GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Tasarı ve Teklifi
Yasama Yılı:5
Birleşim:42
Tarih:14.01.2015

MÜNİR KUTLUATA (Sakarya) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 675 sıra sayılı Kanun Tasarısı üzerinde söz almış bulunuyorum.

Ben, bu konudaki düzenleme ihtiyacının çok önemli olduğunu zannettiğim bir boyutuna temas etmek istiyorum. Zamanımın ona yetmeyeceğini biliyorum, ana hatlarıyla dikkatlerinize arz etmek istiyorum.

Sayın milletvekilleri, AVM'ler konusunun mahzurları ele alınırken AVM'lerin satış sırasında verdikleri zararlar dolayısıyla esnafla ilgili zararlar üzerinde duruluyor ve esnafın korunmasına yönelik tedbirleri hepimiz arzu ediyoruz. Ancak, esnafın zarar görmesi meselesi, AVM'ler konusunun ekonomiye verdiği zararın bir sonucu çünkü AVM'ler esasen satarken değil, satın alırken ekonomiye zarar veriyorlar. Yani, üreticiyi kontrol altında tutuyorlar, üreticiyi baskı altında tutuyorlar ve üreticileri, sanayiciyi, KOBİ'leri, orta büyüklükteki sanayicileri âdeta sebze hali karşısında çaresiz kalan sebze meyve üreticileri pozisyonuna düşürüyor. Nasıl ki orada üreticinin eline para geçmiyor, tüketici ucuza sebze, meyve yiyemiyor ama arada bir hal sistemi dönüyor. Aşağı yukarı aynı noktaya gelinmek suretiyle burada ekonominin üretim aşaması büyük tahribat görüyor. Bu, gözden uzak tutulduğu sürece, bu kanunda da görüldüğü gibi, getirilecek düzenlemeler zımnen şunu demektedir: AVM'ler kaçınılmazdır, esnafla ilgili bazı tedbirler alabilirsek, ne kadarını kurtarırsak o kâr. Hayır, AVM'ler Türkiye'de ekonominin üretim ayağını, esas alanı çökerten mahzurlu kurumlar hâlindedir.

Şimdi, bakınız, üretim, sonra aracı kuruluşlar, perakendeciler -bunlara dağıtım kanalları filan diyebilirsiniz ilmî olsun diye- sonra tüketici. Sistem, bizim "esnaf" dediğimiz perakendecimiz, ürünü tüketicinin ayağına götüren yapının asli unsurlarıydı, şimdi AVM'ler sistemiyle üretici satıcının ayağına gitmektedir, ürünün ayağına gitmektedir. Böyle olunca üretici devre dışı kalmakta dolayısıyla üreticinin devre dışı kaldığı yerde sermaye üretime yönelmiyor, sermaye... Bütçe görüşmeleri sırasında söylemiştim: "Türkiye'de bu iktidar döneminde sermaye üretime yönelemiyor, spekülatif alanlara gidiyor." demiştim, bunun bir başka görüntüsü, biraz daha masum görünen tarafı, büyük sermaye küçük sermayenin yapabileceği, küçük esnafın yapabileceği, küçük grupların yapabileceği alanlara büyük sermayeyi yığmak suretiyle hem üretimin önünü kesmek hem de küçük sermayeyi devre dışında bırakmak gibi bir sistemin sorumlusu olmuş durumdadır. O bakımdan, AVM'ler meselesini, hele hele şehir estetiğine verdiği zarafet gibi ilkel -kim kullandı bu ifadeyi bilmiyorum- yaklaşımların çok daha üzücü olduğunu, çok daha az gelişmiş ekonomi mantığını yansıttığını ifade etmek zorundayım.

Değerli milletvekilleri, eğer bu yönüyle bakılmazsa AVM'ler yani aracı kuruluşlar yani üretimde değil de satışta marka olmaya çalışan, onu da sadece ülke içinde bunu yapan birtakım kuruluşlar üreticinin kârını düşürmek suretiyle onu bir süre istismar edip sonra devre dışı bırakmakta sonra ithalata yönelmektedir. O yüzden, Sayın Bakan burada ifade etti, "Ürünlerin üzerine üreticinin adını koyduracağız." dediniz, o güzel bir şeydir ama çok küçük bir çaredir bu çerçevenin içinde baktığımız zaman. O açıdan, meseleye böyle bakmak suretiyle AVM'ler yoluyla bu tahribatın önünün kesilmesi lazımdır. AVM'lere mecbur edilen insanlarımız, tavuk çiftliklerinde yirmi dört saat ışık yakmak suretiyle yumurtlamak zorunda bırakılan tavuklar gibi çaresiz insanlarımız park bahçe hizmetleri yetersiz olduğu için AVM'lere sığınmakta ve devamlı harcama yapmak mecburiyetinde bırakılmaktadırlar. Bu açıdan işin...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MÜNİR KUTLUATA (Devamla) - ...esas boyutuyla ele alınması ve ekonominin üretim boyutuna verdiği zararın dikkate alınarak düzenlemelere bu çerçevenin esas yapılması gerekir diye düşünüyorum.

Saygılar sunuyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)