GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair
Yasama Yılı:5
Birleşim:47
Tarih:27.01.2015

CHP GRUBU ADINA LEVENT GÖK (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz 653 sıra sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı hakkında söz aldım, hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.

Şu anda bizi izlemekte olan bütün yurttaşlarımızın da gördüğü gibi bir muhalefet partisi olarak hem Cumhuriyet Halk Partisi hem de diğer muhalefet partileri önemli bir konuda, tarımı, hayvancılığı ve üreticileri ilgilendiren bir konuda iktidarın getirmiş olduğu tasarıda destek veriyor. Bunun bir anlamı var. Bunun değerlendirmesinin iyi bir şekilde yapılması gerekiyor. İktidar sözcüleri her çıktığında "Bizim her yaptığımıza karşı çıkıyorsunuz." diye bizleri suçluyorlar.

Bakın, değerli yurttaşlarım, çiftçilikle uğraşan, hayvancılıkla uğraşan, arıcılıkla, diğer bütün ürünlerle uğraşan yurttaşlarımız; bir muhalefet partisi olarak, sizin çıkarlarınıza, kanun ve Anayasa çerçevesinde uygun olan yaklaşımlarda, biz tereddüt etmeden iktidara destek oluyoruz. Bunda bir sıkıntı yok. Bu, siyasetin itibarının güçlenmesi, siyasetçi kurumunun ve siyasetçiye olan güvenin de artması açısından önemli.

Elbette, biz, toplumun bütün katmanlarının çıkarlarını ilgilendiren konularda niçin iktidarın karşısında olalım? Ama iktidar, muhalefetin karşısında, ondan dolayı.

Söylediğimiz her türlü haklı eleştiriyi göz ardı eden, "Bunu yaparsanız Anayasa Mahkemesi iptal eder." dediğimiz zaman sözümüzü dinlemeyen, haklı gerekçelerle ortaya koyduğumuz bütün önerileri reddeden iktidar grubuna seslenmek istiyorum: Bakın, muhalefet, kamuoyu duyarlılığını, üreticilerin çıkarlarını ve toplumun bütününü ilgilendiren yasalarda, haklılık oranında, tüm desteğini vermektedir. Bunu bütün yurttaşlarımızın böyle bilmesini isterim.

Elbette üreticiyi güçlendirmek durumundayız. Üreticileri, bu hâliyle dahi değil, daha da güçlendirmemiz gerekiyor. Üreticiler Türkiye'de ne kadar güçlü olursa, ne kadar güçlü bir sivil toplum örgütü olarak karşımıza çıkarsa, onların da iktidarlar karşısında söz söyleme olanakları artar. Taban fiyatlarının belirlenmesinde, kimi ürün desenleriyle ilgili fiyatların belirlenmesinde üretici birliklerinin güçlü olması gerekiyor. Biz bunu arzu ediyoruz. Demokrasi böyle gelişir. İktidarın yön verdiği uygulamalarla değil, onun belirlediği politikalarla değil, onun belirlediği fiyatlarla değil, tam tersine nasıl işçi-işveren ilişkisinde bir sendika- işveren ilişkisi varsa tarımda da böyle olmalılar. Tarımdaki üreticiler güçlenmelidir. Bugün, gerçekten üreticilerimiz, tarımda, hayvancılıkla uğraşanlar toplumumuzun en güçsüz sınıfını oluşturmaktadırlar. Örgütlenmelerinden aldıkları güç demokraside aranan güçlerden değildir değerli arkadaşlarım. Yeterli bir baskıyı oluşturamıyorlar, fiyatlarını istedikleri gibi alamıyorlar. Ürettikleri malı değerleriyle istedikleri gibi satamıyorlar. Çok para harcıyorlar, az para kazanıyorlar ve bu yüzden uygulanan politikalarla Türkiye'de tarım bitmiştir, hayvancılık bitmiştir. Bunu ayağa kaldırmamız gerekiyor.

Ben Ankara milletvekiliyim. Sayın Bakan, Ankara'nın ilçelerini, köylerini dolaşıyorum; Haymana, Polatlı, Koçhisar, Evren, Balâ. Bütün bunlara baktığımız zaman -daha on yıl önce gezdiğimiz zaman- daha fazla olan hayvan sayısının azaldığını görüyoruz. Tarımda artık neredeyse göçten dolayı, köylerini terk eden evlerden dolayı ekim yapılamayan köyler vardır Sayın Bakan. Bunları ayağa kaldırmak durumundayız. Tarım Türkiye'nin en önemli girdilerinden bir tanesidir, gelirlerinden bir tanesidir. Bunu ayağa kaldırmak hepimizin görevidir, bir millî görevdir. Bu millî görevde iktidar, muhalefet, hepimiz, bakın, işte birleşiyoruz.

Değerli arkadaşlar, bunu yaparken ülke çıkarları açısından birleşiyoruz. Siyasetin itibarının artması ve ülkedeki siyasetçiye duyulan güvenin artması açısından bu desteği sizlere veriyoruz. Umarız, bunun kıymetini bilirsiniz. Ama sanmayın ki bu verdiğimiz destek başka alanlarla sınırlı değildir.

Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz, değerli milletvekilleri, sevgili yurttaşlarım; yolsuzluklar karşısında duyarlıyız. Türkiye'de yolsuzlukların kökünün kazınması gerekiyor. Türkiye'de yolsuzlukların üzerine giden bir parlamento çok daha saygın bir parlamento olur. Bunu, maalesef, geçen hafta gerçekleştiremedik. Ülkemizin en önemli yolsuzluk operasyonlarının belgeleriyle, delilleriyle ortaya konduğu bir dosyada Parlamento gereğini yapamadı. Parlamentonun saygınlığını artırmak bununla da ilintilidir. Böylesine yolsuzluk dosyalarının konuşulduğu bir Parlamentoda bizler istiyoruz ki yolsuzluklar olmasın; kamu kaynakları, milletin kaynakları üreticiye, tüketiciye, halkımıza doğrudan yansısın. Bunun hesabını soramadık ama bakın, iktidar partisindeki kafa karışıklığı onları hangi noktaya getirdi.

Değerli milletvekilleri, sevgili yurttaşlarım; 17-25 Aralık operasyonları başladığı zaman 4 bakan istifa etti bu Türkiye'de, karşımda bulunan iktidar partisinin mensupları içinden. O zamandan bu zamana değin bir algı operasyonu yürütülmeye ve bunların, bu operasyonların bir darbeyle... İktidar partisine bir darbe yapıldığı iddia edildi bugüne kadar ve hâlen de Başbakan bu söylemlerini sürdürüyor. Eğer siz söylemlerinizi böyle geliştirir ve bütün tezlerinizi bunun üzerine kurarsanız, bakın, işin içinden çıkılmaz bir hâle gelirsiniz.

Geçtiğimiz hafta yaptığımız oylamada Mecliste AKP'nin bir kısım sayın milletvekilleri farklı davrandı ve hepinizin bildiği gibi, yine, öyle davranan milletvekilleri bazı milletvekillerinizin "İhanettir." şeklindeki suçlamalarına hedef oldular. Şimdi, ben bir muhalefet partisi milletvekili olarak sizlere sormak durumundayım değerli arkadaşlar ve bunun cevabını beklemek durumundayım; sizler bunları darbecilikle eş anlamlı tutarsanız, içinizden aksi yönde davranan milletvekilleriyle ilgili ne yapacaksınız? Yani eğer bu operasyonlar bir darbe operasyonu ise o günkü oylamada farklı davranan AKP'li milletvekili arkadaşlarımız da darbecilere yardım ve yataklık mı etmişlerdir? Bunu ortaya koymak durumundasınız. Kimdir bu arkadaşlarınız? Nasıl yan yana yürüyeceksiniz? Nasıl güven vereceksiniz? Biz sizlere nasıl güven duyacağız? Hangi arkadaşımızın nasıl oy verdiğini sizler saptayabildiniz mi? Ama bulmak durumundasınız. Bakın, kalktı bir milletvekili "Cemaatle iş birliği yapıyor." diye suçladı Cumhuriyet Halk Partisini, kendi milletvekilimiz; biz gereğini yaptık.

OSMAN KAHVECİ (Karabük) - Ne yaptınız?

LEVENT GÖK (Devamla) - Disipline sevk ettik, o arkadaşımız da ilişiğini kesti. Şimdi sıra sizde, sıra sizde; haydi buyurun bakalım. "Darbeciler" diyorsunuz, "Darbeye karşı mücadele ediyoruz." diyorsunuz ama tam 50 tane AKP'li milletvekili şu anda, sizin ifade ettiğiniz, darbeye yardım ve yataklık ediyor. Eğer bunlar hakkında bir işlem yapmazsanız o zaman AKP yönetimi de bu darbecilere ortak olur.

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Bizde demokrasi var, demokrasi! Parti içi demokrasi var!

LEVENT GÖK (Devamla) - Böyle bir mantığı kurduğunuz andan itibaren bu işin içinden çıkamazsınız. Bakın, gelin, olaylar sizi alıyor, nereden nereye getiriyor. Değerli milletvekilleri, ben yolsuzluğun ülke kaynaklarını nasıl sömürdüğünü biliyorum. Hepiniz buraya gelirken annelerinizin, babalarınızın dualarıyla geldiniz, "Oğlum git, kamu malına sahip çık, milletin malına sahip çık." dediler diye geldiniz, hepiniz alnınızdan öpülüp geldiniz. Ben pek çok milletvekili arkadaşımızın bu yolsuzluklar karşısındaki üzüntülerini, onların, gereğinin yapılmamış olmasından dolayı üzüntülerini biliyorum. Bu konuda pek çok milletvekili arkadaşımızın duygularını bizler biliyoruz ama Parlamentonun saygınlığını ortaya çıkartmak, ona itibarını kavuşturmak hepimizin elinde.

İşte, üreticilerimiz bugün sizleri de ziyaret ettiler, bizleri de ziyaret ettiler, bu kanunları bekliyorlar. Türkiye'nin ortak sorunları var; tarımda var, hayvancılıkta var, esnafımızın var, çiftçimizin var, dar gelirlilerin var, üniversite öğrencilerinin var, atanamayan öğretmenlerin var. Bunları, hepsinin sorunlarını çözmek bizim Türkiye'de itibarlı bir Meclise kavuşmamızla ve bu Meclisin içinden çıkacak ortak yasalarla mümkün olacaktır değerli arkadaşlarım.

Bu konuda Cumhuriyet Halk Partisi bütün yurttaşlarımızı sevgiyle selamlarken ifade ediyorum ki halkımızın çıkarına olan her yasada iktidarın yanındayız ama iktidarın yaptığı her yanlışın da karşısında olmaya devam edeceğiz, hesap sormaya devam edeceğiz diyor, hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)