GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur Bahçekapılı'nın, Genel Kurulda Kürtçe birtakım ifadelerde bulunan milletvekillerinin sözlerini Türkçeye çevirmelerini istemesine yönelik tutumunun Anayasa ve İç Tüzük hükümlerine uygun olup olmadığı hakkında
Yasama Yılı:5
Birleşim:60
Tarih:21.02.2015

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Aslında, ana dili Kürtçe olan bir milletvekili olarak bu Mecliste bu tartışmanın içerisinde olmaktan büyük bir hicap duyuyorum. Bu, her şeyden önce bize yapılmış olan büyük bir hakarettir. Bizim bu Mecliste, kendi kimliğimizle, kendi dilimizle, kendi ana dilimizle Dünya Ana Dilgünü'nde birkaç cümle sarf etmemize yönelik bir tahammülsüzlük durumuyla karşı karşıyayız. Devletin, 1924 yılından beri, inkârcı, retçi, asimilasyoncu politikalarıyla kodları değişmiş olan bir zihniyetle karşı karşıyayız. Biz bu zihniyetin doksan yıl boyunca Türkiye'ye büyük acılar çektirdiğini, Türkiye'deki farklılıkları görmezden geldiğini, Türkiye'de kendi kimliğine sahip çıkan halkları âdeta sindirircesine ezdiğini düşünüyoruz ve Türkiye'nin değişmesi için de bu topraklardaki, Anadolu, Mezopotamya topraklarındaki bütün dillerin, bütün kültürlerin, kimliklerin bir zenginlik olarak bu ülkenin yasal ve anayasal mevzuatında tanımlanması gerektiğini de özellikle ifade ediyoruz.

Burada bir cümle kullanıldı diye devlet bölünmüş değil. Buradaki kullanılan cümlelerde "Türkiye'nin resmî dili Türkçe değildir." gibi bir şey de söylenmedi. Tabii ki biz bu ülkenin resmî diliyle ilgili belli bir saygıyı taşıyoruz. Ancak bu resmî dilin yanında, bu ülkenin gerçeği olan bütün dillerin özgürce şu anda kamusal alanda da kullanılmamış olması bu ülkenin büyük bir ayıbıdır. Burası Türkiye Büyük Millet Meclisi. Düşünün ki binlerce, milyonlarca kanundan, mevzuattan, yönetmelikten bahsediyoruz. Bu binlerce, yüz binlerce kanunun, mevzuatın içerisinde bir yerde bile bir "Kürt" kelimesi geçmiyor, bir yerinde bile Kürtçe bir kelime geçmiyor. Bu, bu ülkenin realitesini inkârdan başka bir şey değildir.

Özellikle önümüzdeki dönemde, Orta Doğu'da tekçi anlayışların bir bir yıkıldığı, diktatörlüklerin tek tek devrildiği, farklılıkların ezilmeye çalışıldığı bir dönemde, biz bu ülkenin -Türkiye'nin- artık kendisine yakışan reformların, bu ülkenin gerçeğiyle barışmasının zamanının geldiğini düşünüyoruz. Bu Meclisin ilk kurucu iradesinde Kürtçenin de, Kürdistan'ın da, Anadolu'daki bütün farklı dillerin de bir realite olarak tanımlandığını hatırlatıyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)