GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye'nin Suriye ve Rojava politikasıyla ilgili ciddi yanlışlıklar yapıldığına ilişkin
Yasama Yılı:5
Birleşim:63
Tarih:24.02.2015

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, önemli bir konu konuşuluyor. Bu önemli konunun doğrusu ele alınış düzeyi bizi rahatsız ediyor; o nedenle ben söz almış bulunmaktayım.

Biz, aslında Türkiye'nin, Suriye ve Rojava politikasıyla ilgili başından beri çok ciddi yanlışların yapıldığını ve bu yanlışların Türkiye'nin başına büyük felaketler getirebileceğini defalarca bu Meclis kürsüsünden de ifade etmiştik. Maalesef, Türkiye, tüm Suriye politikasının omurgasını IŞİD, El Nusra gibi birtakım örgütlerle birlikte hareket etmek ve Rojava'daki kazanımlara karşıtlık üzerinden ortaya koymuştu. Rojava'daki kanton yönetimlerine, PYD'ye, YPG'ye düşmanlık temelinde geliştirilen ilişkilerin Türkiye'nin yararına olmayacağını, halklarımızın yararına olmayacağını, hem içeride hem dışarıda barışımızı ciddi anlamda tehdit edeceğini söylemiştik. Gelişmeler bizi doğruladı. Demek ki Türkiye için tehlikeli olan Rojava'daki yönetim değil, Rojava'daki kazanımlar değil, IŞİD'in kendisiymiş. Türk Silahlı Kuvvetlerinin oradaki varlığına yönelen tehdit PYD'den ya da kanton yönetiminden değil, IŞİD'den geldi.

Biz, bu yaşanan son gelişmelerle beraber Türkiye'nin bir yüzleşme sürecine girmesi, dış politikayla ilgili temel birtakım kararları vermesi gerektiğini düşünüyoruz. PYD'ye ve YPG'ye buradan birilerinin farklı tanımlamalar yapmasının hiçbir önemi yok. Bütün dünya, IŞİD gibi bir vahşi terör örgütüne karşı insanlık onurunu koruyan güç olarak bakıyor; PYD'ye, YPG, YPJ'ye bütün dünyanın bakış açısı budur. Türkiye de doğru bir Suriye politikası, doğru bir Orta Doğu politikası oturtmak istiyorsa bu gerçeği artık kabul etmek zorunda ve buna göre bir dış politika belirlemek zorundadır.

Bakın, Fransa Hükûmeti bile, Fransa yönetimi bile bugün Elysee Sarayı'nda YPG, PYD'li yetkililerle bölgenin geleceğini istişare etme zorunluluğu hissediyor. Dolayısıyla, ülkemiz açısından da toprak verme, toprak alma üzerinden dar yaklaşımlarla birtakım polemikler üzerinden, birtakım demagojiler üzerinden gitmek değil, tam tersine ayakları yere basan gerçekçi dış politikalar üzerinde yoğunlaşmak kazandırır diye düşünüyorum.

Biz, Rojava'daki, Suriye'deki halkların geleceğinin ortak olduğunu, demokratik geleceğinin ve kalıcı barışının halkların iradesinin tanınmasından geçtiğini düşünüyoruz. Türkiye'nin de yapacağı en akıllı işin bir an önce Rojava kanton yönetimlerini tanımak ve o kantonlarla ilişkileri geliştirmek olduğunu ifade etmek istiyoruz.

Teşekkür ederim.