| Konu: | Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur Bahçekapılı'nın, Genel Kurulda Kürtçe birtakım ifadelerde bulunan milletvekillerinin sözlerini Türkçeye çevirmelerini istemesine yönelik tutumunun Anayasa ve İç Tüzük hükümlerine uygun olup olmadığı hakkında |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 60 |
| Tarih: | 21.02.2015 |
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Sayın Başkanım, değerli arkadaşlar; dil meselesi bir kimlik meselesidir. Bunlar da sembolik değeri çok yüksek unsurlardır, hem hayata ilişkindir hem de sembolik değerleri vardır. Eğer bunları tahkir etmeye kalkarsanız, yasaklamaya kalkarsanız, hayatın dışına itmeye kalkarsanız insanlar bu kimlikleriyle, bu tür değerlerle ilişkilerini çok kışkırtıcı, baştan çıkmış bir vaziyette kurarlar.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Anayasa'yla alakası var. "Kimlik" diyerek saptırmayın.
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Ne alaka bizim söylediğimizle? Kimseyi aşağılamıyoruz.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Nitekim tarihe de bakarsanız, özellikle yakın tarihte bu tür olayların yaşandığını görürsünüz. Biraz önce 8 bin dil olduğunu, 200 devlet olduğunu söyledim. Bu denklemi kim, nasıl kuracak bilemiyorum ama sonuçta her ülkenin içerisinde farklı dil ve lehçeleri kullanan insanlar var. 19'uncu yüzyıldan beri ulus devletler mevcut ama bu mesele ulus devletlerin de çok önemli bir problemiydi, 20'nci yüzyılda çözemediler; "yutma ve kusma" der Claude Levi Strauss, her iki yöntemle de çözemediler, barışmaya çalışıyorlar. Hem demokrasi, özgürlük olacak hem insanlar istedikleri gibi konuşacaklar hem de diyeceksin ki ulus devlete ilişkin, 19'uncu yüzyıl mantığıyla "Herkes birbirine benzeyecek." Bu mümkün değil.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Zaten siz Anayasa'dan Türkçeyi kaldırmak istiyorsunuz, biliyoruz biz.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Şimdi, bin yıllık kardeşlikten bahsediyorsak kardeşlerimizle olan ilişkilerimizi de insanlığın normlarına göre kullanmamız ve kurmamız lazım. "Kardeşimsin ama tıpkı benim gibi olacaksın. Kardeşimsin ama kendi dilinden konuşma, benim gibi konuşacaksın." Buradan kardeşlik çıkmaz.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Kim diyor onu ya? Bize mi atfediyorsun o lafı?
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Zaten biz ne yapmaya çalışıyoruz? Kardeşliği kurmaya çalışırken herkese saygı esasında, herkesi cumhuriyetin reşit vatandaşı kabul etme esasında kurmaya çalışıyoruz. Yoksa insanları "Öyle yapmayacaksın, böyle yapacaksın, şöyle konuşacaksın, şu dille konuşacaksın." diye zorlarsak oradan kardeşlik çıkmaz, oradan çatışma çıkar, oradan toplumsal karışıklıklar çıkar. "Çözüm süreci" dediğimiz hadise de esasen her şeyi normalleştirmektir. Bir ülkede şartları normalleştirirseniz kimlikler savaşçı bir nitelik kazanmaz, anormalleştirirseniz bütün bunlar savaşçı nitelik kazanır. Biz normalleşmeye çalışıyoruz. Bu memleket tabii ki Türkiye Cumhuriyeti, bu memlekette tabii ki resmî dil Türkçe.
Sonuçta arkadaşımız gelmiş Türkçe meramını anlatmış, iki cümle de Kürtçe söylemiş. Sayın Başkanın tutumu yerindedir. Bunların ne demek istediğini tutanaklara geçmesi için, birbirimizi anlamamız bakımından ikaz etmiştir ve Türkçeye çevrilmiştir. Kaldı ki, bu konudaki hukuki düzenlemeler 2002 Ağustosunda o zamanın Hükûmetince farklı dil ve lehçelerde daha sonra AK PARTİ'nin yapmış olduğu düzenlemenin temelleri atılmıştır. Ki o zamanki Hükûmet de bu yolu açarken farklı dil ve lehçelerde insanların konuşabilmesinin yolunu açarken haklı ve yerinde bir siyasi akılla davranmıştır.
Saygılar sunarım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)