GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Tasarı ve Teklifi
Yasama Yılı:5
Birleşim:42
Tarih:14.01.2015

FAİK TUNAY (İstanbul) - Sayın Başkan, saygıdeğer üyeler; 675 sayılı Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Tasarısı'nın 18'inci maddesiyle ilgili önerge üzerinde söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Tabii, öncelikle şunu belirtmek isterim: Uzun yıllardır kamuoyunda biraz da AVM'lerle ilgili yasal düzenleme olarak bilinen bu kanun tasarısı sonunda Türkiye Büyük Millet Meclisine geldi. Bir milletvekili olarak bundan büyük bir mutluluk duyuyoruz. Biraz gecikmeli de olsa bizim gündemimize gelmesi ve milleti yakinen ilgilendiren böyle bir kanun tasarısının görüşülmesi çok olumlu bir adım. Ben, başta Sayın Bakanımız olmak üzere Bakanlık bürokratlarını verdikleri emekler için canıgönülden tebrik ediyorum. Ama, tabii ki gönül isterdi ki biz buraya bir muhalefet milletvekili olarak çıktığımız zaman konuşurken mükemmel olmasa da mükemmele yakın bir yasa olduğunu söyleyelim ve bu kürsüye çıktığımız zaman sadece "Vatana ve millete hayırlı olsun." deyip bu kürsüden inmeyi arzu ederdik. Ama, kanun tasarısına baktığınız zaman birçok yerde belirli sıkıntıların, daha doğrusu eksikliklerin olduğunu görüyoruz.

Tabii, biraz önce 17'nci madde hakkında konuşacaktık, 17'nci madde geçti, 18'nci madde üzerinde konuşuyoruz. Ama, ben bu vesileyle belki bu kürsüde hiç konuşulmayan, çok dile getirilmeyen bir şey söylemek istiyorum. Özellikle benim seçim bölgem olan İstanbul'da AVM'lerle ilgili şöyle bir sıkıntı var: 17 Ağustos depremini hep beraber yaşadık. 17 Ağustos depreminden sonra alınan bir karar vardı. İstanbul'da yaklaşık olarak 480 tane boş, atıl olarak bulunan alan afet toplanma yeri olarak belirlenmişti. Bunu hepimiz destekledik çünkü böyle bir kararda iktidar veya muhalefet ayrımı olmaz. Çok acı bir deprem yaşadık, Allah bir daha milletimize böyle bir deprem yaşatmasın ve el birliğiyle bunun kararı alınmıştı. Fakat gelinen süre içerisinde, zaman içerisinde İstanbul'da bu 480 tane afet toplanma yeri olarak belirlenen alanların birçoğunun maalesef ve maalesef AVM'lere peşkeş çekildiğine tanık olduk. Yani, çok üzülerek söylüyorum, bu ifadeyi kullanmak istemezdim ama birileri tarafından bu alanlar AVM'lere peşkeş çekildi. Tabii, bugün baktığınız zaman bunların hepsinin tek tek ismini verecek değilim ama özellikle kendi seçim bölgemde bu tarz afet toplanma alanlarının büyük bir çoğunluğunun AVM'lere bir şekilde "rant yaratmak" adı altında verildiğini görüyoruz. Eğer örnek isterseniz, mesela Capacity Alışveriş Merkezi var Bakırköy'de. Son örnek, tartışmalara konu oldu, asansör faciası yaşandı, işçilerimizi kaybettik, Mecidiyeköy'de Ali Sami Yen Stadı'nın olduğu yer. Burası afet toplanma yeriydi, hatta İstanbul'un en büyük afet toplanma yerlerinden bir tanesiydi. Burası da bir firmaya -firmanın ismi lazım değil- verildi ve işte rezidans, AVM projesi hep beraber yürüyor. Ondan sonra, Bahçelievler'de yine böyle bir afet toplanma yeri "Meydan AVM" adı altında bir AVM'ye verildi. Şimdi, bu örnekler gitgide artıyor, çoğalıyor.

Biz burada bence AVM yasasını veya AVM'leri ilgilendiren kanun tasarısını konuşurken biraz da işin bu boyutunu konuşmalıydık. Yani deprem diyoruz, Allah korusun, İstanbul'u büyük bir deprem bekliyor diyoruz, hepimiz kendimizce önlemlerimizi alıyoruz iktidar veya muhalefet belediyeleri ama baktığımız uygulamaları gördüğümüz zaman çok büyük sıkıntıların olduğunu görüyoruz. Tabii, bugün iktidarın belli bir gücü var, muhalefetin gücü ve sayısı iktidardan hesap sormaya yetecek sayıda değil. Ama ben hep şuna inanıyorum: Bir de mahkemeyi kübra var. Yani bu afet toplanma yerlerini biz AVM'lere verdiğimiz zaman, Allah korusun, hiçbirimiz bunu arzu etmiyoruz ama yarın öbür gün 17 Ağustos gibi büyük bir deprem İstanbul'da olduğu zaman -ki bütün bilim adamları bunu söylüyorlar aynı şekilde bir depremin, hatta daha şiddetlisinin İstanbul'da olacağını söylüyorlar- bu afet toplanma yerinde vatandaşlar, insanlar toplanamadığı zaman, buraların AVM olduğunu gördüğü zaman bu kararları verenler acaba vicdanlarında rahat olabilecekler mi? Bizim anlayışımızda, bizim inancımızda ne diyor? Boynuzsuz bir koyun için bile boynuzlu bir koyuna kısasın yapılacağı mahkemeyi kübrada bunun elbette hesabı verilecektir. O yüzden, bu yasal düzenlemeyi yaptıktan sonra, kanun tasarısını görüştükten sonra, bence artık afet toplanma yerlerinin bir an önce aslına uygun olarak kullanılmasını amaçlamaktayız ve bununla ilgili bu düzenlemeyi de Türkiye Büyük Millet Meclisi yapmak zorunda. Yalnız İstanbul'da değil, diğer bütün illerde de aynı şeyle karşılaşıyoruz ama ben kendi seçim bölgem İstanbul olduğu için bunu özellikle dile getirmek istedim.

Kanun tasarısının ülkemiz ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. İnşallah bu aksaklıklar, sıkıntılar bu Meclis eliyle, hep beraber, iktidarıyla muhalefetiyle düzelecektir ve hepimizin içine sinecek, doğru, düzgün bir kanun tasarısı çıkıp buradan yasalaşacaktır diyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)