| Konu: | HDP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin "Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler" kısmında yer alan Uludere (Roboski) katliamının tüm boyutlarıyla araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergenin (10/436) ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 18 Şubat 2015 Çarşamba günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 57 |
| Tarih: | 18.02.2015 |
LEVENT GÖK (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri ve bizi televizyonlarından izleyen değerli yurttaşlarım; hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.
Uludere konusu dün bu Mecliste bir kez daha gündeme geldi. Cumhuriyet Halk Partisinin grup önerisi üzerine yapılan görüşmelerde bütün yurttaşlarım ve Uludere'de yakınlarını kaybedenler bilmelidir ki AKP Grubunun verdiği kapalı oturum önergesi üzerine bu görüşmeler sizlerden, yurttaşlarımızdan kaçırılmıştır, gizlenmiştir. Dün de burada bu konuyu konuştuk, önemli konular konuştuk ama yurttaşlarımızdan kaçırılmıştır, gizlenmiştir çünkü kapalı oturum dilekçesi verilmiştir AKP Grubu tarafından, bilinmesini istemedikleri gerçeklerin duyulmasını engellemeye çalışmışlardır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; dün bu Mecliste yaşanılan son derece üzüntülü olaylarda AKP Grubunun ve Sayın Başkanlık Divanının çok önemli katkıları bulunmaktadır. Muhalefet partileri, elbette çok önemli gördükleri bir yasa karşısındaki eleştirilerini, düşüncelerini paylaşacaklardır. Bu yasa ne getiriyor ne götürüyor, bu anlatılacaktır. Biz, bu yasayla Türkiye'nin bir polis devletine götürülmek istendiğini, Türkiye'nin iç barışını bozacağını biliyoruz. Bu yasa çıktıktan sonra Türkiye'de polisin şiddetinin artacağını, kan akacağını biliyoruz.
Ama, sayın milletvekilleri, daha dün bu Mecliste bu yasa görüşülmeye başlanmadan, gündeme alınmadan bu yasanın üzerine şiddet düşmüştür, kan düşmüştür. Bu yasa artık lekeli bir yasadır. Derhâl çekin bu yasayı, derhâl çekin! (CHP sıralarından alkışlar)
MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) - Emredersiniz! Var mı başka emriniz?
MEHMET METİNER (Adıyaman) - Emrin olur!
LEVENT GÖK (Devamla) - Değerli milletvekilleri, 5 milletvekili yaralanmış, hastanede. Arkada konuşuyoruz, "Erteleyin bu yasayı." diyoruz, "Bugünkü konuşmaları erteleyin." diyoruz, AKP Grubu "Bizim bu önerimiz önemli, derhâl geçmeli." diyor. Yazıklar olsun size! 5 milletvekili arkadaşın canı bu yasadan daha mı önemsiz, daha mı önemsiz?
MEHMET METİNER (Adıyaman) - Bu yasa geçecek, geçecek!
LEVENT GÖK (Devamla) - Milletvekili arkadaşlarına sahip çıkamayan bir Mecliste konuşuyoruz.
Sayın Başkan, bu kamera kayıtlarını istiyoruz. Bunun sorumluları hakkında en şedit ceza neyse o uygulansın, bunlar yapılsın, gerçek ortaya çıksın.
MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) - Olur!
LEVENT GÖK (Devamla) - Bu Mecliste şiddet olmasın ama tüm halkımızla paylaşıyoruz ki iç güvenlik paketi bir atom bombasıdır. Bu atom bombası Türkiye'yi yakacaktır. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak demokrasiyi, insan haklarını, hukukun üstünlüğünü savunmak için halkımız adına, Türk milleti adına bu yasa karşısında göğsümüzü siper etmeye hazırız, herkes de bunu böyle bilsin. Tehditlerinizle bizi korkutamazsınız, yıldıramazsınız. (CHP sıralarından alkışlar)
MEHMET METİNER (Adıyaman) - Tehditlerinize rağmen geçecek bu yasa.
LEVENT GÖK (Devamla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AKP Grubunun tavrına bakın.
MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) - Allah Allah...
LEVENT GÖK (Devamla) - Uludere, üç yılı aşkın bir zaman geçti, şimdiki Cumhurbaşkanı söz vermedi mi? AKP'li İnsan Hakları Komisyonu üyeleri nerelerdesiniz? Söz vermediniz mi? Uludere'deki ailelerin yanına gittiğimiz zaman, onların o ağlayan gözlerinde onlarla kucaklaşmadık mı? O annelere söz vermedik mi? "Yavrularınızın, evlatlarınızın faillerini ortaya çıkartacağız, yargılayacağız." demedik mi? Ne yaptınız? Hepiniz Uludere'nin kapatılmasına, karartılmasına, soğutulmasına, unutturulmasına aracı oldunuz. Yazıklar olsun! Onlar cumhuriyetimizin vatandaşları değil mi? Adaletten pay almayacaklar mı?
MEHMET METİNER (Adıyaman) - Gözlerimiz yaşardı.
LEVENT GÖK (Devamla) - Değerli milletvekilleri, Uludere basit, sıradan bir hadise değil, işin içinde Millî Güvenlik Kurulu var, Başbakan var, Genelkurmay Başkanı var ve üstelik öldürülen 34 kişinin kimliği çok netti, biliniyordu, kaçakçı oldukları biliniyordu, esas acı olan taraf budur değerli arkadaşlarım. Kaldı ki, terörist dahi olsa bir hukuk devletinde devletin adam öldürmeden yakalama hakkı vardır. Yakalayacaksınız, sonuna kadar yakalayacaksınız ve adalete teslim edeceksiniz. Ama işin ilginci 34 kişinin kim olduğu biliniyordu değerli arkadaşlarım. Kaçakçı olduğunu bizler saptamıştık insansız hava araçları görüntülerinden, bunu açıklamıştık daha o zamanlarda. Şırnak'tan Şırnak Emniyet Müdürü bizim Komisyona yazı gönderdi değerli milletvekilleri. Sadece önceki gün bir albayın çıkıp "Biz onların kaçakçı olduğunu biliyorduk." demesinin ötesinde dosyamızda başka deliller, belgeler de vardı. Bakın, 23'üncü Jandarma Sınır Tümen Komutanlığı bize hangi yazıyı göndermiş: "Bu kişilerin -yani olayın geçtiği yerin- kullandıkları güzergâh, aynı zamanda yaprak toplama, odun toplama, avlanma ve bunun gibi sebeplerle vatandaşın kullandığı bir yerdir." diyerek bize yazı gönderdi.
Yine, Şırnak İl Emniyet Müdürlüğünün gönderdiği yazı aynen şöyledir: "Elimizdeki verilere göre olayın olduğu yer bölücü terör örgütü mensuplarının geçişi açısından yoğun bir bölge değildir, genellikle halkın kaçakçılık faaliyetleri açısından kullandığı bir bölgedir. Daha ne delil olsun?
Az önce çıkmış buraya bir arkadaşımız ahkam kesiyor; yeni deliller ortaya çıkacakmış da, kendileri gereğini yapacaklarmış da... Hadi, buyurun gereğini yapın. HDP Grubu bir önerge vermiş. Meclis bu konuda elini çekti. İçişleri Bakanlığı soruşturma izni vermedi. Adli yargıda dosya kapatıldı. Şimdi, aileler, Anayasa Mahkemesinde hak ihlalleri kararının verilmesini bekliyorlar. Niye onları bekletiyorsunuz? Sayın Bakan, buyurun, çıkın önümüze, işte meydan, işte Meclis, işte milletvekilleri! Bir önerge var. Arkadaşımız ne diyor AKP adına? "Bunun gereğini yaparız." E, yapmanın tam sırası. Ne zaman yapacaksınız? Gelin, bu önergeyi destekleyelim. Bu komisyonu yeniden kuralım, üzerine gidelim, e, kaçmayın. Birazdan göreceksiniz, biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu önergeyi destekleyeceğiz arkadaşlar, siz isteseniz de istemeseniz de destekleyeceğiz. Bizim o annelere borcumuz var.
O anneler, o çocuklarını kaybeden anneler o kadar onurlu ki değerli arkadaşlarım. 28 Aralık 2011'de 34 kişi öldürüldükten tam sekiz ay sonra o bölgede, Şırnak'ın Ortasu köyünde bir askerî araç devrildi değerli arkadaşlarım. O köyde, 34 yurttaşını kaybeden köyümüzün içinde tam 9 asker, 1 korucu trafik kazasından dolayı hayatını kaybetti. Onların yardımına kim koştu biliyor musunuz değerli milletvekilleri? O aileler koştu, derhal koştular. O askerlerimizi araçlardan çıkarttılar, hastanelere götürdüler. Bakın, çocuğunu kaybetmiş bir anne ne diyor? Kimdir bu anne? Emine Ürek, oğlunu kaybetti, daha 14 yaşındaydı, diyor ki: "Kazada ağır yaralanan bir askerin 'anne' diye bağırdığını duydum, gittim, aldım askerin başını, yardım gelene kadar dizime koydum. Yerde yaşamını yitiren askerleri görünce oğlum aklıma geldi." diyor. Ne diyor? "Oğlum aklıma geldi." Askerin başını dizinin üzerine koyunca oğlunu hatırlıyor, düşmanlık duymuyor askerimize, onu oğlu gibi benimsiyor, bağrına basıyor. Köy Muhtarı Haşim Öncü diyor ki: "Biz bunları, askerleri hastaneye götürürken teşekkür edilmesi için değil, insanlık adına yaptık. Onlar bizim evlatlarımız." Kim söylüyor bunu? Köy muhtarı söylüyor değerli arkadaşlarım.
Bakın değerli arkadaşlarım, bir yanda 34 yurttaşını kaybetmiş bir köyün duyarlılığına bakın bir yandan da güçlü devlet olma iddiasında bulunan devletin adalet anlayışına bakın. Bir yanda insaf bir yanda bağrına basma bir yanda reddetme. Var mı bu ailelere bu hakkımız? Bu ailelere hepimizin bir borcu var değerli arkadaşlarım. Onla,r bizi dinleyen aileler Sesimizi duyun. Bu ses hiç bitmeyecek ve sonsuza kadar, adalet sağlanana kadar devam edecek değerli milletvekilleri. Adalet gerçekleşene kadar, failler yargı önüne çıkartılana kadar bu konu kapanmayacaktır, insanlık vicdanı Uludere'yi unutturmayacaktır, unutturmayacağız değerli arkadaşlarım. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlarım, devletin bu tavrı karşısında biz şimdi gelen bir önergeyi Meclis olarak niye benimsemeyelim? Niye benimsemiyorsunuz? Dün paralel yapıyla ilgili bir önerge geldi. Bizleri suçluyorsunuz "Paralel yapıyla iş birliği yapıyorsunuz." diye. E, hepimiz kalktık, oy kullandık "Gelin, bu paralel yapıyı araştıralım." diye.
Sevgili yurttaşlarım, burada, dün gelen bir önergede, AKP'liler paralel yapının araştırılmasını reddetmiştir; Cumhuriyet Halk Partisi Grubu, MHP Grubu, HDP Grubu paralel yapının araştırılmasını istemiştir, AKP reddetmiştir. Tanıyın bunları.
NURETTİN DEMİR (Muğla) - İkiyüzlü bunlar, ikiyüzlü!
LEVENT GÖK (Devamla) - Bunlar paralel yapının ta kendisidir.
Bugün de gelen önergeyi biz destekliyoruz. Dün getirdiğimiz önergeyi kapalı toplantı yaparak sizlerden kaçırdılar ama vicdanlar büyüktür, vicdanlar gerçekleri elbet görecektir. Uludere'deki ailelerimiz sakın ümitsizliğe kapılmasın, arkasında demokratlar var, yurtseverler var, devrimciler var, Cumhuriyet Halk Partililer var. (CHP ve HDP sıralarından alkışlar)