| Konu: | 684 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın görüşmelerine devam edilmesi yönündeki tutumunun İç Tüzük hükümlerine uygun olup olmadığı hakkında |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 58 |
| Tarih: | 19.02.2015 |
AHMET AYDIN (Adıyaman) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; bizim buradaki bütün Meclis çalışmalarımızı belirleyecek olanlar gerek Anayasa'mız gerek İç Tüzük'ümüzün amir hükümleri ve gerekse de bugüne kadarki Meclis teamülleridir. Dolayısıyla, farklı olaylar ya da farklı konular karşısında farklı uygulamalar mümkün değildir. Anayasa ortada, İç Tüzük'ün amir hükümleri ortada, Meclisin bugüne kadarki teamülleri ortada.
Öncelikle, havaleyi kim yapar, komisyonlara havaleyi kim yapar ve bu kimin yetkisindedir? İç Tüzük'ümüz bunu çok açık bir şekilde, net bir şekilde yazmıştır, 23'üncü madde bunu belirtmiştir. Bunun tamamı "Meclis Başkanlığı tarafından yapılır." diyor. Gelen tasarı ya da teklifin hangi komisyona havale edileceği tamamen Başkanlık tarafından yapılır ve Başkanlık tarafından değerlendirmenin neticesinde de bugüne kadar tasarı ve teklifler ilgili komisyonlara havale edilmiştir. Hem asli komisyon olarak yapılıyor hem de tali komisyon olarak aynı şekilde yapılıyor. Yine, bir konunun tali komisyona gönderilip gönderilmemesi asli komisyonu bağlamıyor. Tali komisyona gönderse dahi, tali komisyonun süresi içinde rapor vermemesi asli komisyonun raporunu etkilemiyor. Dolayısıyla, İç Tüzük madde 23'e göre doğru bir değerlendirme yapılmış, kendi yetkisi dâhilinde, konunun özellikle iç işlerini etkilemesi, yetkilendirmesi hasebiyle gelen tasarıyı, teklifi İçişleri Komisyonuna havale etmiştir.
Şimdi, Anayasa'ya aykırılık iddialarına gelince, değerli arkadaşlar, İç Tüzük'ümüz bütün komisyonlara bu noktada yetki vermiş.
OKTAY VURAL (İzmir) - Efendim, şu anda Anayasa'ya aykırılıkla ilgili bir usul tartışması açmadınız değil mi?
BAŞKAN - Efendim?
OKTAY VURAL (İzmir) - Anayasa'yla ilgili usul tartışması açmadınız, sadece havalelerle ilgili açtınız; onu diyorum.
AHMET AYDIN (Devamla) - Dolayısıyla, Anayasa Komisyonu diğer komisyonların hiyerarşik olarak üstünde olan bir komisyon değildir, her bir komisyon, önüne gelen tasarı veya teklifte bir konunun Anayasa'ya aykırılık iddiası var ise bunu yapmakta, değerlendirmekte, kabul etmekte ya da reddetmekte ehildir, yetkilidir. İçişleri Komisyonu da zaten önüne gelen tasarı ve teklifte, değerli arkadaşlar, bunu değerlendirmiş ve bu manada da bütün bu Anayasa'ya aykırılık iddialarını değerlendirmek suretiyle de reddederek gündemden düşürmüştür.
İç Tüzük'ümüzün 38'inci maddesi bu konuda çok açıktır, şu komisyon, bu komisyon demiyor "Komisyonlar, kendilerine havale edilen tasarı veya tekliflerin ilk önce Anayasanın metin ve ruhuna aykırı olup olmadığını tetkik etmekle yükümlüdürler.
Bir komisyon, bir tasarı veya teklifin Anayasa'ya aykırı olduğunu gördüğü takdirde gerekçesini belirterek maddelerin müzakeresine geçmeden reddeder." diyor; ikincisi de bu.
Dediğim gibi, bütün komisyonlar buna yetkilidir. İçişleri Komisyonu bütün bu aykırılık iddialarını görüşüp değerlendirip reddetmiştir. Yeniden, burada, Genel Kurul gündeminde, hele ki maddeye geçmeden, kanuna geçmeden, kanunun maddelerine geçmeden zaten bunun değerlendirilmesi mümkün değildir.
Yine, bir başka husus...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
AHMET AYDIN (Devamla) - ...raporda yazan muhalefet şerhine baktığımızda, gerçekten "Anayasa Komisyonu" diyor, şimdi yine Adalet Komisyonunda ısrar ediyorlar. Dolayısıyla, eskiden böyleydi, şimdi böyle oldu.
LEVENT GÖK (Ankara) - O ayrı bir iş Ahmet Bey, ayrı bir iş o. O farklı bir konu.
AHMET AYDIN (Devamla) - Yani "Komisyon üyeleri öyle savundu, parti grup sözcüleri böyle savunuyor." demek doğru bir şey değildir. Dolayısıyla, Meclis Başkanlık Divanının usulü yerindedir diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)