| Konu: | Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 49 |
| Tarih: | 29.01.2015 |
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, rezervlerini ve potansiyellerini kullanmayan ülkeler, varlık içinde yokluk çekmek kaderinden kurtulamazlar.
Yer altı kaynakları yani madenlerin çıkarılması ve kullanılması çok pahalı, çok teknik ve çok zor bir iştir. Bu madenleri yer altından çıkarırken aynı zamanda madenlerin çevre etkisinin ortaya konması ve çevreyle barışık, ekosisteme uygun bir biçimde olması için de ciddi bir yatırım gerekmektedir.
Madenler milletindir, şirketler araçtır. Milletin kaynaklarını siyasi mülahazalarla işletmemek ve milletin emrine sunmaktan geri durmak, milletin refahına kastetmek anlamını taşımaktadır. "Solcudur, sağcıdır, dincidir, paralelcidir" şeklinde yaklaşarak madenlerin işletilmesi için ve madenlerin çıkarılıp oradaki insanların, milletin istihdamına katkı sağlayacak şekilde yönetilmesini veya üretilmesini engellemek, doğrudan doğruya siyasi mülahazalarla ülkenin ekonomisine, milletin refahına kastetmek anlamına gelmektedir. Şimdi, bu sermayenin nasıl ki yeşili, kırmızısı, turuncusu olmadığı gibi aynı zamanda madencilerin de, madenciliğin de paralelcisi, dikdörtgeni, yamuğu olmaz. Madenci madencidir. Herkes aklını başına devşirmesi gerekir.
Koza Altın Şirketi, altın madenlerini aramak ve işletmek üzere kurulmuş yüzde 100 Türk sermayeli bir şirkettir. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez bir Türk şirketi altın üretimini gerçekleştirmeye başlamış, Türkiye'nin çeşitli bölgelerinde günümüz teknolojisinin de en ilerisini kullanarak çevreyle uyumlu bir biçimde faaliyetlerini sürdürmektedir.
Gümüşhane'de de altın madeni çıkartmaktadır bu şirket. Bölgeye yatırım yapmış, iş sahası açmış, bölge ekonomisine de çok ciddi bir biçimde katkı sağlamıştır. Türk mühendislerinin emekleriyle kurulan ve günümüze kadar üretim faaliyetlerini devam ettiren özellikle Gümüşhane'deki Mastra Altın Madeni, ülke ve Gümüşhane ekonomisini ciddi bir biçimde katkılarıyla desteklemektedir. Bu bakımdan günümüz ekonomisine 18,2 ton altın ilavesi yapmıştır. 38 bin nüfusu olan bir ilin ekonomisine yıllık ortalama 30 milyon dolar katkının ne anlama geldiğini vicdan sahibi herkesin takdir etmesi gerekir. Şirketin 600 kişiye iş vermesi de -her aile 4 kişiden meydana geldiğine göre- 2.400 insana ekmek verdiği anlamına gelmektedir.
17 Aralık sonrasında bu şirketin işlerini durdurmak ve bu şirketi zora sokmak için âdeta elden gelen her gayret gösterilmiştir. Dolayısıyla, bu şirket, 600 kişinin işine son vermek durumunda ve konumunda kalmıştır.
Diğer taraftan, bu şirketin, aynı zamanda bölgede madencilik faaliyeti yapan diğer şirketlerle mukayesesi yapıldığında her anlamda o şirketlerden çok daha düzenli, çok daha sağlıklı ve çok daha ekonomik olarak ileri düzeyde çalıştığı gözlenmektedir. AKP döneminde bürokraside kötü bürokrat, iyi bürokratı kovduğu gibi, âdeta madencilikte de kötü işletmeler, iyi işletmeleri kovmaktadır.
Şimdi, madencilik, hırsların, nefretlerin ve kinlerin aracı yapılamaz. Madencilik üzerinden siyasi hesaplaşma da yapılamaz. Paralel paranoyası, Gümüşhanelinin ekmeğinin elinden alınmasını sağlayamaz.
Şimdi, Sayın Bakan burada. Sayın Bakana soruyorum: Bu Gümüşhane'deki madencilik işletmesinin -ki aynı şirketin- başka yerdeki bütün işletmelerine izin verilmiş ve çalışmaktadır. Fakat Gümüşhane'deki maden işletmesini AKP tandanslı, havuzcu bir iş adamına vermek için bu şirketin orada burnundan getirip, ruhsatlarını vermeyip ve üretime son verdirip, sonra da bu şirketi devretme niyetiyle ciddi bir biçimde şirketin hukuken ortaya koymuş olduğu her türlü olumlu ve ruhsatın pozitif anlamda olmasına rağmen, bir türlü izin verilmemektedir. Bu, büyük bir ayıptır, günahtır, vebaldir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) - Bunun kaldırılabilir bir tarafı yoktur.
Sayın Bakan buradayken yüksek sesle bir şey ifade ederek sözümü bitireceğim. Bu şirket, şu anda ekonomik yönden ya da madencilik yönünden hiçbir sıkıntısı olmayan bir şirkettir. "Hodri meydan. Gelin, her tarafımızı inceleyin. Herhangi bir eksiğimiz varsa giderelim." diyorlar. Böyle bir şey yok ama siyasi mülahazalarla bu şirketin faaliyeti engellenmeye çalışılıyor. İnsanlar orada işsiz kalmıştır. Bu insanların bir an evvel ruhsatının verilerek buranın çalıştırılması gerekmektedir. Üçüncü bir yol yoktur. Her geçen gün, fırsat verilmeden geçen her gün ekonomimizden birtakım kaynakların heba edilmesi anlamına gelmektedir.
Teşekkür ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)