| Konu: | Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 48 |
| Tarih: | 28.01.2015 |
HDP GRUBU ADINA ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Ben de birinci bölüm üzerine söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle şu hususu belirteyim, altını çizeyim: Biz, Türkiye'nin yer altı zenginliklerinin, ülke ekonomisinin, ülke insanının yararına, çalışma koşulları insanileştirilerek bu zenginliklerin ülke ekonomisine kazandırılmasından tarafız. Bunun için yapılacak düzenlemelerden de taraf olduğumuzu ifade edeyim. Ancak, yer altından kömür ya da maden çıkaracağız diye insanların hayatlarını yok sayan, hiçe sayan, çevreyi hiçe sayan düzenlemelerden taraf olmadığımızı ifade etmek isterim. Bugüne kadar yapılmış düzenlemelerin bu perspektifle yapılmadığını gördüğümüz için itiraz ettik, buna da itiraz ettiğimiz üzere.
Şimdi, yer altı çalışma koşulları, madenler vesaire, birçok konuda arkadaşlar burada ayrıntılarıyla birçok hususu ifade etmiştir.
Tabii, Sayın Bakana sadece yer altı zenginlikler bağlı değil, yer üstü zenginliklerimiz de Sayın Bakana bağlı ve oradaki işletmelerle de doğrudan doğruya ilgili bir Bakanlık ve sıkıntıları olan bir alan. Bu sıkıntılı olan alanlardan bir tanesi elektrik üretimi. Son dönemlerde, gördünüz, belediyelerin vesaire, elektriklerinin kesilmesine kadar, hastanelerin elektriklerinin kesilmesine kadar pek çok sıkıntı var, konuşmamın içerisinde bunlara ayrıntılarıyla değineceğim. Ancak, biraz önce dikkatimi çekti, bir sayın vekilin sorusu üzerine Sayın Bakan bölgesel tarifeye geçmediğini, geçmeyeceğini ifade etti. Değil mi Sayın Bakanım, ifade ettiniz, değil mi?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Öyle.
ADİL ZOZANİ (Devamla) - Şimdi, sevgili arkadaşlar, ben sizinle bir bilgiyi paylaşacağım. Plan ve Bütçe Komisyonu şu anda bir kanun teklifi görüşüyor. Kanun teklifinin 21'inci maddesi, ilginçtir, Sayın Bakanı doğrulamıyor. Sayın Bakan eğer o teklif kendisine rağmen verilmişse, bilgisi dışında verilmişse eleştirilerimizin muhatabı değildir ama kendilerinin bilgisi dâhilinde verilmişse pekâlâ bu eleştirilerimizin muhatabıdır. Kanun teklifinin 21'inci maddesi şu, müsaade ederseniz ben aynen okuyayım, yukarıda görüştüğümüz 21'inci madde şöyle diyor: "14/3/2013 tarihli ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir:
'Dağıtım sistemindeki kayıpların azaltılmasına ilişkin tedbirler
Geçici Madde 18 - 1/1/2016 tarihine kadar, teknik ve teknik olmayan kayıpların oranı ülke ortalamasının üzerinde olan dağıtım bölgelerinde, diğer dağıtım bölgelerinden farklı düzenlemeler yapılmasına, hedef kayıp- kaçak oranlarının bir önceki yılın gerçekleşmeleri dikkate alınarak ve sonraki uygulama dönemleri de dahil olmak üzere yeniden belirlenmesine Kurul yetkilidir.'"
Sayın Bakan, bundan haberiniz yok değil mi? Bu maddeden haberiniz yok değil mi? Bu neyi getiriyor? Bölgesel farklılık getiriyor.
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - O konu ayrı, o konu ayrı. Onunla alakası yok ki.
ADİL ZOZANİ (Devamla) - Nasıl ayrı ya? Vallahi, siz birbirinden ayırabiliyorsanız helal olsun derim size ama birbirinden ayrı değil. Bölgesel tarife farkı; apaçık ortada. Sayın Bakan, bu teklif, biraz önce okuduğum madde, sizin biraz önce, yaklaşık yirmi dakika önce Meclise sunduğunuz bilgileri doğrulamıyor. Diyarbakır'daki vatandaş ile Rize'deki vatandaş aynı elektriği kullandığı, aynı kilovat elektriği kullandığı zaman aynı parayı ödemeyecek. Bu madde bunu diyor, "Kurul belirleyecek." diyor. Kurul neye göre belirleyecek? "Kayıp kaçağı fazla olan bölgedeki faturalar biraz daha kabarık olacak." diyor.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Evet, bizim günahımız ne? Doğru.
ADİL ZOZANİ (Devamla) - Açık bu, Türkçesi bu. Çözüm mü? Çözüm olmadığını siz biliyorsunuz, gördünüz.
Şimdi birkaç tane resim sizinle paylaşmak istiyorum. Sayın Bakan, 1970'li yıllarda çekilmiş resimler değil bunlar. Yakından göremiyor olabilirsiniz. Bu fotoğraf dün Yüksekova'da çekilmiş, resmin çekildiği yer Yüksekova Devlet Hastanesi. Hadi anladık, vatandaş kayıp kaçak kapsamında değerlendiriliyor, onun elektriği kesiliyor, ona elektrik verilmiyor, onu anladım.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Bizde ameliyatlar olmuyor, ameliyatlar; Türkiye'nin göbeğinde, Marmara'da.
ADİL ZOZANİ (Devamla) - Burası devlet hastanesi, devlet hastanesi Sayın Bakan. Devlet hastanesinde şu anda doktor ne yapıyor, biliyor musun? Vatandaşın tansiyonunu ölçüyor. Neyin ışığında yapıyor? Lüks ışığında.
21'inci yüzyılda bu ülkenin bazı bölgelerinde insanlar çıra ışığında aydınlanıyor; sayenizde, politikalarınızın sayesinde. Hadi, bir evden, bir dükkândan size resim getirseydim diyecektiniz ki: "Parasını ödesin, elektriğini alsın." Ki nihayetinde Bakan öyle diyor son dönemlerde ama bu öyle bir şey değil.
Bir resim daha, tek bir kare değil. Sizi temin ederim ki bu mizansen değil. Yine bir hastane resmi, bu gördüğünüz bir lüks, bu gördüğünüz bir sağlık personeli, bu gördüğünüz bir hasta ve iğnesi yapılıyor.
HALİL MAZICIOĞLU (Gaziantep) - Allah şifa versin.
ADİL ZOZANİ (Devamla) - Evet, Allah şifa versin ama şifa sağlıklı koşullarda verilir, muska yaparak şifa dağıtılmaz. Bu koşullarda ona "Allah şifa versin." dediğin zaman, "Ya, git bir de kendine muska yaptır." demektir. Bu koşullarda insanlar şifa bulmaz.
Raporunu mum ışığında, lüks ışığında hazırlayan bir sağlık personelinden söz ediyoruz. Her defasında geliyoruz, diyoruz ki: Sayın Bakan -Sağlık Bakanına diyoruz- bölgede doktor kalmıyor, sağlık personeli kalmıyor; hastane yapmışsınız, fiziki koşullar tamam da personel gitmiyor, doktor gitmiyor. "Atama yapıyoruz, gitmiyorlar." diyor. Sebebini anlatayım: Sebep bu, insanlar mum ışığında mesleklerini icra etmek istemiyorlar.
Türkiye'nin belirli bölgelerine aşkınızı biliyoruz, sevdanızı biliyoruz, sadece kendinizi gördüğünüzü, Türkiye'yi kendinizden ibaret varsaydığınızı biliyoruz ama yazıktır; bakın, yazıktır, 21'inci yüzyıl resmi, 21'inci yüzyıl resmini size veriyorum. Gelip burada artık, kayıp kaçak meselesini temcit pilavı gibi sürekli dillendirmeyin. Siz çözemiyorsanız, verin biz çözelim. Teklif ettik, siz çözemiyorsunuz, verin biz çözelim. Çok açık, net teklifimizi yaptık size.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sıraya geç, ana muhalefet var daha.
ADİL ZOZANİ (Devamla) - Sizin bu yöntemle çözebileceğiniz bir şey yok, ancak ve ancak bazı şirketleri zengin edersiniz. Avrupa Konseyi Yerel Yönetimler Özerklik Şartı gereği nasıl yol yapmayı, sokak, kaldırım düzenlemelerini belediyelere veriyorsanız bu hizmeti de belediyelere verin, belediyeler muhatap olsun. Belediye elektrik üretiyorsa kullanır, sen gidip elektriğini kesmek durumunda kalmazsın. Vatandaş talep ediyorsa elektriğini belediye götürsün, versin, bu hizmeti belediye yapsın. Niye başımızı ağrıtıyorsunuz sürekli?
Şirketlere dönük burada uygulama yapıyorsunuz, düzenleme yapıyorsunuz, ertesi gün "Vay, şirketler batıyor. Şirketleri kurtarmaya dönük ne yapabiliriz?" diye Meclis komisyonlarını toplantıya çağırırsınız. Şu anda yukarıda görüştüğümüz şey de odur. Varsanız, getirin, bu düzenlemeleri bu şekilde yapalım ama yok...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ADİL ZOZANİ (Devamla) -...bunda ısrar ederseniz işte sizin ısrarınızda vatandaş hastanede lüks ışığında tedavi görmek durumunda kalıyor. Yoğun bakımdaki vatandaşlar ne oluyor, onu da varın siz düşünün.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)