GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Millî Savunma Bakanı İsmet Yılmaz'ın gündem dışı konuşması sırasında Milliyetçi Hareket Partisine sataşması nedeniyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:62
Tarih:23.02.2015

OKTAY VURAL (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; biraz önce yeni Türkiye'nin sıvışma bakanının gündem dışı yaptığı konuşma... Türkiye, bugün, maalesef yenik bir Türkiye, Bakan da sıvışma bakanıdır. Kendisinin bu başarılı sıvışmadan dolayı gerçekten ödüllendirilmesi gerektiğini söylüyor, gerçekten. (MHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)

AHMET AYDIN (Adıyaman) - Sayın Başkan, arkadaşlara müdahale eder misiniz.

SİNAN OĞAN (Iğdır) - Alkışlıyoruz, sıvışma bakanını alkışlıyoruz(!)

OKTAY VURAL (Devamla) - Şimdi, Medine Savunması'nı...

BAŞKAN - Sayın Vural, Türkiye Cumhuriyeti Savunma Bakanlığına, lütfen, öyle bir tabir... (AK PARTİ sıralarından "O şekilde hitap edemezsiniz." sesi)

OKTAY VURAL (Devamla) - Evet, evet.

BAŞKAN - Sayın Bakanla ilgili söyleyebilirsiniz ama...

İDRİS ŞAHİN (Çankırı) - Bakanlık yapmış birisin. Bunlar sana yakışmıyor.

OKTAY VURAL (Devamla) - Sayın Başkan, Türk toprağını terk eden ve bunu onaylayan bir zihniyet sıvışan bir zihniyettir. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

İDRİS ŞAHİN (Çankırı) - "Sıvışma bakanı" ne demek ya! Ne kadar ayıp bir şey.

KEMALETTİN YILMAZ (Afyonkarahisar) - Aynen, sıvışma bakanı!

OKTAY VURAL (Devamla) - Bugün, Türk toprağını terk etmiş bir Bakan olarak bunu Parlamentoda savunuyor. Ne dememi bekliyorsunuz? Savundunuz mu? Savundu mu Sayın Bakan? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

BAŞKAN - Sayın Bakan dinliyor efendim, evet.

OKTAY VURAL (Devamla) - Sizin vicdanınız da sızlıyordur, buradaki milletvekillerinin de vicdanı sızlıyordur. Bu millet, vicdanı olan herkes, onun vekili olan herkes bundan gerçekten sızı duyuyordur.

Evet, bugün burada gördük ki PKK'yla birlikte hareket etmişler. Bugün gördük ki 21 Ağustos 2014'te "Süleyman Şah IŞİD'e veriliyor." denilen haber, IŞİD'le yapılan anlaşmayla terk edilendir. Şimdi, bununla ilgili olarak sizden orada istenen neydi biliyor musunuz, neydi? Aslında, burada kale filan... Ama siz ne yaptınız biliyor musunuz...

Çanakkale şiirinde şunu diyor:

"Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;

Alınır kala mı göğsündeki kat kat iman?

Hangi kuvvet onu, haşa, edecek kahrına ram?

Çünkü tesis-i ilahî o metin istihkâm."

Siz bugün o milletin içindeki imanı geri çektiniz biliyor musunuz, asıl kahreden odur biliyor musunuz, asıl kahreden odur. Asıl kahreden, bu milletin imanına aykırı bir adım atmanızdır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET ERDOĞAN (Adıyaman) - Haydi oradan!

OKTAY VURAL (Devamla) - Ve buradan ben sesleniyorum... Sezai Karakoç'tan okudu, ben de Mehmet Akif'ten okuyayım.

Sayın Başkan, sataşmalardan dolayı şey oldu, müsaade ederseniz iki mısra okuyup bitireceğim.

BAŞKAN - Sayın Vural, usulümüzü biliyorsunuz, lütfen...

FARUK BAL (Konya) - Tercümeye süre veriyordu başkan vekili.

OKTAY VURAL (Devamla) - Sezai Karakoç'tan okudu, ben de Mehmet Akif'ten okuyayım. Anlayana saz, anlamayana... (AK PARTİ sıralarından gülüşmeler) Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az.

"Bakmayın, hem tükürün çehre-i murdarımıza!

Tükürün, belki biraz duygu gelir arımıza!

Tükürün cephe-i lakaydına Şark'ın, tükürün!

Kuşkulansın, görelim, gayreti halkın, tükürün!

Tükürün milleti alçakça vuran darbelere!

Tükürün onlara alkış tutan kahpelere!

Tükürün Ehl-î Salib'in o hayâsız yüzüne!

Tükürün onların asla güvenilmez sözüne!

Medeniyet denilen maskara mahluku görün,

Tükürün maskeli vicdanına asrın, tükürün!"

Hepinize saygılarımı arz ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)