GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU TASARISI VE TEKLİFİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:121
Tarih:19.06.2012

SELAHATTİN KARAAHMETOĞLU (Giresun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İş Sağlığı ve Güvenliği Kanun Tasarısı hakkında söz almış bulunmaktayım. Hakkâri Dağlıca'da kaybettiğimiz şehitlerimize, Şanlıurfa Cezaevinde yanarak yaşamlarını yitiren yurttaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum.

İş Sağlığı ve Güvenliği Yasa Tasarısı, iş sağlığı ve güvenliği. Kimin için iş sağlığı güvenliği? İşçi için mi iş sağlığı güvenliği, işveren için mi iş sağlığı ve güvenliği? Sadece yasa tasarısının içeriğine bakmaksızın iş sağlığı ve güvenliği ifadesi, Hükûmetin, gerçekten, sermayeden yana bir düzenleme yaptığının çok bariz göstergesidir. Evet, AKP tüm yasaları genelde çalışanlardan, emekçilerden yana değil işverenden ve sermayeden yana çıkarmaktadır.

İleri demokrasi  söylemleriyle bazı şeyler saklanmaya, örtülmeye çalışılmaktadır. İleri demokrasi sağlayabilmemiz için toplumsal ilerleme gerekmektedir. Toplumsal ilerleme, üretim güçlerinin gelişmesinin ölçüsüdür yani işçilerin gelişmesinin ölçüsüdür, işçilerin kullandığı araçların, gereçlerin, makinenin, teknolojinin kendi sağlığını güvence altına alması için yapılan bir teminat olmalıdır. Ne yazık ki bu ülkede bu anlamda ileri demokrasiden söz etmek mümkün değildir. İleri demokrasinin olması için işçilerin alım gücünün, yaşam standartlarının ve ekonomik kapasitelerinin yüksek olması ve dolayısıyla da bu anlamda kendi özgür iradeleriyle kimliklerini yaşama yansıtmaları gerekmektedir. Ülkemizde ne yazık ki böyle bir şey söz konusu değildir çünkü işçilerin aldığı ücretler yoksulluk sınırının altındadır. Böyle bir ortamda ileri demokrasinin olduğunu söylemek, demokratik haklardan söz etmek olası değildir. Daha fazla kâr hırsının, sermayenin kârını daha da artırma konusundaki gözü dönmüşlüğünün faturasını güvenliksiz, korunaksız, tedbirsiz çalışanlar canlarıyla ödemektedir.

Bilimsel araştırmalar iş kazalarını önlemek amacıyla alınacak tedbirlerin maliyetinin aslında iş kazalarıyla ortaya çıkan maddi kayıplardan daha yüksek olmadığını göstermektedir. İşverenin maliyetleri azaltma isteğinin yanında işçisinin canının önemi bizim gibi ülkelerde kalmadığı ortadadır. Ne yazık ki iş kazalarında Avrupa'da 1'inci olduğumuzu, dünyanın 3'üncüsü olduğumuzu konuşmacılar da bu kürsüden beyan ettiler. Dünyanın en ileri demokrasisinde de en geri devletinde de bunun sorumlusu, iş kazalarının sorumlusu devlettir.

İş kazalarında ölüm oranları son on yılda ikiye katlanmış, yılda 800 civarında olan ölüm istatistikleri 1.600'lere fırlamıştır. İktidarın "kalkınma" ve "ileri demokrasi" hedefleriyle örtüşüp örtüşmediği kendilerine muhalefet olarak her daim sorulması gerekir. Bu acı ve ürkütücü tablo "Cihan devleti", "Görülmemiş kalkınma", "İleri demokrasi" gibi yakıştırmaların gerçek ve karanlık yüzünü tüm çıplaklığıyla açığa çıkarmaktadır. Oysa gelişmiş ülkelerde alınan etkin önlemler sonucu, ölümlü iş kazası sayısı her geçen yıl biraz daha azaltılmıştır. On yıllık AKP İktidarında yaklaşık 11 bin işçi iş kazalarında hayatını kaybetmiştir yani her yıl yaklaşık 1.100 işçi yaşamını kaybediyor. Her gün ortalama 4 işçi iş kazaları nedeniyle yaşamını yitirirken 6 işçi de iş göremez hâle gelmektedir. Bu sayılar yalnızca resmî kayıtlara geçenleri göstermektedir.

Sosyal Güvenlik Kurumu verileri yalnızca 10 milyon sigortalı işçiyi kapsamaktadır. Buna karşılık, toplam istihdam yaklaşık 24 milyondur. Sigortasız çalışan kesimde?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SELAHATTİN KARAAHMETOĞLU (Devamla) - ?daha da fazla iş kazası olmaktadır.

Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.