| Konu: | Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 47 |
| Tarih: | 27.01.2015 |
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
Ülkemizde köylü ve çiftçi zor günler yaşamaktadır. AKP iktidarı döneminde, girdi fiyatlarındaki aşırı yükselmeler ve ithalata dayalı politikalar üretim yapmayı güçleştirmiştir. Ürettiği ürünü değerinde satamayan ve başta mazot ve gübre olmak üzere yüksek girdi maliyetleriyle beli bükülen, bankalara olan kredi borçları katlanarak artan çiftçimiz perişan durumdadır. İnsanca yaşamanın dahi çok görüldüğü çiftçilerimizin ürünlerinden elde ettikleri gelir borçlarını bile karşılayamaz bir durumdadır. Çiftçilerimiz hasat dönemini gelir elde etmek için değil, mahkûm oldukları borçlarını ödeyebilecekleri bir zaman olarak görmektedir.
Tarım sektörünün yapısal sorunlarını çözecek, tarımsal girdi yükünü azaltacak ve tarım sektörünü ayağa kaldıracak tedbirlerin mutlaka alınması gerekmektedir ancak tarım kesiminde problemler çığ gibi büyürken Hükûmet duyarsızlığını inatla sürdürmektedir. Çiftçimiz AKP iktidarının ilgi ve destek alanının dışındadır. Çiftçinin durumu AKP Hükûmetinin umurunda bile değildir.
Tarım Bakanı burada, hemen soralım: Sayın Bakan, ülkemizin tahıl ambarı olan, tarımın başkenti olarak bilinen "Konya" diye bir ilimiz var, bir de ovası var. Acaba buralardan haberiniz var mı? Konyalı çiftçi ne durumda, biliyor musunuz? Buraya en yakın ilçelerimize, Kulu'ya, Cihanbeyli'ne beraber gidelim, hatta vaktiniz varsa Yunak'a, Akşehir'e, Beyşehir'e, Seydişehir'e, Çumra'ya, Karapınar'a, Ereğli'ye, velhasıl tüm Konya Ovası'na gidelim, birlikte dolaşalım; çiftçimizin karşı karşıya kaldığı içler acısı durumu yerinde görün. Ama gelmezsiniz, gelemezsiniz çünkü çiftçinin yanına gidecek ne yüzünüz kaldı ne de cesaretiniz var.
Tarım ve hayvancılıkta yaşanan en temel sorunun yüksek girdi maliyetleri olduğu bir gerçektir. Çiftçiler girdilerin pahalı olması nedeniyle yeterli girdi kullanamamakta, bu da verimliliği olumsuz etkilemektedir. Ağır girdi maliyetlerinin altında ezilen çiftçimizin üretimi sürdürebilecek gücü kalmamıştır. Bugün, köyler boşalmış olup köylerde üretici kalmamıştır.
Çiftçimiz dünyanın en pahalı mazotunu ve gübresini kullanıyor. Sayın Bakan, lojistik firmalara, yatlara, kotralara, gemiciklere ucuz mazot verirken üreten, katma değer yaratan çiftçimize neden ucuz mazot vermiyorsunuz? Lüks arabaların, ciplerin aldığı mazot ile çiftçinin kullandığı mazotun fiyatı aynı. Bu haksızlık değil midir? Çiftçinin ve üreticinin temel girdilerini ucuz alabilmesi mutlaka sağlanmalıdır. O nedenle, tarımsal üretimde kullanılan mazot, gübre, yem ve diğer girdilerde vergiler mutlaka kaldırılmalıdır.
AKP Hükûmeti, tüm vatandaşlarımızı olduğu gibi çiftçiyi de elektrikle çarpmakta ve çırpmaktadır. Elektrik faturalarının neredeyse yarısını kaçak elektrik parası ile vergi ve fonlar oluşturmaktadır. Bununla da yetinilmemektedir. Elektrik kayıp kaçak hedeflerini tutturamayan yandaş dağıtım şirketlerinin, faturasını düzenli ödeyen vatandaşlarımıza, çiftçilerimize ilave kaçak para faturası çıkaracağı görülmektedir. Başkalarının çaldığı kaçak elektrik parası dürüst vatandaşımıza ödettirilmemelidir ve bugüne kadar ödenen kaçak elektrik paraları da iade edilmelidir.
Tarım kesiminde çalışan milyonlarca insanımız bankalar tarafından kıskaca alınmıştır. Çiftçimizin borçları her yıl katlanarak artmaktadır. Çiftçimiz borç batağındadır. Bankalara olan zirai kredi borçları, BDDK verilerine göre, 2014 Eylül ayı itibarıyla 42 milyar lirayı aşmıştır. Kredi yenilemeleri ve yeniden yapılandırmalara rağmen, takibe düşen kredi borçları 1 milyar 376 milyon liraya yükselmiştir. İcraların hızla arttığı tarım kesiminde problemler çığ gibi büyürken birçok çiftçi borcunu ödeyebilmek için traktörünü, tarlasını satmak zorunda kalmakta, bunalıma girmektedir.
Değerli milletvekilleri, çiftçinin afetler nedeniyle uğradığı zararlar da telafi edilmemektedir. Kar, don ve sel gibi nedenlerle birçok ilimizde çiftçilerimiz endişe verici zararlarla karşılaşmışlardır. Tarım Sigortaları Kanunu'na göre, belirlenen riskler için tarım sigortası yaptırmayan üreticiler 2090 sayılı Tabii Afetlerden Zarar Gören Çiftçilere Yapılacak Yardımlar Hakkında Kanun'dan yararlanamamaktadır. Ülkemizde tarım sigortaları fazla gelişme gösterememiştir. Tarım sigortasında, başta mülkiyet sorunu olmak üzere, birçok sorunla karşılaşılmaktadır. Tarım sigortası yaptıran çiftçimizin sayısı henüz çok azdır, uygulama çok düşük seviyededir. Tarım sigortası yaptırmadı diye çiftçilerimizin hasarı göz ardı edilmemelidir. Tabii afetler nedeniyle çiftçi ve köylünün yaşadığı mağduriyeti hiç olmazsa kısmen giderecek bir düzenleme yapılmalıdır. Yardımların yapılabilmesi için aranan ürünlerin, canlı-cansız üretim araçlarının ve tesislerin değer itibarıyla en az yüzde 40 oranında zarar görmesi şartının mutlaka hafifletilmesi gerekmektedir. Bu konuda gerekli yasal düzenleme mutlaka yapılmalıdır. Esasen, çiftçimiz için kapsamlı bir destek paketi acilen uygulamaya konulmalıdır.
Ben tasarının hayırlara vesile olmasını diliyor, teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)