GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Tasarı ve Teklifi
Yasama Yılı:5
Birleşim:41
Tarih:13.01.2015

GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Öncelikle Şefik Bey'in sorusundan başlamak istiyorum. Yani, "Esnafa alışveriş merkezleri bedava mı verilecek, oralarda esnaf herhangi bir ödeme yapacak mı? Zaten şu anda da girer sisteme, neden böyle bir düzenleme yapılması gereği ortaya çıktı?" gibi bir sorusu oldu. Aslında, biraz önce konuşmamda da ifade etmeye çalıştım. Esnafımız şu anda giremiyor yani alışveriş merkezlerine giremiyor, bunu hepimiz biliyoruz. Alışveriş merkezine esnaf olarak, esnaf özüyle, esnaf kimliğiyle... Alışveriş merkezlerinin önemli bir bölümü bunları reddediyorlar. Kendi politikaları, başka nedenler, onları belki çok fazla detaylandırmaya gerek yok ama özellikle alışveriş merkezlerinin her biri kendi açılarından, pazarlama tekniği açısından, ticari mantıkları çerçevesinde uygun gördükleri bir algının, muhtemelen -yani en azından bize gelen duyumlar ya da bilgiler o şekilde- o algının bozulmaması noktasında gerekçeyle böyle adım attıklarını söylüyorlar, ifade ediyorlar. Tabii, bu çok yanlış bir şey yani böyle bir şeyin kabullenilmesi mümkün değil. Sonuç itibarıyla, sizlerin de ifade ettiğiniz gibi, esnaf ve sanatkârımız, bakkalımız gerçekten yaşatılması gereken kurumlar. Sadece ticari açıdan değil, sosyal açıdan da bizim mahalle kültürümüzün en önemli direklerinden bir tanesi. İşte yine ifade edildi, bire bir o ilişki, bakkallarımızın ve diğer küçük esnafımızın vatandaşla, o mahallede oturan herkesle özel ilişkisi, bire bir ilişkisi son derece önemli. Bu tür değerlerin kaybedilmemesi gerekiyor, korunması gerekiyor.

Şu anda giremedikleri için esnafımız, böyle bir adım atıldı, böyle bir düzenleme yapılması ihtiyacı ortaya çıktı. Ve inanın girmek istiyor esnafımız çünkü -biraz önce de yine ifade edildi- alışveriş merkezleri bu anlamda ticaretin ve diğer aktivitelerin cazibe merkezi olmuş durumda. Yani, bunu da bir eleştiri ya da övgü anlamında söylemiyorum, bir tespit olarak sadece ifade ediyorum. Sonuç itibarıyla, geldiğimiz noktada böyle bir yapı söz konusu. Yani, alışveriş merkezleri gerçekten insanların önemli zamanlarını harcadığı bir mekân hâline gelmiş. Tekrar söylüyorum, yani desteklemek anlamında ya da eleştirmek anlamında bir görüş beyan etmeden bunu söylüyorum, bir vakıa olarak paylaşıyoruz.

Dolayısıyla, böyle, alışverişin, ticaretin ve benzeri aktivitelerin yoğun olarak yaşandığı ve gelirin, potansiyelin de yüksek olduğu alışveriş merkezlerine esnafımız girmek istiyor. Hatta zaman zaman bu tür taleplerin bize geldiğini ben hatırlıyorum milletvekili olarak, yani şu alışveriş merkezine acaba şey yapsanız da girsek şeklinde. Belki başka arkadaşlarımıza gelmiş midir bilemiyorum şey olarak.

Dolayısıyla, o nedenle biz bu kapıyı açıyoruz, bu yasayla esnafımıza... Yüzde 5 de ciddi bir alan. Yani o, kaybolmaya yüz tutmuş, korunması gereken sanatlarda dörtte 1 rayiç uygulanacak ama buradaki rayiç, normal piyasa fiyatı neyse, herkes hangi kirayı, hangi bedeli tatbik ediyorsa esnaf ve sanatkâra da o rakam üzerinden bir kiraya verme söz konusu olacak.

Dolayısıyla, bunun bence önemsenmesi gerekiyor, yani bu düzenlemeyi küçümsememek lazım. Uygulamada birtakım sıkıntılar olabilir, yani yine dirençler olabilir belki Sayın Susam'ın altını çizmeye çalıştığı, ona katılıyorum ama buna ilişkin biliyorsunuz müeyyideler var, cezalar var, tatbik edilmediği takdirde onlar uygulanacaktır.

Ayrıca, süreyle ilgili de, ilan edilmesi gerekiyor vesaire. Yani esnaf ve sanatkâr odaları bunların haklarını koruyacaktır, talep oradan gelecektir. Dolayısıyla, tamamen korunmasız gibi de düşünmemek lazım esnaf ve sanatkârımızı alışveriş merkezleri karşısında, bu hükmün, kuralın uygulanması anlamında. Hem Bakanlık olarak yani kamu olarak gerekli cezaların uygulanması noktasında imkânımız, gücümüz var hem de ayrıca -biliyorsunuz, cezalar da Komisyonda ağırlaştırıldı- ciddi ağırlaştırmalar söz konusu oldu. Dolayısıyla, uygulanmasını elbette takip edeceğiz, o bizim görevimiz ama inşallah, esnaf ve sanatkârımızın lehine olmak üzere bu kuralı sonuna kadar uygulatacağız.

Sayın Işık, tabii, zor bir soru sordu "Ne kadar alışveriş merkezi, süpermarket ve yerli ürün..." Evet, şu an itibarıyla o bilgi bende yok ama en kısa zamanda takdim edeceğim.

Çalışma saatleriyle ilgili Sayın Işık'ın bir sorusu oldu. Yine, konuşmamda ifade etmeye çalıştım, çalışma saatlerini valilerin belirleyecek olmasını en optimal düzenleme olarak değerlendiriyorum yani bunu belediyelere verdiğiniz zaman, yerel faktörler çok öne çıkar, çok farklı şehirlerde çalışma saatleriyle ilgili birbirinden kopuk, aralarında hiç ilişki olmayan saatler, uygulamalar meydana gelebilir. Bütün bunları eğer merkeze alırsanız yani tamamen sadece merkezî hükûmet tarafından bu yetkinin kullanılması gibi bir seçenek söz konusu olursa o zaman da tam aksi bir durum söz konusu olur, yerel faktörler dikkate alınmamış olur, oradaki ihtiyaçlar, özellikler, hususiyetler gündeme gelmemiş olur, o da eksikliktir yani ikisinin ortasında en uygunu vali; vali, hem yereldir hem merkezdir. Bu anlamda, valinin böyle bir kararın verilmesinde en uygun merci, makam olduğunu açıkçası düşünüyoruz. Dolayısıyla, valiler tarafından çalışma saatlerinin belirlenmesi kuralı yerinde bir kuraldır.

Yine Sayın Susam'ın "Esnafımız bu ücreti ödeyebilecek mi?" yani alışveriş merkezlerinde... Ha, buna geçmeden, burada, yine, biraz önce tam olarak gündeme gelmedi.

MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) - Metrekaresi 40 euroya kiralıyorlar Sayın Bakan.

GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - Evet ama şunu söyleyebiliriz. Bakın, rakamı bilmiyorum ama o rakamdan o kirayı ödemeye hazır çok insan var, çok insan var, evet yani talep arzdan fazla, özellikle bazı alışveriş merkezlerinde talep çok oluyor, bununla günlük hayatta hepimiz karşılaşıyoruz. Ha, zaten bazı alışveriş merkezleri de önemini kaybediyor şu veya bu nedenle yine yani diyelim, yanında başka bir alışveriş merkezi yapılıyor ya da başka nedenlerle. O zaman, zaten bırakır gider, o zaman zaten talep olmuyor. Yani, esnafımıza bu konuda "Mutlaka yüzde 5'i esnaf tarafından doldurulacaktır." gibi zorunlu bir kural yok; o bir imkân, hak esnaf açısından, kullanılırsa. Yani, gelir getiren bir alışveriş merkezi olursa kullanır, eğer gelir getirmediğini düşündüğü bir alışveriş merkezi yoksa, değilse o zaman elbette kullanmaz. Dolayısıyla, bu anlamda herhangi bir sıkıntı ortaya çıkmaz.

Ayrıca, alışveriş merkezlerinin, bu alanların binde 3'ü oranında alanı, rayicin dörtte 1'i fiyatına olmak üzere, tükenmeye yüz tutmuş ve geleneksel sanatları icra edenlere de ayırmaları gerekiyor. Bu da önemli bir kural. Tabii, destekler olur yani vergi uygulamalarında ya da başka şekillerde destekler vardır ama bu şekildeki destek, bana göre en somut destektir. Yani, bunların korunması gerektiğini hep söylüyoruz çünkü para kazanacak, oraya ciddi anlamda bir avantajla girecek, piyasa fiyatının dörtte 1'i, rayicin dörtte 1'i fiyatla kiralama imkânı olacağı için daha baştan avantajlı bir konumda sanatkâr burayı ticari imkâna çevirecek ve yaşama imkânı, ihtimali daha da artacak bu sanatkârın. Dolayısıyla, bu kural da son derece önemli bir kural.

Yine, Sayın Susam, yani yerli marka yok, sadece yabancı markalar satılıyor ya da onun dışındakilere izin verilmiyor gibi bir kural...

MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) - Hayır, bakın, Erzurum'daki AVM'de kaç tane marka varsa aynı markalar İstanbul'da da aynı; yeni markanın girme şansı yok çünkü pazarlayan şirket o markaları pazarlıyor.

GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - Yani, hepsinde yerli markaların da yabancı markaların da olduğunu, oranını bilemiyorum, belki o konuda çalışma da var mıdır bilemiyorum ama hepsinin olduğunu biliyoruz. Yani, beyaz eşya için de geçerli, başka, tekstil için geçerli, hepsinde yerli markalar da var, yabancı markalar da var.

MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) - Yeni markaları koruma kanununa aykırı bir iş, biliyorsunuz.

GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - Evet.

Sayın Akar'ın "Bu rayiç rakam nedir, neye göre belirlenir?" sorusu: Aslında, biraz önce ifade etmeye çalıştım. Yani, başkasına kaça kiraya veriyorsa, hangi fiyatı uyguluyorsa aynı rakamdır. Piyasada oluşan rayiç, uyguladığı rakamlar belli, kaçırmaları mümkün değil. Yani, onu gizlemeleri, o yolla esnaftan kaçırmaları diyelim, çok gerçekçi değil. AVM'cilerin de -yani sizin ifadenizle söylüyorum- kendi esnafını ya da kendi sanatkârını oraya koyma şansı yok yani kurallar bunu engelliyor, kesinlikle öyle bir şey söz konusu olmayacak. Yani, hem cezalar hem de esnaf ve sanatkârımızın organları, kurulları, kuruluşları bunları elbette takip edecek. Dolayısıyla, o noktada herhangi bir sıkıntı olmayacak diye düşünüyorum.

Sayın Bulut bakkalların eridiğini ve onların sayılarının azaldığını, sürekli olarak onların güç kaybettiğini ve bundan dolayı da -alışveriş nedeniyle- alışveriş merkezlerinin sayılarının arttığını ifade etti ve alışveriş merkezlerinin sınırlandırılması konusundaki kanaatimizi, düşüncemizi sordu.

Önce şunu söyleyeyim: Bakın, belki çok bilinenin aksine, esnaf ve sanatkârımızın yok olduğu falan kesinlikle söz konusu değil. Bugün, 1 milyon 600 bine yakın esnafımız faaliyetini devam ettiriyor. Azalma yok, bu ciddi bir sayı. Evet, şimdi düşen sayılar, azalan sayılar... Aslında faaliyette olmayan ama açık görülen, fiktif olanların düşürülmesi nedeniyle bu sayı azalmış gözüküyor. Yoksa, esasında, belki son on-on beş yılda tam... Yani, o konuda kesin bir bilimsel çalışma yok, onu da söyleyeyim ama esnafımızın sayısında da bir azalma söz konusu değil. Yani, esnafımız bütün bunlara rağmen ayakta kalabiliyor. Burada tabii desteklerin, hükûmetlerin verdiği desteklerin de önemli olduğunu söylememiz gerekiyor çünkü uzun yıllardan beri biliyorsunuz... Yani, esnafımızı ayakta tutacak, o güçlü sermaye karşısında koruyacak olan en önemli araçlardan bir tanesi, esnafımıza ucuz, kolay ulaşabileceği makul finansal imkânların sunulmasıdır. Bu da eskiden beri, biliyorsunuz, esnafımıza Halk Bankası üzerinden verilen krediler yoluyla sübvanse edilmektedir ve aşağı yukarı yarısı devlet tarafından karşılanmaktadır. Her yıl, bütçeye bu amaçla 600 milyon lira ödenek konuyor. Çok uzun yıllardan beri devam eden bir uygulamadır bu. Zaman zaman tıkanmalar olmuştur vesaire ama şu an itibarıyla, kefalet mekanizması çok etkili bir şekilde işliyor, esnafımız ucuz kredi kullanabiliyor, piyasadaki maliyetin neredeyse yarı fiyatına, hatta onun da altında bir finansman maliyetiyle bunu kullanabiliyor, en büyük destek budur. Çünkü, sonuç itibarıyla, ticari bir faaliyet söz konusuysa bunun aracı da finansmandır, kredi imkânlarıdır. Bu kanallar açık tutulabilirse, bu açıdan desteklenebilirse esnafımız, büyük sermaye karşısında gücünü koruyabilir, direnebilir ve faaliyetini devam ettirebilir, o anlamda başa baş, dişe diş bir mücadele ediyor. Elbette, düzenlemelerle bunu tahkim etmemiz gerekiyor ki işte burada, bu kanunda da hâkim olan düşüncelerden bir tanesi de budur.

Yine, Sayın Susam Ahilikle ilgili bir şey yapılmadığı ya da yeteri kadar üzerinde durulmadığı şeklinde bir kanaat belirtti ve bu konuda düşüncemizi sordu. Esasında, hem Ahilikle ilgili, son yıllarda -yani eskiden de mutlaka yapılıyordu ama- onların yaşatılması, onların taşıdığı o ruhların, o cevherin gelecek kuşaklara...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

BAŞKAN - İki dakika verebilirim tamamlamanız için.

GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - Lütfen.

BAŞKAN - Buyurun.

GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Sadece bir lonca sistemi, ticari bir organizasyon değil Ahilik mekanizması; onun ötesinde, hem bir yaşam biçimi, bir ahlak, etik kurallar bütünü, aslında sosyal, hatta eğitim anlamında dahi gerçekten damga vurmuş yani bir yönüyle, son derece önemli, belirleyici bir kurallar bütünü ve yüzyıllar boyunca da bu topluma yön göstermiş, destek vermiş bir teşkilat veya bir organizasyon, bir felsefe aynı zamanda. Bunun yaşatılması noktasında, siz de biliyorsunuz, her anlamda ciddi çalışmalar yapılıyor yani özünün, bu kuralların daha çok insana kılavuz olması noktasında çalışmalar yapılıyor, o yüzden organizasyonlar yapılıyor, destekler veriliyor, bütün illerde hemen hemen bu çalışmalar yapılıyor. Zaten, şu yaptığımız çalışma da esas itibarıyla, Ahiliğin bugünkü temsilcileri olan esnaf ve sanatkâra destektir. Yani, bugün görüşmelerine başladığımız bu tasarıyla getirilen düzenlemelerde de esas itibarıyla, Ahiliğin bugünkü yansıması olan, bugünkü devamı olan esnaf ve sanatkârlarımıza destek olmak ve onların faaliyetlerini daha kolay idame ettirme, güçlü bir şekilde sürdürmelerine imkân sağlamak amacıyla bunları yapmaya çalışıyoruz.

Şimdi, AVM'yle ilgili Sayın Işık'ın sorduğu soruyla alakalı bilgiler geldi. Bugün itibarıyla, Türkiye'deki alışveriş merkezleri sayısı 334. 2015 sonu itibarıyla da bunların, inşaatları devam edenlerle, muhtemelen 409'a ulaşması bekleniyor. 144 farklı firmaya ait bunlar. Yani, bu sayıdan, belki, tekelleşme olmadığı, yeteri kadar rekabet olduğu gibi bir sonucu da çıkarmamız mümkün.

Eğer kaçırdığım sorular olursa onları da yazılı olarak kendilerine takdim edeceğim.

Teşekkür ederim Sayın Başkanım.