GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Milli Mayın Faaliyet Merkezi Kurulmasına İlişkin Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair
Yasama Yılı:5
Birleşim:43
Tarih:15.01.2015

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; sözlerime başlarken hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Şimdi, bu millî mayın meselesiyle ilgili zaten partimizin görüşünü daha önce de belirtmiştik; bu konuda, özellikle de askeriyenin bu konuyu üstlenmesi gerektiğini de daha önce belirtmiştik. Dolayısıyla, bu çerçeve içerisinde bir değerlendirme yapılmasından son derece memnun olduğumuzu özellikle belirtmek istiyorum. Ama, diğer taraftan, sağlık meseleleriyle ilgili hakikaten o kadar çok bize şikâyet geliyor ki... Şimdi bu gençler askere gidiyorlar, askerde bir tarafını kaybediyorlar, az da olsa, yüzde 30 da olsa kaybediyorlar, artık, tam anlamıyla kamuda görev alma meselelerinde de sıkıntılara giriyorlar. Özellikle görme duyuları açısından son derece etkili oluyor. Bu gibi arkadaşlarımıza işte "yüzde 40'ın altında olması hâlinde" gibi birtakım konular var. Bunların düzenlenmesinde son derece büyük fayda olacağını düşünüyoruz çünkü vatan hizmetinde bulunan insanların vatanı için verdiği bir kaybı telafi etmek de yine o ülkenin yöneticilerine, o devlete düşer diye düşünüyoruz, bunun bu şekilde uygulanması son derece önemlidir diye düşünüyoruz.

Öte yandan şunu belirtmek istiyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisinde, Hükûmetin, şu sıralarda doğu ve güneydoğuda neler olduğunu Millet Meclisine anlatması gerekiyor. Cizre'de, Silopi'de, Hakkâri'de meydana gelen olaylar söz konusu. Buralarda neler meydana geliyor, nasıl oluyor bunlar? Buralarda devletin gücünü hangi ölçüde kaybedip kaybetmediğini görmek istiyoruz.

Şimdi, çeşitli insanlar burada çıkıyorlar, birtakım ifadelerde bulunuyorlar, görüşler ortaya koyuyorlar. Şimdi -bana gelen- 10 Ekim 2014'te meydana gelen bir olayı bir de özel kuvvetlerden aldığım bilgiler çerçevesinde değerlendirmek istiyorum; hani bir komiserimizin şehit olduğu, polisimizin şehit olduğu bir olay vardı bu Bingöl bölgesinde.

Şimdi, aynen şu şekilde belirtiliyor: Bu Bingöl ilinde bölücü terör örgütü tarafından pusuya düşürülerek, açılan silahlı saldırıda, Bingöl İl Emniyet Müdürü ve 1 polis memuru yaralı, İl Emniyet Müdür Yardımcısı ve 1 başkomiser şehit edilmişti. Bu konuyla ilgili "provokasyonlar" veyahut da "Devlet tarafından yapılmıştır." gibi birtakım ifadeler söz konusu ediliyor. Hâlbuki operasyon başlatılmış bu saldırı sonrasında, Bingöl Genç ilçesinde geçici görevli bulunan polis özel harekât ve diğer güvenlik görevlilerine de bilgi verilmiştir, Genç istikametine doğru araç içerisinde silahlı 4 örgüt mensubu geldiği talimatı verilmiş. Polis derhâl, özel harekât ve askerî görevliler Genç ilçesi girişi yol ayrımı üzerinde belirtilen araç ve diğer şüpheli araçlar üzerinde uygulama ve kimlik kontrolleri yaparken bahse konu araç uygulama noktasına geldiğinde güvenlik güçleri tarafından durdurulmuş, şahıslara kimlik sorulduğu sırada ellerinde uzun namlulu silahları olan bölücü terör örgütü mensupları "Teslim ol." çağrısına uymayarak operasyona katılan görevlilere silahla ateş etmeye başlamışlar, çıkan çatışmada 4 terörist ölü ele geçirilmiş. Şimdi, operasyona katılan polislerin ise ilginçtir ki Bingöl Cumhuriyet Savcılığında müşteki şüpheli olarak ifadelerinin alınmasına geçilmiştir. Şimdi, bu olayı farklı şekilde anlatmanın ne faydası vardır ülkeye, bu birincisi.

İkincisi, artık bu bölgelerde -herkes biliyor ki- işte, sadece Cizre'de meydana gelen olaylarda değil, o bölgede meydana gelen olaylarda aslında haraç olan vergi koyma, tebligatta bulunma, bunları ödemedikleri takdirde tehdit etme gibi olaylarla karşı karşıyayız. İş, boyutundan, çığırından çıkmıştır. Yarın ortaya çıkabilecek olayların sorumlusu doğrudan doğruya bu konuda Hükûmet olacaktır. Eğer siz, bir şekilde anlaşma yoluna gidiyorsanız PKK'yla o zaman PKK'nın bu konularda her şeyden önce iyi niyetli davranması ve silahlarını terk etmesi gerekir ama tam aksine, artık zannediyorum ki Abdullah Öcalan'ı da dinlemiyorlar ve bu şekilde yarın Türkiye'nin başına büyük bir felaket geleceğini de buradan dile getiriyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)