| Konu: | Ceza İnfaz Kurumları Güvenlik Hizmetleri |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 40 |
| Tarih: | 08.01.2015 |
PERVİN BULDAN (Iğdır) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 13'üncü madde üzerine vermiş olduğumuz önerge üzerinde söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün, gazeteci Metin Göktepe'nin katledilişinin 19'uncu yıl dönümü. Metin Göktepe, İstanbul'da gazetecilik yapan bir arkadaşımızdı, bir yurttaşımızdı. On dokuz yıl önce bugün, 8 Ocak 1996 tarihinde, Ümraniye Cezaevinde, tutuklulara ilişkin yapılan saldırı sonucu katledilen insanlarla ilgili bir cenaze töreni vardı Alibeyköy'de ve Metin Göktepe, eline kâğıdını, kalemini ve fotoğraf makinesini alarak bu cenaze törenini izlemeye gitti fakat cenazenin yapılacağı ilçeye bile Metin Göktepe alınmak istenmedi. Dolayısıyla, Metin Göktepe'nin bütün ısrarlarına rağmen, sarı basın kartı olmadığı gerekçesiyle ilçeye bile alınmasına izin verilmedi. Buna rağmen ısrarcı davranarak Metin Göktepe ilçeye girdi fakat polisler tarafından kapalı spor salonuna alınarak götürüldü, yüzlerce insanla birlikte gözaltına alındı ve burada polisin çok şiddetli coplarına maruz kaldı, vücuduna inen bütün darbelere karşın "Ben gazeteciyim." dedi Metin Göktepe ve gazeteci olduğunu hatırlattı polislere, güvenlik güçlerine. Buna rağmen Metin Göktepe'nin vücuduna, her yerine coplar indi fakat yine Metin Göktepe "Ben gazeteciyim. "dedi, "Ben görevimi yapıyorum." dedi, "Ben haber yapacağım." dedi ama görgü tanıklarının da ifadelerine göre Metin Göktepe kapalı spor salonunda -gazeteciler ve oradaki insanlarla birlikte- polisin şiddetli işkencesi sonucunda yaşamını yitirdi. Dolayısıyla, Metin Göktepe bugün aramızda yok.
Değerli arkadaşlar, sadece Metin Göktepe değil, bugün Türkiye'de Musa Anter, Hafız Akdemir, Ferhat Tepe gibi yüzlerce gazeteci ya basın önünde işini yaparken, görevini yaparken polislerin, güvenlik güçlerinin şiddetine, baskısına maruz kaldı ya da faili meçhul cinayetlere kurban gittiler. Evet, bizler belki yüzler olduk, binler olduk, meydanlara indik, Metin Göktepelere sahip çıkmaya çalıştık fakat bu ülkede gazeteci olmanın çok ağır bir bedeli vardı ve bunlardan bir tanesini yine Metin Göktepe canıyla ödeyerek aramızdan ayrıldı.
Bu ülkede gazeteci olmak her zaman suç oldu değerli arkadaşlar ve bu ülkede özgür basından yana olmak suç oldu. Gazeteler kapatıldı, gazeteler bombalandı, sayfalar sansürlendi, gazetecilere işkenceler yapıldı, gazeteciler katledildi ve bunun bugün bir örneğini de ne yazık ki Fransa'nın başkenti Paris'te Charlie Hebdo dergisine yapılan baskın sonucu yaşamlarını yitiren 12 gazeteci gibi biz de ülkemizde yaşadık. Bugün Paris'te milyonlar sokaklara indi, gazetecilerine sahip çıkmaya çalıştı. Bizler de bugün yine Metin Göktepe şahsında tüm gazeteci arkadaşlarımızı, bu uğurda canını veren, bedenini veren, ömrünü veren tüm gazeteci arkadaşlarımızı saygıyla, minnetle anıyoruz, onlara buradan şükranlarımızı iletiyoruz, ailelerine bir kez daha başsağlığı dileklerimizi ifade etmek istiyoruz değerli arkadaşlar.
Biz yine bugün buradan Halkların Demokratik Partisi olarak sadece Metin Göktepe'nin değil, bugüne kadar öldürülen, katledilen bütün gazetecilerin faillerinin bir an önce açığa çıkarılması gerektiğini ve onları kimler katlettiyse mutlaka bunların yargılanması gerektiğini, cezalandırılması gerektiğini ifade etmek istiyoruz. Ancak bu şekilde onlara sahip çıkabiliriz, ancak bu şekilde onların mücadelesini yaşatabiliriz diyoruz. Bugün, AKP Hükûmetinin görevlerinden birisi de Türkiye'de katledilen gazetecilerin cinayetlerinin açığa çıkarılması. Onları öldürenlerin mutlaka yargılanması gerektiğini ifade etmek istiyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)