GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ceza İnfaz Kurumları Güvenlik Hizmetleri
Yasama Yılı:5
Birleşim:39
Tarih:07.01.2015

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Adalet Bakanlığıyla ilgili bir kanun tasarısını görüşüyoruz. O nedenle, adaletin rafa kaldırıldığı Bingöl'deki gelişmelerle ilgili Genel Kurulu bilgilendirmek istiyorum.

Demin Hasip Bey burada Cizre'de yaşananlarla ilgili birtakım bilgiler aktardı. Bingöl'de de şu anda aynı güçlerin, aynı karanlık merkezlerin devlete sırtını dayayarak birtakım arayışlar içerisinde olduğunu vurgulamak istiyorum. Son iki aydır Bingöl'de devlet, devlet olmaktan çıkmış, devlet içerisinde birtakım yapılanmalar ya da bazı kişiler sırtını devlete yaslayarak âdeta Bingöl'ü karanlık cinayetler merkezi hâline getirmek için özel bir uğraş içerisindeler. Ve bu konuda da ne Adalet Bakanlığının ne de Hükûmetin hiçbir duyarlılığını biz görmüyoruz. İki aydır burada Bingöl Emniyet Müdürüne yönelik yapılan suikastın failleri kimdir diye soruyoruz, o suikastla birlikte Genç Köprüsü'nde yargısız infaz edilen 4 gencin katilleri kimdir diye soruyoruz. Bir devlet düşünün ki emniyet yetkililerine kurşun sıkmış olanları saklıyor, emniyet müdürüne suikast yapanları saklıyor, olayla hiçbir ilgisi olmayan 4 vatandaşın yargısız infaz edilmesiyle ilgili suspus oluyor ve bir devlet düşünün ki emniyet müdürü, valisi, oradaki askerî yetkilisi, buradaki İçişleri Bakanına, Başbakana yalan yanlış bilgiler aktarıyorlar. Başbakan, Cumhurbaşkanı, İçişleri Bakanı çıkıp Bingöl'deki olayla ilgili, aradan bir saat geçtikten sonra "Suçlular cezalandırılmıştır." diye yargısız infazı meşrulaştırıyor.

Beş dakikalık bir sınır olduğu için bunu diğer önergede de konuşacağım çünkü artık bu durumu mahkeme başkanı, mahkeme hâkimi bile kabullenmeyecek bir duruş ortaya koymaya başladı. Böylesi bir durumla karşı karşıyayız. Hâlâ bu emniyet müdürünün, valinin, Genelkurmay, askerî yetkilinin niye Başbakanı, İçişleri Bakanını bu şekilde yönlendirdiğine dair tek bir soruşturma bile yapılmadı. Böyle bir anlayış olur mu?

Bakın, bu emniyet müdürüne yönelen suikastı açığa çıkarmadığınız için yaklaşık bir iki hafta sonra da çevik kuvvet şube müdürüne yönelik bir silahlı saldırı gerçekleşti. Bütün medya organları "PKK çevik kuvvet şube müdürüne silahlı saldırıda bulundu." diye manşetler attı. Hemen iki gün sonra Bingöl Valisi olayın PKK'yle bir ilgisi olmadığını, kazaen -ne anlama geliyorsa onu da bilmiyoruz- meydana gelmiş bir olay olduğunu açıkladı. Ondan iki gün sonra da yine aynı resmî yetkililer, oradaki çevik kuvvet şube müdürünün, bir korucunun eşiyle gönül ilişkisi olduğu için o korucu tarafından vurulduğunu söyledi. Bu kadar kendi içerisinde büyük bir çatışma, güç çatışması içerisine giren bir devlet yapılanmasından bahsediyoruz ve bütün bunlar Bingöl'de sümen altı ediliyor. Ankara'da siz nasıl buranın karanlık dehlizlerine gömmek istiyorsanız, o şekilde Bingöl'de de, Bingöl'ün karanlık dehlizlerine bu devlet içerisindeki faili meçhul cinayetler bir şekilde ötelenmeye çalışılıyor.

Burada özellikle Bingöl Savcısının ve Bingöl Emniyet Müdürünün özel bir gayret içerisinde olduğunu vurgulamak istiyorum. Bingöl Savcısı bütün bu olaylarla ilgili, ilgisi olmayan partili arkadaşlarımızı gözaltına alma kararlarını çıkartmış, Bingöl emniyeti de hukuksuz bir şekilde önüne gelen partililerimizi, üniversiteli öğrencileri gözaltına almaya başlamıştır. Sayın Adalet Bakanına da o dönemde telefonla ben ulaştım. Bir parti meclisi üyemize iki gün boyunca avukat görüşü, yakınlarının görüşü yaptırılmadan ameliyat olacak seviyede işkence yapıldı. Hastanede doktorun "Hayati riski vardır." demesine rağmen, hastaneden alınıp, parti meclisi üyesi arkadaşımız zorla mahkemeye, karakola götürüldü ve Adalet Bakanının bu konuyla ilgili bilgisi olmasına rağmen bu yaşanan hukuksuzlukla ilgili tek bir idari soruşturma bile başlatmadığını burada vurgulamak istiyorum.

Ben, özellikle bu konuda söyleyecek başka sözler olduğunu vurguluyorum, bir sonraki önergede de konuşmamı tamamlayacağım.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.