GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri
Yasama Yılı:5
Birleşim:50
Tarih:03.02.2015

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Maden Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 24'üncü maddesi hakkında söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bu maden yasasıyla ilgili uzun bir süredir burada konuşuluyor, ediliyor. Bu maden yasası bana bir tek Soma'da bir manzarayı hatırlatıyor Sayın Bakan: Yerde yatan madenci yakınını tekmeleyen bir adam var... Eğer o adam orada danışman olarak devam ediyorsa sizin burada durmamanız lazım, eğer siz burada duruyorsanız o adamın orada durmaması lazım. Bu millete tekme atan bir adam hâlâ orada duruyorsa sizin burada oturmanız biraz abes, çok özür diliyorum, bağışlayın beni.

Sayın Bakanım, ben, son fırtınadan dolayı çok ciddi anlamda hasar gören bir ilin milletvekiliyim. Kocaeli'nde limanda gemiler battı, orada bulunan iş yerleri fırtınadan ve dalgalardan çok ciddi şekilde hasar aldı. Bununla ilgili devletimizin getirdiği DASK diye bir sigorta yaptık. Bu sigorta paraları bir yerde toplandı, şu ana kadar bu sigorta paralarının akıbetiyle ilgili hiç kimse herhangi bir bilgi vermedi. Bu paralar ne oldu? Herhangi bir afette herhangi bir vatandaşa bu paralardan bir ödeme yapıldı mı? Yoksa, bu paralar, İşsizlik Fonu gibi, bu kaçak saraya mı harcandı? Bu konuda size bir sorum var, bu konuda Maliye Bakanına da bir soru önergesi tevdi ettik, bu konuda cevap bekliyoruz. Bu vatandaşlarımızın bu mağduriyeti giderilecek mi gerçekten, yoksa daha önce "Deprem vergilerini biz aldık yol yaptık, bununla da saray yaptık." diye ortadan kaybolacak mısınız, onu öğrenmek istiyorum.

Sayın Bakan, değerli milletvekilleri; sanal âlemde bir adam var, fenomen. Bilmiyorum fenomen mi, değil mi ama böyle diyorlar. Hepimiz tanıyoruz, "Fuat Avni" denilen bir adam. Bu adam geçtiğimiz günlerde birçok şey yazdı ve her yazdığı ertesi sabah da cereyan etti. "Şu isimler tutuklanacak." dedi, bu isimler alındı; "Bu olay olacak." dedi, bunlar alındı. Geçtiğimiz günlerde paylaştığı biraz daha ciddi bir hadiseydi; Cizre'yle ilgili birtakım şeyler paylaştı, "Efkan Ala özel harekâtçılara 'Vurun.' emri verdi." dedi, öyle bir iddiada bulundu. Özel harekâtçılar da bu emir doğrultusunda ilgili ilgisiz, insanları vurmaya başlamış Cizre'de. Bu emrin amacı milliyetçi oyları yeniden kazanabilmek ve yükselen milliyetçi akımdan kendine pay çıkarabilmek imiş. Emri İçişleri Bakanı Efkan Ala vermiş ama esas emir büyük ağabeyden. Burada büyük ağabeye milliyetçiliği anlatmak istiyorum. Gerçi, milliyetçiliği ayaklar altına alan bir adama milliyetçiliği anlatmak çok doğru bir iş değil ama ben yine bir kere daha anlatacağım, anlamak isteyenler de anlar, anlamak istemeyenler de devam eder.

Milliyetçilik olur olmaz adam öldürmek değildir bir kere. Milliyetçilik vatan uğruna, bayrak uğruna, ezan uğruna gözünü kırpmadan canını feda etmektir. Milliyetçilik bir hilal uğruna toprağa düşmek demektir. Milliyetçilik birilerinin zannettiği gibi sadece demir dövme, poşu bağlama değildir. Milliyetçilik milletine kara sevdayla bağlanmaktır. Milliyetçilik Osman Bey'dir, Milliyetçilik Mustafa Kemal Atatürk'tür, Milliyetçilik Alparslan Türkeş'tir. Milliyetçilik Hakkâri'de başka konuşup Balıkesir'de kıvırmak hiç değildir. (MHP sıralarından alkışlar) Milliyetçilik, Genel Başkanımız Sayın Doktor Devlet Bahçeli gibi, teröristin memleketinde teröriste "terörist" diyebilmektir. Diyarbakır'dan veya Batman'dan Kobani'ye selam göndermek de milliyetçilik hiç değildir. Diyarbakır'da Kobani'deki teröristleri selamlayıp da Aydın'da zeybek oynamaya kalkanlar, İzmir'de Başbakanlık ofisi açmaya kalkanlar milliyetçiliği isteseler de anlayamazlar, milliyetçiliğin kapısından bile geçemezler. Buna ne birikimleri yeter ne kalibreleri ne de kapasiteleri.

Şunu unutmayın ki hiçbir milliyetçi, ırkı, mezhebi, dili, dini ne olursa olsun bir masum öldüğünde sevinmez. Bu emri verenler, milliyetçilerden bu şekilde ekmek yiyemez. İmralı'nın önüne 2,80 uzanarak da milliyetçilik olmaz. Kandil istedi diye onların istediği kanunlar Meclisten çıkarılarak da milliyetçilik yapılmaz, yapılamaz.

Seçim tarihi yaklaştı, şurada dört ay gibi kısa bir süre kaldı. Seçimlere bu kadar kısa süre kala milliyetçi oylara göz dikenlere son bir hatırlatmada bulunmak istiyorum. Ne yaparsanız yapın, kendinizi parçalayın, yüreği vatan aşkıyla yanan tek bir milliyetçi vatandaşımızın oyunu alamayacaksınız. İpliğiniz pazara çıktı. Milliyetçiler hırsızlara oy vermez.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)