| Konu: | Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 63 |
| Tarih: | 24.02.2015 |
NAZMİ GÜR (Van) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli arkadaşlar, ilgili madde üzerine grubum adına söz almış bulunmaktayım.
Biliyorsunuz, bu yasanın -eğer kanunlaşırsa ve geçerse- uluslararası alanda yaratacağı sakıncaları bir bir anlatmıştık bu kürsüde, bir kez daha hatırlatmakta fayda var. Biraz önce bir hatip daha, CHP'den bir arkadaşımız dile getirdi. Sık sık dile getirmekte fayda var çünkü bu tasarıyla birlikte Türkiye'nin hem uluslararası sözleşmelere koyduğu imzalar ve hem de Anayasa'nın 90'ıncı maddesine aykırılık... Aynı zamanda, Avrupa Birliği sürecinde aday ülke sıfatı çok ciddi darbe alacak. Bu konuda biz muhalefet olarak uyarılarımızı dile getirmeye devam edeceğiz.
Değerli arkadaşlar, Avrupa Konseyinin bir basın açıklaması var, olduğu gibi okuyalım ki meramımızı daha iyi anlatmış olalım. Şöyle bir düşünceyi ileri sürüyor: "Türkiye Parlamentosunu mevcut uluslararası standartlar, benim tavsiyelerim ve ulusal insan hakları yapılarının tavsiyeleri ışığında yeniden değerlendirmeye, Türkiye'de polisin insan hakları kayıtlarını iyileştirmeye yönelik bir mevzuatın tasarlanması için bir fırsat olarak değerlendirmeye davet ediyorum." Bu daveti yapan kim? Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Nils Muiznieks. Yani, bu konuda en ciddi açıklamalarından birisi. Öyle sanıyorum ki bu yasa Strazburg'dan dönecek ve Türkiye bu yüz karası yasayla, temel hakları, özgürlükleri, yaşam hakkını hiçe sayan bir yasayla Avrupa Konseyinde de ciddi tartışma konusu olacak.
Biliyorsunuz, Türkiye yine aynı zamanda Avrupa Birliğinin aday ülkesi olarak Kopenhag Siyasi Kriterleri başta olmak üzere diğer bütün hukuk sistemini -başta Anayasa'sı olmak üzere- Avrupa kriterlerine göre reforme etmek, değiştirmek zorunda. Böyle bir zorunluluk ortadayken, Hükûmetin hem çözüm süreci açısından hem Türkiye'nin demokratikleşmesi açısından radikal demokratik adımlar atması gerekirken böylesine otoriter, âdeta bir faşizm rejimini, dikta rejimini getirecek olan, polise doğrudan öldürme yetkisi verecek olan, önleyici gözaltı ya da önleyici tutuklama gibi kendinden menkul kavramlarla Türkiye'ye açık bir hapishaneye çevirecek bu tasarının bir an önce geri çekilmesi gerekir.
Tabii, Türkiye'de vicdanı olan, Türkiye'de demokrasinin güçlendirilmesi için çalışan çok önemli kurumlar da bu konudaki düşüncelerini dile getiriyor. Örneğin, Türkiye İnsan Hakları Vakfı bu yasanın getirileri götürüleri konusunda ciddi açıklamalar yapıyor ve bu yasanın çekilmesini istiyor. Yine, önemli bir insan hakları kuruluşu olan, benim de onurla on beş yıl hizmet ettiğim İnsan Hakları Derneğinin bu yasanın sakıncalarını dile getiren ve bu yasanın bir an önce çekilmesi ve demokrasi açısından sakıncalarını dile getiren düşünceleri var.
Yine, dün, Grup Başkan Vekilimiz Sayın İdris Baluken Avrupa çapında -dünya çapında hatta- Uluslararası Af Örgütünün ciddi bir kampanya başlattığını söyledi. Doğru, bu kampanyaya bugün ben de katıldım, Amnesty'nin bir üyesi olarak gururla bu imzayı koydum. Hem Mecliste hem Meclis dışında bu yasanın geçmemesi için biz elimizden geleni yapacağız. Uluslararası Af Örgütü, dünya çapında global bir kampanya başlattı. Bu yasanın başta yaşam hakkını olmak üzere, düşünce özgürlüğünü, toplanma özgürlüğünü nasıl topyekûn yok ettiğini gösteren bir açıklama ve kampanya yürütüyor.
Yine, çok farklı insan hakları örgütlerinin bir araya geldiği ve aralarında MAZLUMDER'in de olduğu İnsan Hakları Ortak Platformunun yayımladığı bir rapor var burada, bu rapor da bunu dile getiriyor. Aynı şekilde, yine, barolar, insan hakları örgütleri, meslek kuruluşları bu yasanın sakıncalarını dile getiriyor. Dolayısıyla, Türkiye'nin tamamı karşı, üyesi olduğumuz uluslararası örgütlerin büyük bir kısmı karşı. Bu yasayı bu şekilde siz ne uluslararası hukuk açısından, bağlantıları açısından anlatabilirsiniz ne de iç hukuk açısından anlatabilirsiniz. Çünkü bu yasa, açıkçası, Anayasa'nın 90'ıncı maddesine açıkça aykırılık gösteriyor.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)