GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Halkların Demokratik Partisi olarak, Türkiye'deki bütün farklı dillerin Anadolu topraklarının zenginliği olduğunu düşündüklerine ve Meclis tutanaklarında bu dillerin "bilinmeyen bir dil" olarak yer almaması gerektiğine inandıklarına ilişkin
Yasama Yılı:5
Birleşim:60
Tarih:21.02.2015

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Sayın Başkan, demin, burada Dünya Anadil Günü'nde kendi ana dilinde birkaç cümle kullanan vekilimizin göstermiş olduğu duyarlılıktan daha doğal bir şey olamaz. Biz, Türkiye'deki bütün farklı dillerin bu ülkenin, Anadolu topraklarının, Mezopotamya topraklarının bir zenginliği olduğunu düşünüyoruz. Ve kamusal alan dâhil olmak üzere, bütün dillerin önündeki engellerin kaldırılması gerektiğini düşünüyoruz. Bunu, hem siyaseten hem de gelmiş olduğumuz toplumun bir kültürü, inancı, dini, evrensel hukuk kriterleri, insan hakları, demokratik kültür açısından hangi elden, hangi açıdan ele alırsak alalım, bu şekilde savunmayı parti olarak ilkesel düzeyde önümüze hedef koymuşuz. Bu Mecliste, bu Meclis kürsüsünde bu ülkenin topraklarına ait olmayan, farklı dillerle yapılan konuşmalarda duyulmayan bir rahatsızlığın, bu Meclisin konuğu olarak gelen yabancı konukların kendi dillerinde bu kürsüden yaptıkları konuşmalardan rahatsız olmayanların bu toprakların öz kültürü olan Kürt diliyle ilgili, Kürtçeyle ilgili herhangi bir rahatsızlığı olmaması gerekiyor. Bunu sadece Kürt dili için söylemiyorum. Biz, bu ülkedeki Lazcanın da, Çerkezcenin de, Süryanicenin de -şu anda isimlerini artık anmayacağım- diğer bütün dillerin de bu kürsüden özgür bir şekilde ifade edilmesini, Meclis tutanaklarına "xxx" işareti şeklinde "bilinmeyen bir dil" ayıbının ortadan kaldırılmasını ve bu Meclisin, tıpkı kurucu Meclis iradesi gibi özgürlükçü bir anlayışla işlemesini Halkların Demokratik Partisi olarak savunuyoruz.

Bunları ifade etmek istedim, teşekkür ederim.