| Konu: | Ceza İnfaz Kurumları Güvenlik Hizmetleri |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 39 |
| Tarih: | 07.01.2015 |
İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tekrar hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bundan tam iki yıl önce, 9 Ocakta, Paris'in orta yerinde, Avrupa'nın göbeğinde 3 Kürt devrimci kadını çok hunhar bir şekilde katledildi. Tarihe Paris katliamı olarak geçen bu katliamda Sakine Cansız, Leyla Söylemez ve Fidan Doğan, çok acımasız bir şekilde, bütün insanlığın vicdanını kanatacak şekilde katledildiler. O günden bugüne kadar Türkiye Cumhuriyeti'nin mevcut Hükûmeti ya da Adalet Bakanlığı bu cinayetin açığa çıkması için, bu cinayetin bütün arka planının tarih önünde ortaya çıkması için -deyim yerindeyse- hiçbir girişimde bulunmadılar. Cinayetle ilgili, biliyorsunuz, daha sonra Ömer Güney adında bir zanlı yakalandı. Bu zanlının daha önce Türkiye'de belli bağlantılarının olduğu, cinayetten hemen önce haftalar boyu defalarca Türkiye'ye gelip gittiği, burada muhtemelen cinayetin planlamalarının da tartışıldığı önemli görüşmeler yaptığı, yüzlerce telefon görüşmesi yaptığı bilgisi sabit olmasına rağmen bugüne kadar Ömer Güney'in Türkiye'deki bağlantılarıyla ilgili ne Adalet Bakanlığı ne de AKP Hükûmeti tek bir bilgiyi açığa çıkarıp kamuoyuyla paylaşamadı. Fransa Hükûmeti ile ilgili Fransız bakanlıklarıyla bu konuda herhangi bir görüşme bugüne kadar yapılmadı ya da yapıldıysa olayı ortaya çıkarmaya yönelik bir çabanın olduğuna dair tek bir bilgi kırıntısı maalesef bizimle paylaşılmadı, Türkiye halkıyla paylaşılmadı.
Biz, özellikle 2'nci yılı dolan bu Paris katliamının bütün sorumluluğunun, bu anlamda, öncelikle Fransız Hükûmetine ve kendi vatandaşının cinayetini araştırmayan AKP Hükûmetine ait olduğunu açık bir şekilde vurguluyoruz. Çünkü özellikle bu dönem içerisinde zanlıya ait bazı ses kayıtları medyaya yansıdı. Bu ses kayıtlarını kim, nasıl ele geçirmiş, kim, nasıl sızdırmış, bunlar çok rahatlıkla ortaya çıkarılabilirdi.
Yine, medyada, özellikle MİT'in içerisinde düzenlenmiş olan bazı belgelerin çarşaf çarşaf servis edildiğini biliyoruz. Bu belgelerin nasıl düzenlendiği, kurumsal olarak MİT'in tamamını mı kapsadığı, MİT içerisinde farklı bir örgütlenmeyi mi kapsadığı idari soruşturmayla çok rahat bir şekilde ortaya çıkarılabilirdi. Ancak, bugüne kadar medyaya bile konu olan gelişmelerle ilgili, Paris katliamıyla ilgili AKP Hükûmeti ve Adalet Bakanlığı büyük bir duyarsızlık içerisindedir. Bu cinayeti planlayanlar kimlerdir? Bu katliamın arkasındaki ülkeler kimlerdir, bağlantıları nedir? Türkiye'de devlet içerisindeki birtakım kurumsal yapıların bu cinayette, bu katliamdaki rolleri, payları nedir? Bunların bir an önce açığa çıkarılması gerektiğini buradan vurgulamak istiyoruz.
Özellikle bu katliamın yapıldığı süreçte çözüm sürecinin ilk adımlarının atıldığını tekrar Genel Kurula hatırlatıyorum. Bu yönüyle aslında çözüm sürecini bitirmeyi hedefleyen, insanlık dışı, hunharca bir katliamla, bir kadın katliamıyla karşı karşıya olduğumuzu tekrar ifade etmek istiyorum. Eğer AKP Hükûmeti çözüm süreciyle ilgili bir samimiyet taşıyorsa, henüz işin başından beri çözüm sürecini bitirmeyi amaçlayan böylesi bir kanlı planlamanın bütün detaylarını ortaya çıkarıp kamuoyuna, Türkiye halkına gerekli bilgileri aktarmak zorundaydı diye düşünüyoruz.
Bu konuyla ilgili özellikle Adalet Bakanından da 2'nci yıl dönümüne yaklaştığımız bugünlerde bir açıklama beklediğimizi, bir soruşturma dosyasının olup olmadığının bilgisinin paylaşılmasını, soruşturma dosyası varsa bugüne kadar gelinen aşamanın ne olduğunu, eldeki bilgilerin, verilerin ne olduğunu tüm Türkiye halkıyla paylaşmasını talep ediyoruz. AKP'yi de çözüm sürecini bitirmeyi hedefleyen bu katliamların üzerini örtmeye değil, bir an önce açığa çıkarmaya buradan tekrar davet ediyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.