| Konu: | Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 64 |
| Tarih: | 25.02.2015 |
MÜLKİYE BİRTANE (Kars) - İyi geceler arkadaşlar.
Az önce iktidar partisinden bir hatip Meclisin bu gece çok sakin geçtiğini söylüyor. Demek ki Meclisin gerilmesini en çok iktidar partisi istiyordu, ki getirmiş oldukları yasayla ilgili olarak da bunu pekiştirmiş oluyorlar. Baskılara ve yanlışlara karşı bir haftadır direnen muhalefetin tüm çabalarına rağmen her türlü yöntemsizliği dayatan iktidarın bu tutumunu bir kez daha gözden geçirmesi gerektiğini vurgulayarak sözlerime başlamak istiyorum.
Günlerdir polise her türlü yetkiyi veren ve kabul edilen maddelerin kısa bir sürede meyvelerini verdiğini hep beraber görmekteyiz. Toplumda demokratik yaşam alanlarının tümüne müdahale edileceğinin sinyallerini almaya başladık. Daha bu kanun yasalaşmadan Mersin'de 4 çocuğun toplumsal olaylara katıldıkları için kendilerine ve ailelerine çok ağır cezalar verildi. Ayrıca şimdiye kadarki uygulamalarda 67 çocuk hakkında da davalar sonuçlandı. Devlet malına zarar verildiği gerekçesiyle ailelerden para istenmektedir. Ailelere toplam 1 milyon 270 bin TL ceza kesilmiştir. Bu Hükûmet yolsuzluklara, hırsızlıklara "Evet." derken ve bunlara göz yumarken yoksul halka cezalar keserek kendisine finans kaynakları mı oluşturmaya çalışıyor düşüncesi toplumda ağırlık kazanmıştır.
Çocuklar cezaevlerine konuluyor ve orada hiçbir güvenceleri yok. Orada koruma altındalar ve her türlü baskı, taciz ve tecavüze maruz kalıyorlar. Devlet denetiminde ve gözetiminde olan, korumasında olan bu çocuklara bu zulmün yapılması gerçekten de kabul edilecek bir durum değildir. Halk haklı davasında her zaman ısrarcı olacaktır ve hakkını savunacaktır.
Üzerine söz aldığım söz konusu maddedeki değişikliklerle ilgili gerekçeye göre, bu değişiklik ihtiyacının bir nedeni de Emniyet teşkilatında çağdaş ülkelerin aksine, terfilerde liyakat yerine kıdeme bağlı bir sistemin benimsenmiş olmasıdır. Buna göre, polis amirlerinin zorunlu en az bekleme sürelerini takiben meslekî yeterliliklerine bakılmaksızın otomatik olarak bir üst rütbeye terfi etmeleri ihtiyaç olan amir rütbelerinde azlığa, ihtiyaç duyulmayan rütbelerde ise aşırı yığılmalara neden olacaktır. Bu bağlamda, kamusal alanların tümünde görmüş olduğumuz kişiyi kayırma, kendine yakın olanları yerleştirme ve kadrolaşmalara zemin hazırlanmaktadır.
Bugün yüzbinlerce üniversite mezunu birçok alanda atama beklemektedir. Öğretmenler, jeoloji mühendisleri, ziraat mühendisleri ve diğer mezunlara iş alanı açılması gerekirken özellikle Emniyete çok fazla kadro aktarımı polis devleti düşüncesini tabii ki toplumda yaygınlaştıracaktır. "Polis devleti" dediğimizde bize karşı çıkan iktidarın bu düşünceyi de bir kez daha gözden geçirmesi gerekmektedir.
Demokratikleşelim derken daha çok baskıcı bir yapıya doğru gittiğimizi belirtiyor ve her türlü yolsuzluk ve hırsızlığa yol açan bir iktidarın demokratikleşmeden neyi kastettiğini anlamış değiliz. Bunun için de diyoruz ki bizler muhalefet partisi olarak bu yasanın polis devleti yasası olduğunu, diktatörlük yasası olduğunu söylüyoruz ve hiçbir şekilde kabul etmiyoruz. (HDP sıralarından alkışlar)