GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Narenciye üreticilerinin sorunlarına ilişkin
Yasama Yılı:5
Birleşim:47
Tarih:27.01.2015

ALİ HALAMAN (Adana) - Değerli Başkanım, sayın milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına tarım ve narenciye üreticilerinin sorunlarını gündeme taşımak için gündem dışı söz aldım. Hepinizi, çiftçileri, narenciyecileri, tarımla uğraşanları saygıyla selamlıyorum.

Bu konuyla ilgili söz verdiği için Başkan Bey'e de teşekkür ederim.

Tabii, bu Genel Kurul salı günü başlıyor genelde. Geçen salı Milliyetçi Hareket Partisi grup toplantısında Milliyetçi Hareket Partisinin Genel Başkanı Doktor Devlet Bahçeli esnafın, sanatkârın içinde bulunduğu sorunlu durumu detaylarıyla anlattı. Bu hafta da bugün salı tarımın çok derin -hem matematiksel hem fiziksel hem de sosyal- yönlerini anlattı. Bizim Sayın Genel Başkanımızın bu tarımla ilgili anlattıklarının üstüne söyleyeceğimiz bir lafımız yok ama daha önce gündem dışı bir söz aldım, Türkiye'de çözüm bekleyen özellikle narenciyecilerin sorunlarını ve tarımın -siyasilerden beklediğ-i sorunlarını anlatmak için bu kürsüdeyim.

Şimdi, narenciye dünyada Amerika'da, Çin'de, Hindistan'da, İspanya'da, İtalya'da, Brezilya'da, bu bölgelerde yetişiyor. Türkiye de narenciyede dünyanın yüzde 3'ünü karşılayacak dolayısıyla ilk 10 sıraya ekim noktasında giren, saha noktasında giren bir ülke. Ülkemizde de genelde öncelikle Adana bölgesinde yani Çukurova'da, Çukurova'nın hemen akabinde Hatay var; Antalya bölgesi, İzmir bölgesi, Mersin, Tarsus, Erdemli'de, Adana'nın içerisinde de en çok Kozan, Sumbas, Yüreğir Ovası'nda var. Yani, memleketimizin insanlarının narenciyeci olarak o bölgede en çok ihtiyacı olan ve toprağın şekillenmesinde, biçimlenmesinde... Yani narenciye dediğimiz, hem sanayide hem de insanların gıda noktasında kullandığı, üretim, rekolte olarak çok olan ama en az üçte 2'sini, yüzde 50'sini dışarıya satamadığın an dalında kalan bir meyvemiz. Bundan dolayı ben buralarda narenciyenin dalında 25 kuruşa, 30 kuruşa müşteri bulamadığı, satılmadığı, temel sorununun siyasetten kaynaklandığını, bugün ülkemizden kaynaklandığını düşünüyorum. Üretici birlikleri geçmiş dönemde de bu sorunların çözümünü iktidarın ilgili bakanlarına, özellikle ekonomiden sorumlu, dolayısıyla gümrükten sorumlu, tarımdan sorumlu, maliyeden sorumlu bakanlarına anlatmasına rağmen, geçenlerde Ekonomi Bakanı Adana'ya gidiyor "Ben bu ticareti, dış ticareti iyi bilirim." diyor; bir tane narenciye üretici birliğinden bir adamı dinlemiyor, yani portakalı ne yaptınız, limonu ne yaptınız demiyor.

Dolayısıyla, iktidar milletvekillerinin içerisinde de bizim Bayram olsun -o eczacı- Mersin milletvekili, Tarsuslu -yine CHP'den- bunlar da narenciye bölgelerinden gelen milletvekilleri olmalarına rağmen, bunun DFİF kredilerine, ihracatına... Dolayısıyla bizim Tarsus milletvekilimiz hem yetiştirici hem para etmediğini fark etmesine rağmen, bu kürsüden sürekli söylememize rağmen, 9 tane komşuya, Irak'a bile mal satmak için nakliyecinin gitmediği bir dönemi yaşıyor.

Bunun için, iktidar partisi onun bunun ne olduğunu, onun bunun dilinin ne olduğunu, Arap mı olduğunu, Kürt mü olduğunu, ne bileyim Yezidi mi olduğunu, bir tane insanı kartel hâle getirip başka insanların ekonomisinin yükseleceğini düşünmeyi bıraksın da bu memleketteki tarımın, narenciyenin niye satılmadığını, bu tarımla, narenciyeyle ilgili ihracatın, gümrüğün neden olmadığını, dolayısıyla Rusya'ya niye mal satamadığımızı, Ukrayna'ya niye satılmadığını, Irak'ta problemler ne, güvenlik ne, kamyon güvenliğinin niye oluşmadığını, bunları düşünsün.

Ben, bundan dolayı -sözümüz bitti- hepinize teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)