GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın 684 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 23'üncü maddesiyle ilgili önerge üzerinde yaptığı konuşması sırasında Halkların Demokratik Partisi Eş Genel Başkanına sataşması nedeniyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:64
Tarih:25.02.2015

SELMA IRMAK (Şırnak) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şu anda değişikliği görüşülen maddeye ilişkin de partimin görüşlerini ifade etmek istiyorum.

İfade edilen maddedeki değişiklik yani 24'üncü maddenin Ek 9'uncu maddesi şunu ifade ediyor: Emniyet teşkilatında bulunanlara doğrudan doğruya disiplin cezası vermeye yetkili alanları belirliyor. Biz buradan neyi anlıyoruz? Maddenin içeriğine baktığımız zaman, aslında, AK PARTİ'nin şimdiye kadar yapmakta olduğu ve yapmaya bundan sonra da devam edeceği kendi alt birimlerini tasfiye etme ve yeni kadrolaşma alanları açma ve hem Emniyette hem de onun diğer kolluk kuvvetlerinde kendine bağlı yeni birimler oluşturma yani polis devletinin aslında temellerini daha da sağlama alma çabasını görüyoruz.

Evet, AK PARTİ Hükûmetinin hak ve özgürlükleri sınırlama, ortadan kaldırma pratiğinde bir yasa yapma klasiği hâline gelen torba yasa formundaki "iç güvenlik paketi" olarak adlandırılan bu paketle bir yandan mevcut muğlak ve cezasızlığa kapı aralayan vali ve kaymakamları adli kolluk amiri hâline getirerek savcı ve yargıçların yetkilerini kullanmasını mümkün kılmakta, göstericiler için öngörülen hukuken temellendirilmesi mümkün olmayan ya da fazlasıyla ağır olan cezalar daha da ağırlaşmaktadır.

Bu yasa tasarısının elbette çok acil ve toplum açısından çok kaygıyla karşılanan maddelerinin yanı sıra, bütünü de aslında tek tek ele alınması ve fecaatin gözler önüne serilmesi gereken noktadadır.

Tasarının bir bölümüne dikkatinizi çekmek istiyorum. Tasarı, polise öldürme yetkisini vermektedir. Polise molotof, patlayıcı, yanıcı, yakıcı, boğucu, yaralayıcı ve benzeri silahlarla açık veya kapalı alanlara saldırı veya saldırı teşebbüsünde bulunanlara karşı saldırıyı etkisiz kılmak amacıyla ve etkisiz kılacak ölçüde silah kullanma yetkisi tanımaktadır. Belki de bu yasa tasarısının en vahim maddesi bu maddedir. Bu bent sayesinde insan öldürme hakkını kendinde gören polis, yedi yılda 179 kişiyi katletmiştir. Bu maddeyle bu yetkisi sınırsız artarken polis cinayetlerinin hiçbir cezai müeyyideyle karşılaşmamasının da garantisi verilmektedir.

Bu düzenleme, esas itibarıyla polisin toplumsal gösterilerde işlediği cinayetlerin yasal hâle getirilmesidir. Uygulamada onlarca sivilin polisin açtığı ateşle öldürüldüğü ve yine polisler tarafından kendilerini aklamaya dönük tutanakların tutulduğunu yakından biliyoruz, tanığız.

Son günlerde, Yüksekova'da Rojhad Özdel, Diyarbakır'da 16 yaşındaki Kadir Çakmak, Şırnak'ta 12 yaşındaki Nihat Kazanhan, 14 yaşındaki Ümit Kurt, Lice'ye giderken tek kurşunla öldürülen Muzaffer Görür, Adana'da sokak ortasında vurulan 15 yaşındaki İbrahim Aras bu cinayetlerden sadece birkaçıdır.

Evet, değerli milletvekilleri, ben Şırnak milletvekiliyim ve Şırnak'ta yaşanan olayları ancak ben bilebilirim ve size anlatabilirim. Polisin silah kullanma yetkisinin ne kadar üst boyutlara ulaştığını ancak son günlerde Cizre'de yaşanan olaylarla daha açık bir biçimde gözler önüne serebiliriz. Bu yasa maddesi diyor ki: "Yüzünü kapatanlara, poşu takanlara ceza verilecektir." Peki, Cizre'de plakasız zırhlı araçlara ne ceza verilecek? Plakasız zırhlı araçlar devletin yüzünü örtmesi değil midir? Yüzünü örten devleti hangi yasa tasarısıyla engelleyeceğiz? Vatandaşı, yasayı ihlal eden, yüzünü örten devletten nasıl koruyacağız?

Peki, 14 yaşındaki Ümit Kurt'u köşeye sıkıştırarak öldüren ve Nihat Kazanhan'ı öldüren polisi ne yapacağız? İçişleri Bakanımız yaptığı açıklamada Nihat Kazanhan'ı vuran polisi korumuştur. Nihat Kazanhan'ın polisi çok sonradan gözaltına alınmış ve tutuklanmıştır.

Peki, biz bu cinayetleri nereye koyacağız? Bu yasa tasarısı, elbette ki bu tür cinayetleri ve bu tür vahim olayları oluşturulabilecek provokatif ve süreci de etkileyebilecek, bu ülkeyi de savaşa sürükleyebilecek yeni bir kaos yaratma yasasıdır aynı zamanda. Bu nedenle, partimiz defalarca bu tür yasaların geri çekilmesi için girişimde bulunmuş ve bunun için 4 ayrı kanun teklifini TBMM'ye sunmuştur ancak hâlâ sonuç alabilmiş değiliz. Eğer baharda yeni bir savaş çıkar ve bu ülke kaosa dönerse bunun tek sorumlusu bu kanunun sahibi AK PARTİ Hükûmeti olacaktır.

Saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)