GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Milli Mayın Faaliyet Merkezi Kurulmasına İlişkin Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair
Yasama Yılı:5
Birleşim:46
Tarih:22.01.2015

MHP GRUBU ADINA MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkan değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 672 sıra sayılı Tasarı'nın dördüncü bölümü üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Bu vesileyle hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin en ücra yurt köşelerinde canı pahasına görev yapan, aile fertlerinin de aynı kaderi kendileriyle paylaştığı cefakâr ve fedakâr mensuplarının ciddi ve birikmiş sorunları acil çözümler beklemektedir. Çoğu kanayan yara hâline dönüşen sorunlara bu tasarı da maalesef bir çözüm getirmemektedir. Her geçen yıl artan sorunlarına çözüm bulamayan ve çaresiz kalan bazı Türk Silahlı Kuvvetleri personeli ve emeklileri, medyada ve sosyal paylaşım sitelerinde sorunlarını dile getirerek, gazetelere ilan vererek, aileleriyle birlikte Ankara'ya gelip eylem yaparak seslerini duyurmaya çalışmaktadır. Türk ordusunun şerefli mensuplarını bu hâllere düşürmeye hiç kimsenin hakkı yoktur.

Sayın Bakan, biraz sonra değineceğim sorunların çözümü çok da zor değildir. Yalnız, şunu da peşinen söyleyeyim: Bu arkadaşlarımız yıllardır "Sorunlarınızı biliyoruz, kısa sürede çözeceğiz." şeklindeki sözlerden bıkmıştır. "Şöyle iyileştirmeler yapıldı, böyle iyileştirmeler yapıldı." gibi cevaplardan usanmıştır. O nedenle, buraya gelip aynı nakaratı bir daha tekrarlamayın.

Türk Silahlı Kuvvetlerinde huzursuzluğa neden olan, personeli mutsuz eden adaletsiz ve ayrımcı uygulamalar ortadan kaldırılmalı, hiçbir personel ötekileştirilmemeli, yok sayılmamalı, eşitsizlikleri ve haksızlıkları gidermeye yönelik gerekli düzenlemeler acilen yapılmalıdır. İfa edilen görevde etkinlik ve verimliliğin artırılması açısından, personelin moral ve motivasyonunu artırıcı önlemlerin bir an önce hayata geçirilmesi kaçınılmazdır.

Uzman jandarmalar ve uzman erbaşlar feryat etmekte ama AKP Hükûmeti duymazdan gelmektedir. Bu arkadaşlarımız çok ciddi sorunlar yaşamaktadır.

Uzman jandarma ve uzman erbaşlar orduevlerine girememekte, kapıdan çevrilmektedir. Sayın Bakan, uzman jandarma ve uzman erbaşların orduevlerine, sosyal tesislere girmesini, bir bardak sıcak çay içmesini yasaklamanın nasıl bir gerekçesi olabilir?

Türk Silahlı Kuvvetleri personelini bir aile olarak görüyorsanız -ki öyle olmalıdır- hangi aile evladını kapıdan çevirir? Esasen bütün sosyal tesisler ve orduevlerine giriş, tüm personele hizmet edecek şekilde açık olmalıdır.

Ayrıca, lojman dağıtımında adalet tesis edilmeli ve lojmanda oturması şart olan personele rütbesine bakılmaksızın tahsis yapılmalıdır.

Uzman jandarmalar, mesleğe girişte lise mezunu olma şartı bulunduğu hâlde, ortaokul mezunu gibi derece ve kademeyle mesleğe başlamakta ve buna göre emekli olmaktadırlar. Tahsil düzeyinin altında bir seviyeden ortaokul mezunu olarak emekli edilen tek devlet memuru, tek Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu uzman jandarmalardır. Uzman jandarmalar meslek öncesi ve görevleri sırasında yüksek tahsil yapabilmektedir ancak 10 tane üniversite dahi bitirseler 11/1'den başlayarak 3/8'den emekli edilmektedirler.

Yine, uzman jandarmaların nasıptan önceki bir yıllık askerî eğitimleri emeklilikten sayılmamaktadır. Dolayısıyla, bir ayrımcılık ve hak kaybı söz konusudur.

Uzman jandarmaların 10'uncu derece 1'inci kademeden işe başlamaları, askerî eğitimde geçen sürelerinin hizmete sayılması, yükseköğretim yapanlara diğer personel ve memurlarda olduğu gibi kademe ve derece verilmesi için gerekli düzenleme mutlaka yapılmalıdır.

Uzman jandarmaların statüsüne uygun olarak özlük hakları iyileştirilmeli, hakkaniyete uygun bir şekilde ve kendilerine has ek göstergeler belirlenmeli ve tazminat puanı yukarı çekilmelidir.

Uzman jandarmaların ve uzman erbaşların aldığı maaşla evini nasıl geçindireceği, çocuklarını nasıl okutacağı görmezden gelinmemelidir.

Uzman erbaşlarımız katlanılamayacak boyutta sorunlarla karşı karşıyadır. Özlük hakları yok denilecek kadar yetersiz olan uzman erbaşlar, 45 yaşına kadar görev yaptığı Türk Silahlı Kuvvetlerinden, maalesef, üniformalarıyla emekli olamamaktadır.

Uzman erbaşlar, kıdemine mütenasip maaş artışı alamamaktadır. Örneğin, on beş yıldır uzman erbaş olanla yeni giren uzman erbaş arasında çok fazla bir maaş farkı yoktur.

Uzman erbaşların derece, kademe ilerlemesi yok, ek göstergesi yok, tazminatı yok, apoleti yok, görev tabancası yok, zor alım hakkı yok, orduevlerine, kamplara, gazinolara girişi yasak. Uzman erbaşa hasta olmak bile yasak. Doksan günden fazla hasta olursa meslekten atılmaktadır.

Sayın Bakan, uzman erbaşlar Türk ordusuna değil de acaba başka bir orduya mı hizmet ediyor? Niye sahip çıkmıyorsunuz? Hükûmet olarak uzman erbaşların yaşadıkları sorunları görmüyor musunuz? Açıkça insan hakkı ihlali niteliğindeki uygulamaları neden düzeltmiyorsunuz?

2011 seçimlerinden önce o günkü Başbakan bir televizyon programında uzman erbaşların sıkıntılarını bildiklerini ve seçimlerden sonra halledileceğini söylemesine karşın, verilen söz tutulmamıştır.

Uzman erbaşların sorunlarının çözümü ve ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için öncelikle 3269 sayılı Uzman Erbaş Kanunu baştan sona gözden geçirilerek, günün şartlarına göre yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.

Askerliğin temeli disiplin olduğuna göre elbetteki disiplini bozucu davranışlar cezalandırılmalıdır. Ancak, hürriyeti bağlayıcı cezaların hâkim kararı olmadan verilmesi hukuk dışıdır. Muhakemesiz, şahsi hürriyeti kısıtlayan ceza sistemi mutlaka kaldırılmalıdır.

Değerli milletvekilleri, muvazzaf ve emekli astsubaylarımızın da çok ciddi ve birikmiş sorunları vardır. Astsubay okulları 2002 yılında yüksekokul seviyesine çıkarılmış olmasına rağmen astsubayların intibakları yapılmamış, verilen sözler tutulmamıştır. Bu intibakın yapılmaması nedeniyle, 2'nci ve 3'üncü derecelerden emekli olmuş astsubaylarımız yıllardır 400-500 lira civarında daha az emekli aylığı almaktadır.

Aslında, kamuda benzer durumdaki herkesin yararlandırıldığı intibak hakkı astsubaylarımıza ve emeklilerine de tanınıp bunların yüksekokul mezunu olarak intibakları yapılmalıdır. Bu eşitleme bir an önce yapılmalı ve göz göre göre yapılan bu haksızlık giderilmelidir.

Astsubaylar uygulama başladığından beri yani on üç yıldır makam ve görev tazminatı alamamakta ve emekli olduklarında maaşları önemli oranda azalmaktadır. Makam ve görev tazminatı konusunda Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından uygulamanın adil olmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiş olmasına rağmen, 2008 yılında çıkarılan yeni düzenlemeyle aynı haksızlık devam ettirilmiştir.

OYAK yönetimindeki temsil yıllardır tartışma konusudur. Uygulama hukuka uygun hâle getirilmeli, bu kapsamda OYAK ve iştiraklerinin yönetim ve denetim kurullarında, OYAK iştirakçisi herkesin iştirakçiliği oranında temsil edilmeleri sağlanmalıdır.

Millî Savunma Bakanlığı ve Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde çalışan sivil memurlar da yaşadıkları sorunlara çözüm aramaktadır. Sivil olmalarına karşın askerî ceza kanunlarıyla yargılanıyorlar. Görevde yükselmeleri hemen hemen imkânsız. Mali hakları emsallerine göre çok düşüktür. Sivil memurların yargılanmalarının devlet memurları gibi sivil yargıda yapılmasının sağlanması, sivil memurların birlikte çalıştıkları askerî personele tanınan fiilî hizmet zammından yani yıpranma hakkından yararlandırılması, çalışma şartları ve hukuki statü farklılıkları göz önünde bulundurularak ayrı bir hizmet sınıfı altında ek göstergelerinin yeniden belirlenmesi, yaptıkları görevler yeniden değerlendirilerek farklı özel hizmet tazminatı oranlarının belirlenmesi, makam, temsil ve görev tazminatı gibi ödemelerden yararlandırılması için düzenleme yapılmalıdır. Ayrıca, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nda yer alan kısıtlamalar kaldırılmalıdır.

Değerli arkadaşlarım, sözleşmeli subay ve astsubayların sorunlarına da kalıcı çözümler üretilememiştir. Sözleşmeli subay ve astsubayların emsal personele kıyasla özlük haklarındaki farklılıklar, sözleşmelerinin yenilenmesinde güvence verilmemesi, OYAK kesintilerini nemasıyla alabilme ve bedelsiz silah taşıma ruhsatı alma hakkı için daha uzun süre çalışma şartı aranması, hizmet süresi dolduğunda sınavsız memurluğa geçme hakkına sahip olmamaları, kamuda çalışan sözleşmeli personelin kadrolara geçirilmesine yönelik düzenlemeler kapsamı dışında tutulmaları başta olmak üzere pek çok sorunların yaşanması anılan personelin maddi ve manevi yönden mağduriyetine yol açmış ve açmaya devam etmektedir. Sözleşmeli subay ve astsubaylar sağlıklı bir kariyer planlaması yapamamakta, uzun vadede karamsarlığa ve gelecek kaygısına itilmekte, moral ve motivasyonu bozulmakta, zamanla ailesiyle ve iş arkadaşlarıyla ağır sorunlar yaşamalarına sebep olmaktadır. Sözleşmeleri kurum tarafından veya sağlık sebepleriyle yenilenmeyen personel toplumda disiplinsizlik veya gayriahlaki sebeplerle ayrılmış gibi kabul edilmekte, baskı ve aşağılamaya maruz kalmaktadırlar.

Tasarının hayırlı olmasını diliyor, teşekkür ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)