözcüleri, grup başkan vekilleri buraya çıktılar, 2023 vizyon hedefleriyle ilgili pek çok nutukta bulundular burada. Pek çok defa böyle bir propaganda dili kullandılar. Oysaki kendileri unutuyor, 2023 vizyon hedeflerinde revizyona gittiler daha on beş gün önce, bir revizyon yaptılar. Başbakan Sayın Davutoğlu çıktı, 2023 vizyon hedeflerinde bir revizyon programı açıkladı. Revizyon programını da bir eylem planı olarak açıkladılar. "Ekonomik devrim" dediler yani ona da, bu şekilde ifade ettiler.

Biraz önce, burada, Özdal Bey ifade etti, dedi ki: "Sizin en büyük meziyetiniz, iyi olmayan bir şeyi çok iyi pazarlıyor olmanız." Bunu ifade etti, Grup Başkan Vekili Sayın Aydın çıktı dedi ki: "Ya efendim, siz bize sataşmada bulundunuz." E alın bakın, hemen yaşıyoruz, bugün itibarıyla yaşıyoruz. On beş gün önce Başbakan çıktı 2023 vizyon eylem planında revizyona gittiklerini açıkladı, hedefleri küçülttü, geriye çekti. Siz hâlâ "2023 vizyon hedefleri" diyorsunuz.

Nedir 2023 vizyon hedefi? 2023'te 2 trilyon dolar ekonomi büyüklüğü hedefi var. Uygulanabilir mi? Benim bir şey söylememe gerek yok. 2018 hedefiniz nedir? Sayın Davutoğlu'nun açıkladığı rakamı ben de açıklayayım: 1,3 trilyon dolar. Peki, dört yılda 1,3'e ulaşacaksanız sonraki üç yılda, dört yılda nasıl 2 trilyon dolar hedefini tutturacaksınız? Bir şartla tutturursunuz; dünyanın hepsi duracak, dünya dönmeyecek, sadece Türkiye ilerleyecek. Böyle olursa siz rakiplerinizi geçmiş olursunuz. Oysaki tamamıyla rekabet içerisinde olduğumuz gelişmekte olan ülkelerin de veriler itibarıyla gerisinde bir pozisyondayız.

On beş gün önceki açıklamayı bir kenara bırakıyorum, daha iki gün önceki açıklama. Sayın Davutoğlu bir açıklama daha yaptı Türkiye kamuoyuna. Bakın, özellikle bütçe günlerine denk getirildi ki karambole gitsin, kimse hissetmesin. Hangi gün bu açıklamayı yaptı? Rusya'daki krizden bir gün sonra bu açıklamayı yaptı. Neye dönük yaptı? Ne vardı o açıklamanın içerisinde? Kemer sıkma politikası var. Vatandaşın kemerini sıkacaksınız, boğazına yapışacaksınız. Neyle yapışacaksınız? 2015'te ilk ekonomik eyleminiz vergileri artırmaktır, vatandaştan biraz daha vergi almaktır.

Bunları da geçtik, bir kenara koyduk. Şimdi, ülkedeki gelir dağılımı adaletsizliğini nasıl ortadan kaldıracaksınız? Makası daralttığınızı ifade ediyorsunuz. Tersine, Türkiye yedi coğrafi bölgeye ayrılmış bir yönetim şeması, iklim şeması içerisindedir, altı bölgeyi bir bölge için sömürge olarak kullanıyorsunuz. Altı bölgenin tüm kaynaklarını bir bölgenin kalkınması için kullanıyorsunuz. Aykan Bey'in zoruna gidebilir, bilmiyorum ama, maalesef, Türkiye'nin bütün bölgeleri Marmara Bölgesi'nin kalkınması için kullanılıyor, ifade edeyim.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Yapma gözünü seveyim, bütün, biz size çalışıyoruz ya!

ADİL ZOZANİ (Devamla) - Türkiye'nin ortalama kişi başına düşen geliri 10.500 dolar. Marmara Bölgesi'nde kişi başına düşen gelir payı itibarıyla en az 17 bindir. Marmara Bölgesi'ndeki illerde kişi başına millî gelir payı 17 bin ile 25 bin dolar arasındadır. Batman'da kaçtır? 3.500 dolardır.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Batman'ın aldığı yatırım ile Kocaeli'nin aldığı yatırıma bak.

ADİL ZOZANİ (Devamla) - Ha, peki, bu kalkınmayı neye göre yaptık, neye göre böyle oldu, bu dengesizlik neye göre bu şekilde gelişti? Ee, varın düşünün. Eğer bir bölgeyi bütün diğer bölgelerin tepesine koyarsanız, bütün ülkenin tüm kaynaklarını getirip bu bölgede bir potada eritmeye kalkışırsanız böyle bir dengesizliğe sebebiyet verirsiniz. Sadece İstanbul için bu Hükûmetin ayırdığı yatırım kalemleri Türkiye Cumhuriyeti devletinin bir yıllık toplam bütçesinden daha fazladır, bakın, sadece İstanbul için ayrılan yatırım kalemleri. Ya, Türkiye İstanbul'dan ibaret midir? Öyle bir noktaya getirdiniz ki İstanbul da artık yaşanamayacak bir şehre dönüştü. Üçüncü köprü, tüp geçiş, üçüncü havaalanının toplam yatırım kalemi Türkiye'nin, Fırat'ın doğusundaki toplam illerin tamamının yatırım kalemlerinden daha fazladır, tamamından daha fazladır. Böyle adaletsizlik olur mu? Siz bu makası nasıl daraltırsınız, nasıl daraltabileceksiniz? Hâlâ çıkıp burada "Biz ekonomik gelişmişlik endeksi itibarıyla iyi bir noktaya geldik." diyorsunuz. Ee, kusura bakmayın, vallahi bu da bir safsatadır.

Dünyadaki ekonomik gelişim seyri gelişmiş ülkeler açısından artık sadece beyinsel üretime dönüştü, adam beyin üretiyor. İtalya kumaşıyla meşhurdur ama kumaş üretimini İtalya'da yapmıyor, gidiyor Çin'de yapıyor. Almanya arabasıyla ünlüdür, ağır sanayi parçasını Almanya'da üretmiyor, fabrikasını getiriyor Türkiye'ye, Çin'e götürüyor, Hindistan'a götürüyor. Neye göre götürüyor? Ucuz iş gücüne göre götürüyor.

Şimdi, biz de burada "Traktör fabrikası kurduk." diye övündük yıllar önce. Efendim, otomobil fabrikası, montaj fabrikası kurduk, bununla övündük. Ya, bununla övünmeyelim. Biz bu uygulamalarla dünyanın varoşu olduğumuzu tescillemiş olduk. Biz şu anda ülke olarak dünyada varoş pozisyonundayız, gelişen dünyanın varoşu pozisyonundayız. Bununla neyin övüntüsü içerisindesiniz? Sizin için bir avuntu olabilir ama ülke kaynakları -özellikle ekolojik denge itibarıyla- maalesef talan ediliyor, doğamız maalesef yok ediliyor. Gelişen dünyanın çöplüğüne dönüştük. Bunu da bir övünç kaynağı olarak ifade ediyorsunuz. 2013 için de bu böyleydi, 2014 için de bu böyledir, 2015'in hedeflerinde de bu böyledir. Dolayısıyla hayırlı olsun diyeceğiz, hayırlı bir tarafı olmayan bir bütçeden söz ediyoruz.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum.