GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AK PARTİ Grubunun, Genel Kurulun çalışma saatleri ile gündemdeki sıralamanın yeniden düzenlenmesine; bastırılarak dağıtılan (11/44) esas numaralı Gensoru Önergesi'nin 12 Şubat 2015 Perşembe günkü gündemin "Özel Gündemde Yer alacak İşler" kısmına alınmasına ve Anayasa'nın 99'uncu maddesi gereğince gündeme alınıp alınmayacağı hususundaki görüşmelerin bu birleşimde yapılmasına; 685 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın İç Tüzük'ün 91'inci maddesine göre temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesine ilişkin
Yasama Yılı:5
Birleşim:53
Tarih:10.02.2015

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben de Halkların Demokratik Partisi adına hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum.

Tabii, usulen lehinde söz almış olabiliriz ama bu grup önerisine katılmamız mümkün değil. Daha doğrusu, sadece bu grup önerisiyle ilgili değil, Adalet ve Kalkınma Partisinin Meclis gündemini işletmesiyle ilgili bugüne kadar izlediği yöntemi ve metodolojiyi defalarca bu kürsüden eleştirdik. Maalesef, aynı duyarsız tavrın devam ettiğini bugün burada tekrar ifade etmek istiyorum.

İki haftadır Türkiye toplumunun büyük bir kısmının, sivil toplum örgütleriyle, sendikalarla, meslek örgütleriyle, yüzde 50'nin üzerinde oyu temsil eden siyasi partileriyle karşı durduğu iç güvenlik paketini Meclise getirmenin yollarını arıyorsunuz. İki haftadır iç güvenlik paketinin ülkeyi hangi felaketlere sürükleyeceğinin uyarılarını yapmamıza rağmen, toplumdan bu yönlü kaygılar çeşitli platformlarda çok yüksek sesle dile getirilmesine rağmen, bu seslere bir kulak kabartıp ülkenin demokratik geleceğini ilgilendiren bu yasa paketiyle ilgili rahatlatıcı, kalıcı birtakım kararlar alma yerine, bu şekilde kaçak dövüşen ve bu yönüyle de Meclis gündemini ete süte dokunmayan birtakım önerilerle meşgul etmeye devam ediyorsunuz.

Öncelikle, AK PARTİ'den olan milletvekili arkadaşlarımızın, aslında ülkede hemen hemen her yerden yükselen bu itirazlarla ilgili, kendi yetkili parti organlarına, Hükûmete, Başbakana gerekli uyarıları yapması gerektiği kanaatindeyiz. 3 siyasi parti birbiriyle, muhalefet partileri birbirleriyle pek çok konuda bir araya gelememesine rağmen, konu iç güvenlik paketi olunca neredeyse aynı cümlelerle ortak duruş ortaya koyan bir yaklaşım sergiliyorsa buradan sizin alacağınız bazı mesajların olması gerekiyor. Türkiye halkının gündeminde birtakım provokasyonlar üzerine inşa edilmiş, hukuk devletini ortadan kaldıracak, polis devletini hayata geçirecek yasal düzenlemeler yok. Türkiye halkının gündeminde özgürlüklerin genişlemesiyle ilgili, daha fazla demokratikleşmeyle ilgili, ülkenin toplumsal barışıyla ilgili Hükûmetten beklentiler söz konusu. Siz bu beklentileri karşılamak yerine, bu beklentilerle ilgili yasal çalışmalarla Meclis Genel Kurulunu işletmek yerine getirmiş olduğunuz grup önerileriyle maalesef kaygıları artırmak dışında başka hiçbir şey yapmıyorsunuz.

Ülkenin devasa sorunları var. En önemli konu başlığı, demokrasi sorunları. Bu ülkenin demokrasi sorunuyla ilgili ayıpların tamamı on üç yıllık AK PARTİ iktidarı döneminde yerli yerinde duruyor. Siyasi Partiler Kanunu, Seçim Kanunu, düşünce, ifade, örgütlenme özgürlüğü önündeki engeller, antidemokratik seçim barajları, basın özgürlüğüyle ilgili hak ihlalleri, sokak ortasında neredeyse her gün işlenen yargısız infazlarla ilgili, bu ülkenin temel demokrasi meseleleriyle ilgili bütün sorun alanları önümüzde duruyor. Bunlarla ilgili bütün toplumsal kesimlerin Hükûmetten acil birtakım demokratikleşme paketlerini yasalaştırma beklentisi var. Bunlarla ilgili bugüne kadar -deyim yerindeyse- kılınızı kıpırdatmadınız. Birkaç ay sonra seçime gireceğiz, seçimle ilgili, Kenan Evren'in getirdiği yüzde 10 barajını hâlâ bu ülkenin vatandaşlarının iradesi önüne set olarak çekmeye devam ediyorsunuz. Yüzde 10 barajı gibi bir ayıbı bugüne kadar kaldırmadığınız gibi 2015 genel seçimlerinde de kaldırmamanın bir maharet olduğu duygusuyla hareket ediyorsunuz. Sizin partinizde de şu anda bu çalışmaları yürüten hukukçu arkadaşlar var. Bu seçim barajını kaldırmak bu Meclisin sadece bir saatini alır. 2015 seçimlerine yetiştirilecek şekilde bu barajla ilgili ayıbı ortadan kaldırmak bir tek geçici Anayasa maddesine bakar ama siz bu seçim barajını bırakın kaldırmayı, kendi gündeminize almayı, Meclisin gündemine almayı bile düşünmüyorsunuz.

Hazine paylarıyla ilgili defalarca bu kürsüden dile getirdik. Yarın öbür gün Mecliste olan 4 siyasi parti seçime girecek. Bakın, sadece 2015 yılı için AK PARTİ'nin hazineden aldığı pay 300 milyon civarında, AK PARTİ'ye verilen ve verilmesi planlanan miktar eski parayla 300 trilyon. Cumhuriyet Halk Partisine verilmesi planlanan miktar 180 milyon, eski parayla 180 trilyon. Aynı şekilde, Milliyetçi Hareket Partisine verilen pay 80 trilyon, 80 milyon civarında. Burada, Mecliste grubu olan Halkların Demokratik Partisi, sizin antidemokratik yasalarınız ve antidemokratik zihniyetiniz nedeniyle, bugüne kadar olduğu gibi, 2015 yılında da hazineden tek bir kuruş bile katkı payı almayacak. Bu tabloyu hanginiz içinize sindiriyorsunuz? Bu tablonun ne siyaseten ne ahlaken ne dinen ne vicdanen ne de hukuken koyulabileceği hiçbir yer yok. Meclisin gündeminin bunlar olması gerekiyor, bu haksızlıkların ortadan kaldırılmasıyla ilgili hangi yasal çalışmaların yapılabileceği olması gerekiyor.

Bakın, biz iki yıla yakın bir süredir bir çözüm süreci yürütmeye çalışıyoruz. Bu konuda bugüne kadar gelinmiş olan aşamada artık bütün toplumun beklentisi bir an önce bir kalıcı barışın sağlanması, silahların devreden çıkarak demokratik siyasetin hak ve özgürlük alanı olarak bütün toplumsal kesimlerin önüne konması. E, siz şimdi, demokratik siyasetin önündeki engelleri aynı yerde bırakırsanız, demokratik siyasetin önüne barajlar çekmeye devam ederseniz o zaman sizin çözüm süreciyle ilgili samimiyetinize biz ne diyeceğiz? Çözüm sürecinin ruhu, özgürlükleri daha fazla kısıtlayan, polise "gözaltına alma" yetkisi veren, polise "vur" emri, yetkisi veren, vurduktan sonra cezasızlığı öngören düzenlemeler midir, böyle bir şey olabilir mi? Çözüm süreci, tam tersine ülkedeki özgürlükleri genişleten, demokratik alanı, halkın demokratik alandaki dinamik süreçlerini rahatlatan ve dolayısıyla da bütün toplumu toplumsal barış çalışmasına katan bir ruhla yürütülüyordu ama bugün siz çözüm sürecinin ruhuna aykırı bir şekilde, yargının da yetkilerini valiye, kaymakama veren, polis devletinin yolunu açan iç güvenlik yasalarını, güvenlik paketlerini bu ülkenin gündemine getiriyorsunuz. Bu anlayışlarla ne toplumsal barışı sağlayabiliriz ne de ülkemizin demokratik geleceğine katkıda bulunabiliriz. Bizim görüşümüz, bu Meclisin kaybedeceği tek bir dakikanın, tek bir saniyenin bile olmamasıdır. Bu ülkenin, ülkemizdeki halkın devasa sorunları karşısında hepimizin elini taşın altına koyarak, tarihî sorumluluk içerisinde ülkeyi demokrasiye götürecek yasal düzenlemelerle ilgili mesai harcamasıdır. Eğer tavır bu olursa, Halkların Demokratik Partisi olarak biz günlerce, haftalarca, aylarca bu Meclise kapanıp her türlü katkıyı sunmaya hazırız ama tavır, iç güvenlik paketleri gibi, polis devletine götürecek uygulamalar gibi antidemokratik birtakım uygulamalarsa da o zaman biz Halkların Demokratik Partisi olarak en sert muhalefeti ortaya koymayı burada tekrar halkımıza bir taahhüt olarak, bir söz olarak yineliyoruz. İç güvenlik paketi görüşülürken de Anayasa'dan ve İç Tüzük'ten gelen bütün haklarımızı kullanacağımızı, aynı zamanda halkımızla birlikte meydanlarda, alanlarda da demokrasi ayıbına götürecek olan bu düzenlemeye karşı mücadele içerisinde olacağımızı buradan ifade ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)