| Konu: | Milli Mayın Faaliyet Merkezi Kurulmasına İlişkin Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 43 |
| Tarih: | 15.01.2015 |
REFİK ERYILMAZ (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 672 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 9'uncu maddesi üzerinde söz almış bulunuyorum.
Madde üzerinde değişiklik önergesini olumlu buluyoruz, önemli buluyoruz ve destekliyoruz. Tabii, sınırlarımızdaki mayınlı arazilerin temizlenip ihtiyaç sahiplerine dağıtılması konusundaki yasal düzenleme bizim daha önceden aslında Meclis gündemine getirdiğimiz bir talepti, bunun yürürlüğe konulmak istenmesi elbette ki bizleri de mutlu etmiştir.
Yalnız, şunu ifade etmek istiyorum: Elbette ki sınırlarımızda mevcut bulunan mayınların temizlenip arazilerin ihtiyaç sahiplerine dağıtılması önemlidir ancak sınırlarımızı kuşatan iki ayaklı mayınların temizlenmesi konusunda da Hükûmetten acil bir çaba beklediğimizi ifade etmek istiyoruz. Bugün sınırlarımız maalesef, 83 ülkeden devşirilen, ipini koparmış radikal, köktenci grupların kuşatması ve istilası altındadır. Topraklarımızın altında bulunan mayınları temizlerken en az onlar kadar tehlike arz eden, ülkenin güvenliği açısından risk oluşturan bu terör gruplarının tasfiye edilmesi, sınırlarımızdan uzaklaştırılması ve sınırlarımızın güvenli bir alan hâline dönüştürülmesi için de Hükûmetten acil bir uygulama, bir politika istiyoruz.
Değerli milletvekilleri, Fransa'da mizah dergisi Charlie Hebdo'ya düzenlenen ve 12 kişinin yaşamını yitirmesine neden olan silahlı saldırı olayı bütün dünyada tepkilere neden oldu, kınandı. Aynı şekilde, biz de bu saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Sayın Başbakan, Sayın Cumhurbaşkanı da yaptıkları açıklamalarda en güçlü şekilde kınadıklarını, Türkiye Cumhuriyeti olarak her türlü teröre -gerekçesi ne olursa olsun- karşı olduklarını, net tavır aldıklarını, terörün dini ve milletinin olmadığını ifade ettiler. Ancak, gelin görün ki uygulamada bu açıklamaların hayata geçmediğini, bu kınama mesajlarının samimi olmadığını görüyoruz. Siz bir tarafta Fransa'da gerçekleşen bir terör saldırısı için kınama masajları yayınlarken kendi ülkenizde, hemen yanı başınızdaki bir komşu ülkeye 83 ülkeden devşirilen teröristleri bir karargâh hâline getiremezsiniz, onlara sınırlarınızı açamazsınız, onlara silah sevkiyatı yapamazsınız. Bir tarafta "Terörün dini, dili, ırkı olmaz." diyeceksiniz, öbür tarafta, komşu bir ülkeye, oradaki yönetimi değiştirme adına, terör gruplarına destek vereceksiniz, onlara lojistik destek sağlayacaksınız, onları 5 yıldızlı otellerde ağırlayacaksınız, onları özel hastanelerde tedavi edeceksiniz.
Değerli milletvekilleri, bakın, bu iddialar soyut iddialar değildir. Bu iddialar mahkemelerin dosyalarına, resmî kayıtlarına girmiştir. Açın, bakın, Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesinde, sözüm ona, Suriye'deki Türkmenlere gıda yardımı gönderdiği iddia edilen o MİT tırlarının içerisinde yakalanan silahların kimlere, kimler tarafından gönderildiği o mahkemenin resmî kayıtlarına girmiştir.
Değerli milletvekilleri, o tırları durduran savcıların, askerî personelin başına neler geldiğini bütün dünya gördü, hepsi sürüldü, çoğunun hakkında da vatana ihanet gibi çok ağır bir suçlamadan dava açıldı. Şu anda Adana'da 32 vatansever askerî personel, her rütbeden askerî personel yargılanıyor. Geçen duruşmayı izlemek için gittik milletvekili arkadaşlarımızla, o duruşmayı bile izlememize izin vermediler. İşte onun için diyoruz ki: Eğer siz gerçekten teröre karşı bir duruş içindeyseniz öncelikle teröristlere üç buçuk yıldır verdiğiniz bu desteği geri çekeceksiniz. Türkiye'nin bu anlamda hiçbir inandırıcılığı kalmamıştır ve bütün dünyada Türkiye teröristlere destek veren bir ülke konumuna sokulmuştur. Bu politikalarınızdan derhâl vazgeçmenizi, ülkeyi de teröristlerle iş birliği yapan bir ülke konumundan derhâl vazgeçirecek politikaları devreye sokmanızı bekliyorum.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)