| Konu: | 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı İle 2013 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 36 |
| Tarih: | 21.12.2014 |
MHP GRUBU ADINA MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2013 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı'nın 6'ncı maddesi üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce heyetinizi ve ekranları başında bizleri izleyen kıymetli vatandaşlarımızı saygı ve muhabbetle selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, öncelikle bir bütçe maratonunun daha sonuna geldik. Burada on gündür her partinin bütçe kanunuyla ilgili görüşlerini dinledik, şimdi de en önemli maddeye geldik, yürütme maddesi. Tabii, bu da iktidarın en iyi bildiği iş ancak aziz milletimiz de AKP'nin hangi gemileri hangi denizlerde nasıl yüzdürdüğünü de çok iyi bilmektedir.
İktidar partisi mensupları ve bakanlar, her gün burada rakamlarla kendilerince şov yapmaya çalıştılar. "Türkiye ekonomisi uçuşa geçti, Türkiye yatırım cenneti, biz hiçbir tesisi satmadık, bunların belirli bir süre sonra geriye dönecek." gibi hoş sözler söylediler. Keşke biz de bu görüşlere katılabilsek, keşke gerçekler de böyle olsa ancak gerçekler iktidar sözlerini çok doğrulamıyor. Yapılan yatırımların çoğu yap-işlet-devret yöntemi ve Hazine garantileriyle gerçekleşmektedir. Yapılan tesislerin çoğunun gerçek maliyetiyle sözleşme bedeli arasında ciddi uçurumlar vardır. Bu işleri yapan firmaların çoğu aldıkları teşvikler, teşvikli krediler ve değişik desteklerle yaptıkları işin faturasını devletimize, milletimize kesmektedir. Yap-işlet süresi dolup iş devretmeye geldiği zaman bu tesislerin çoğu ekonomik ömürlerini zaten tamamlamış olacaklardır.
Yine, iktidarın en çok konuştuğu bölünmüş yollar meselesine de bir göz atmak lazım. İktidar yaptığı bölünmüş yolları olması gerekenin kaç katına mal etti? Örneğin, ben kendi bölgemle ilgili sormak istiyorum: Muğla-Yatağan bölünmüş yolu kaç defa kazıldı, kaç defa yapıldı? Bunun için ne kadar para ödendi, başlangıçta bu iş doğru düzgün yapılsaydı bu yol kaç paraya yapılacaktı? Marmaris-Gökova bölünmüş yolu kaç defa göçtü, kaç defa yeniden yapıldı, bu yol kaça mal oldu, başından itibaren düzgün yapılsaydı kaça mal olacaktı? Bu soruları yapılan yolların önemli bir kısmı için de sormak mümkün ama burada sorulacak en önemli ve en son soru da şudur: Bu yöntemle hangi yandaş müteahhitlerinize ne kadar kaynak aktardınız, sonra da bu müteahhitlerden havuz medyasına ne kadar para topladınız?
Değerli milletvekilleri, ülkemizde çalışan insanların yarısı asgari ücretle çalışmaktadır, bir o kadar da işsiz vardır. Emeklilerin durumunu konuşmaya bile gerek yok, onlar zaten perişan durumda. Üniversiteyi bitirmiş gençlerimizin tek derdi var, hepsi "iş" diye her birinizin kapısında dolanıyorlar. Böyle bir ortamda diyorsunuz ki: "Herkes mutlu, herkes gül gibi geçinip gidiyor." Toplumun geniş kesimlerinin mutlu olmadığını aslında sizler de çok iyi biliyorsunuz. Cinnet geçirenlerin, intihar edenlerin, boşanma oranlarının her gün arttığını ve bu sayıların da artarak devam ettiğini çok iyi bilmektesiniz. Bu da AKP'nin en büyük eseridir.
Yine devamla sormak istiyorum: Bu bütçeniz Muğla'da portakalını 25 kuruşa dahi satamayan çiftçimizin sorununu çözebilecek midir? Bu bütçe limonunu 10 kuruşa dahi satamayan üreticimizin derdine derman olabilecek midir? Bu bütçeniz narını satamadığı için nar bahçelerini söken üreticilerimizin, benim hemşehrilerimin derdine derman olabilecek midir? Bu bütçe emeklimizin geçim derdini ortadan kaldırabilecek midir? Dün bir de yeni bir şey öğrendik: 2008'e kadar, geriye dönük olarak emeklilerin maaşlarından "tedavi katkı payı" adı altında bu aralık maaşında 300 liraya varan kesintiler yapıldığını öğrendik. Bu bütçe asgari ücretlinin gelirini artırıp onun geçim derdini çözebilecek midir? Bu bütçe işsiz kardeşlerimize iş temin edebilecek midir? Bu bütçe BAĞ-KUR primini bile ödemekte güçlük çeken esnafımızın, çiftçimizin derdine çare olabilecek midir? Bu bütçe kredi kartı borçları ve tüketici kredisi borçları altında ezilen vatandaşlarımızın yükünü hafifletebilecek midir? Bu bütçe Türkiye'yi tüketim ekonomisinden kurtarıp üretim ekonomisine geçirebilecek midir? Bu bütçe cari açığı kapatabilecek midir? Bu bütçe ülkemizin enerji açığına çare olabilecek midir? Bu bütçede bunlara "evet" demeyi her Türk vatandaşı gibi ben de çok arzu ederdim ama hepimiz biliyoruz ki bu soruların hepsinin cevabı maalesef kocaman bir "hayır"dır.
Değerli milletvekilleri, tabii ki bu bütçe görüşmelerine damgasını vuran en önemli olay 17 ve 25 Aralık 2013'te ortaya savrulan asrın en büyük yolsuzluk operasyonudur. Maalesef, AKP bu yolsuzlukları ortadan kaldıracak, bunları tamamıyla ortaya koyup aydınlatacak ve suçlularını yargılayacak bir yol ve yöntem izleyememiştir. Bilakis, yayın yasaklarıyla, polis tayinleriyle, hâkim, savcı tayinleriyle ve bürokraside bu işle ilgili kurumlardaki diğer bürokratları tayin ederek, gizleyerek ve bu yolsuzlukları ortaya saçanları paralelcilikle suçlayarak olup bitenlerden kendisini sıyırıp temize çıkmaya çalışmaktadır. Ancak, minare kılıfa sığmayacak kadar büyüktür. Ne yaparsanız yapın, AKP iktidarı hafızalarda bu yolsuzluklarla birlikte yerini alacaktır. Dün beraber yürüdüklerinizle ilgili olarak Sayın Cumhurbaşkanı "Bunlar faili meçhul cinayetlere bile karışmışlar." diyebilmekte, yine, "Bu paralel yapı var ya, yaptığı sınav yolsuzluklarıyla devletin bazı kurumlarını ve bazı okulları ele geçirmişler." iddiasında bulunabilmektedir. Buradan sormak istiyorum: Eğer bu iddialar doğruysa faili meçhul cinayetler işlenirken AKP iktidarı nerede, ne iş yapmaktaydı? Eğer bu iddialar doğruysa bazı devlet kurumları ve bazı okullar bir cemaat tarafından ele geçirilirken AKP iktidarı neyle meşguldü? Siz devletin kendi kurumlarını bile iktidar olarak kontrol edemezseniz bu ülkede huzuru ve güveni nasıl sağlayacaksınız? Ayrıca, bunları söyleyen Sayın Cumhurbaşkanı Devlet Denetleme Kurulunu bu olayları aydınlatmak için neden görevlendirmemektedir? Yoksa paralelciler Devlet Denetleme Kurulunu da mı ele geçirmişlerdir? Eğer Cumhurbaşkanı şikâyet ederse vatandaş ne yapacak, nereye gidecek, derdini kime anlatacak?
Değerli arkadaşlar, iki gündür birçok basın-yayın kuruluşunda Hükûmetin İmralı'daki bebek katiliyle yürütmekte olduğu kanunsuz görüşmeler sırasında İmralı canisinden kamu düzeninin sağlanması konusunda yardım talep ettiği iddiaları yer almaktadır. Bu, çok vahim bir iddiadır ve bizi çok üzmüştür. Ancak, bizi esas üzen husus da AKP iktidarının bu iddia konusundaki derin sessizliğidir. Yani, şimdi burada, AKP iktidarı, kamu düzenini bozan bozgunculardan kamu düzeninin sağlanması yönünde yardım ister hâle gelmiştir. Bu da, iktidarınızın miadının dolduğunun en büyük göstergelerinden biridir. Artık, AKP iktidarı kendisini tasfiye edecek seçime doğru hızla yol almaktadır. AKP'nin Türkiye'yi getirdiği noktayı çok iyi gören ve değerlendiren değerli vatandaşlarımız, ilk seçimde gereğini yapacak, ülkemizin aydınlığa giden yolunu açacaktır.
Eksiklikleriyle birlikte ben bu bütçenin her şeye rağmen devletimize ve milletimize hayırlı uğurlu olmasını diliyor, bu duygu ve düşüncelerle yüce heyetinizi ve ekranları başında bizleri izleyen vatandaşlarımızı saygı ve muhabbetle selamlıyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)