GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ceza İnfaz Kurumları Güvenlik Hizmetleri
Yasama Yılı:5
Birleşim:39
Tarih:07.01.2015

REŞAT DOĞRU (Tokat) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

616 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın üzerinde şahsım adına söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Tabii, bu kanunla cezaevlerindeki iç ve dış güvenlikte düzenlemeler yapılmaktadır, bunu da grup olarak normal bulduğumuzu, kabul etmiş olduğumuzu ifade ediyoruz. Ancak şurası gerçektir ki ülkemizde son zamanlarda, yaklaşık olarak son bir yıldan beri en fazla konuşulan kelime veya cümle nedir diye düşünüldüğü zaman ve araştırıldığı zaman görülmektedir ki en fazla konuşulan cümleler adaletle ilgili, hakla ilgili, hukukla ilgili, cezaevleriyle ilgili yani toplumun içerisinde bulunan birçok konuyla ilgili olduğunu görüyoruz. Tabii, bunun içerisinde adaletle ilgili konuların Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı döneminde maalesef çok büyük yara almış olduğunu da son zamanlardaki yaşanan hadiselerle beraber görüyoruz. Öyle ki, işte 17-25 Aralık 2013 tarihinde dünyanın hiçbir ülkesinde görülmeyen bir yolsuzluk hadisesi, bir garabet hadisesi ülkemizde yaşanmıştır. Bu hadise yaşanmamış, bu iş normaldir veyahut da böyle bir şey olmamıştır şeklinde düşünmek ne kadar yanlış bir hadisedir, söylemdir. Şöyle ki: 17-25 Aralıktaki yaşanan yolsuzluk hadisesiyle ilgili olarak kamuoyu vicdanı birçok sorunun cevabını beklemektedir. Özellikle de Türkiye Büyük Millet Meclisinde kurulan bununla ilgili soruşturma komisyonundaki sonuç çok önemli bir şekilde beklenmekteydi ama maalesef bu kaybedilmektedir. Şöyle ki: Meclis Soruşturma Komisyonu -maalesef diyoruz- işte 4 bakanın en azından suçlanmasıyla ilgili o konuyu Yüce Divana bıraksaydı, kamuoyu bu yönlü olarak belki de rahatlamış olacaktı yani burada eğer bir suç varsa suçlar ortaya dökülebilecek; en azından eğer şu andaki söylenmiş olduğu gibi "Bunların hepsi bir düzmece, bir paralel yapının eseri." deniyorsa bunların hepsi ortaya çıkabilecekti ama bu kaybedilmiştir. Bunun kaybedilmiş olmasını da esefle karşılıyoruz. Hâlbuki hukuk, hak, adalet mutlaka yerini bulmalıdır, bu şimdi bulmuyorsa bile ilerideki dönemde bununla ilgili de herhâlde birtakım yeni çalışmalar yapılacak ve kamuoyunun kanayan yarası, vicdanı da tahmin ediyorum herhâlde o zaman rahatlatılacaktır diye düşünüyorum.

Saygıdeğer milletvekilleri, konumuz olan ceza infaz kurumlarıyla ilgili olarak da ülkemizde de hakikaten şu anda da çok ciddi sorunları hep beraber yaşıyoruz. Cezaevlerini ziyaret etmiş olduğumuz zaman, içerisinde yaşanan tablo çok ağır bir tablodur. Şu anda 160 bin civarında mahkûm, hükümlüsüyle, tutuklusuyla cezaevlerinde yatmaktadır ama bunun içerisine bakıldığı zaman hem cezaevinde yatan insanların hem de mahkûmların o kadar büyük sorunları vardır ki bu sorunların çözümü de tabii ki önce Türkiye Büyük Millet Meclisinde olmalıdır.

Cezaevlerinde çalışan insanlar, memurlar, yani infaz koruma memurlarından tutun da diğer memurlara kadar hepsi, özellikle bu tür bir kanunun Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülmesini çok büyük bir arzu içerisinde bekliyorlardı ama görüldüğü kadarıyla veyahut da şu anda gösterildiği kadarıyla bu kanunun içerisine de cezaevlerinde çalışan personelle ilgili çok ciddi, maddi bir iyileştirmenin de konulmamış olduğunu görüyoruz. Hâlbuki başlangıçta bununla ilgili çok önemli bir şekilde yani özlük haklarının iyileştirilmesiyle ilgili teklifler yapılmıştı ama o teklifler nedense maalesef, işte daha sonrasında düşürülmüş ve çok minimal bir seviyede getirilmiştir. Bu doğru değildir çünkü o insanların hepsi çok büyük, ağır sorunlarla karşı karşıyadırlar. En fazla, en büyük riskleri de bunların sağlıkla ilgili riskleridir, psikolojik yapılarıyla ilgili olan riskleridir yani oradaki insan bir yerde mahkûmla beraber, mahkûmun yaşamış olduğu o ağır tablonun bir kısmını da kendileri yaşamaktadırlar.

Bakınız, diğer bir konu da, şu anda cezaevlerinde ikinci müdür seviyesinde olan insanlar vardır. İkinci müdürlerle ilgili de bu kanun içerisine maalesef bir madde konulmamıştır. İkinci müdürlük tamamen ortadan kaldırılmaya çalışılmaktadır. Hâlbuki, o insanlar da, bizlere ulaştıkları kadarıyla, ikinci müdürlüğün bir kazanılmış hak olduğunu, müdür yardımcısı şeklinde değil de, tekrar onların da bir müdür seviyesinde görevlerinin devam etmesi noktasında istekleri vardır ancak o konuda da bu çalışmanın yapılmamış olduğunu görüyoruz.

Yine, cezaevlerinde çok ciddi sorunların başında sağlıkla ilgili olanlarını saymak mecburiyetindeyiz. Cezaevlerinde, biraz önceki genelinde sormuş olduğum soruda, Sayın Bakanın anlattığı kadarıyla 11 doktorun olduğu ifade edildi. Cezaevlerindeki 11 doktor çok azdır. Cezaevlerinde doktor sayısı artırılmalıdır, özellikle de psikolog sayısının çok şiddetli bir şekilde sosyologlarla beraber artırılması gerekmektedir. Cezaevlerinin bir noktada revirlerinin çok güçlü olması gerekmektedir, oralara aile hekimleri atanmaktadır ancak aile hekimleri oralara geldikleri zaman zaten orada çalışmamayı istemekte ve gönülsüz çalışmaktadırlar, bir de verilen ücretler çok yetersizdir. Bundan dolayı da o noktada da çok ciddi sorunların olduğunu söylemek istiyoruz.

Diğer noktalar da: Spor alanları çok yetersizdir, kantinlerinde çok yetersizlikler vardır...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

REŞAT DOĞRU (Devamla) - Teşekkür ederim. (MHP sıralarından alkışlar)