GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri
Yasama Yılı:5
Birleşim:64
Tarih:25.02.2015

FAYSAL SARIYILDIZ (Şırnak) - Sayın Başkan, Parlamentonun sayın vekilleri; günlerdir görüşmekte olduğumuz maddelerin bir kısmı, AKP'nin demokratik olmayan, çoğunlukçuluğuyla kabul ettirilen iç güvenlik yasa tasarısının iddia edildiği gibi bu ülkede aslında hukuku korumaktan ziyade, iç güvenliği sağlamaktan ziyade, AKP iktidarına, ha bire itibar ve meşruiyet yitimi yaşayan siyasal iktidara bir zırh oluşturduğu her geçen saat anlaşılıyor.

Aslında bu yasanın çıkması hâlinde, hep birlikte, cumhuriyet tarihi boyunca yapılan tüm darbelerin ruhuna Fatiha okuyacağız. Bunu ifade etmek gerekiyor.

Daha bugün DİSK'in Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu tartaklanarak gözaltına alındı. Aynı zamanda Cizre'de 11 yaşındaki bir çocuk yine polis kurşunuyla ağır yaralandı. Şu an hastanede yoğun bakımda tutulmaktadır.

Yine, bu yasa çıkmadan önce, daha birkaç gün önce, 15 Şubat'ta uluslararası komployu kınamak için İstanbul'da demokratik bir eyleme katılan 4 tane genç makul şüpheli olarak gözaltına alındıktan sonra tutuklandı.

Molotofu önlemek ve polisin toplumsal olaylar esnasında yetkilerini artırmak amacıyla bu yasayı çıkardığını iddia eden Hükûmet yetkilileri büyük bir çarpıtma ve manipülasyon yapmaktadır. Çünkü 2007 yılında Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu'nda yapılan değişikliklerin ardından son sekiz yılda 183 kişi, 2014 yılında ise 6'sı çocuk 4'ü kadın olmak üzere 23 kişi polislerce katledildi.

Yine, 1 Ocak ve 8 Aralık 2014 tarihleri arasında kolluk güçlerinin "dur" ihtarına uymadığı gerekçesiyle ve rastgele ateş açması sonucu 39 insanımız yine polis kurşunuyla yaşamını yitirmiştir, 61 kişi de yaralanmıştır.

Polisin kullandığı biber gazı, 2014 yılında en az 453 kişinin yaralanmasına ve 8 kişinin ölümüne neden oldu.

2014 yılında 410'u çocuk olmak üzere 8.405 kişi gözaltına alındı, 68'i çocuk olmak üzere 803 kişi tutuklandı. Gözünüz doysun be ey vicdansızlar! Daha kaç insanın ölmesini, daha kaç insanın gözaltına alınmasını, daha kaç insanın cezaevine atılmasını izleyeceksiniz? İktidar sarhoşluğu ve muktedirlik gözlerinizi bürümüştür, uyanın. Bu yasayla birlikte demokratik ve kültürel haklarını talep eden Kürtler, sermayenin ve devletin sömürüsüne karşı direniş hâlinde olan emekçiler, erkek egemen sistemine karşı direnen kadınlar, kampüslerde demokratik eğitim talebinde bulunan öğrenciler, sırf zafer işareti yaptığı için küçük çocuklar makul şüpheli olacak. Bu makul şüphenin encamı da ölüm, gözaltı, işkence ve zindan olacak. Bu nedenle, farklı düşünen ama aynı kaygıları taşıyan insanlar bu faşist yasaya "Hayır." diyor.

Şimdi, bu paketin yasalaşması konusunda ısrar eden bir anlayış hangi zihniyetle barışa katkı sunacaktır? Barış müzakerelerinde yaşadığımız en büyük tıkanma nedeni ortak bir çözüm vizyonunun olmamasıdır. AKP Hükûmetinin iki yüz yıllık bir sorunun, kadim sorunun çözümünde gerçekçi bir barış vizyonu mevcut değildir. Hâlâ bu sorunun, bu devasa sorunun günlük, palyatif, eklektik etkilerle çözüleceğini düşünmektedir çünkü henüz böylesi bir vizyona sahip değil. Barış vizyonunuz olmuş olsaydı, güvenlik paketini gündemimize getirir miydiniz? Bu yasa, devletleşen AKP'yi daha da güçlendirme ve tek adam yönetimine zemin hazırlama yasasıdır. Açıkça belirtmek istiyoruz, bu yasa çözüm sürecinin turnusolüdür.

Şunu da yine açık bir şekilde ifade edelim: Bu sürecin ilerlemesi anlamında Sayın Öcalan'ın sergilediği çabanın onda 1'i siyasal iktidar AKP Hükûmeti tarafından sergilenmiş olsaydı, şu an gündemimizde yasaklar olmayacaktı. "Türkiye daha eşit, daha özgür, uygar dünyaya nasıl eklemlenirdi?"nin hesabını, tartışmasını yürütürdük. HDP olarak Türkiye... (HDP sıralarından alkışlar)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)