| Konu: | Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 64 |
| Tarih: | 25.02.2015 |
EROL DORA (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 25'inci maddesi üzerinde Halkların Demokratik Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
İç güvenlik paketi adı altında görüştüğümüz bu düzenleme, gerçekte bir yasa tasarısı olmanın ötesinde, âdeta bir talimatname veya kararname niteliği taşımaktadır ve bu niteliğiyle Hükûmetin ve devletin daha da otoriterleşmesine dönük operatif ve işlevsel bir uygulamalar alanının önünü daha da açmaktadır. Tasarıda, polisin toplumsal olaylarda silah kullanma yetkisi alabildiğine artırılıyor ki bu durumun biraz hukuk bilen herkes açısından sonuçları gayet açıktır.
Bu madde, Ali İsmail Korkmaz, Berkin Elvan, Abdullah Cömert, Ethem Sarısülük, Nihat Kazanhan ve adını burada sayamadığımız, toplumsal muhalefet içinde yer alan veya eylemlerle doğrudan ilgisi olmadığı hâlde çocuk yaşta katledilen tüm yurttaşların yaşam haklarının gasbedilmesinin daha da meşrulaştırılması anlamına gelecektir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ayrıca, bu iç güvenlik tasarısı, toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde yurttaşların katledilmesinden sorumlu kolluk gücünün cezasız bırakılmasını, hakkında dava açılmasını veya dava açılsa bile beraatle sonuçlanmasını garantilemeye dönük açık bir eğilimi de barındırmaktadır. Yine, bu tasarı, sadece devlet şiddetini özendirmemekte, hâlihazırdaki davaları da lağvetme potansiyeli taşımaktadır. Hükûmet muhaliflerinin tamamen şiddet nesnesi hâline getirilerek hukuk düzeninin dışına yerleştirilmesi itirazını dile getiren bütün toplumsal kesimlerin kamuoyu nezdinde kriminalize etme ve ötekileştirme politikasının bir tezahürüdür.
Değerli milletvekilleri, nihayetinde tasarının bütün bu hükümlerine şöyle bir bakıldığında, tüm bu maddelerin yurttaşların haklarını yeniden tanımlamaya yöneldiği ve muhalefet etme hakkından kaynaklanan anayasal hak ve özgürlüklerinin tümünün lağvedildiği rahatlıkla anlaşılabilir.
Bu yasa tasarısı bir hukuk sistematiği içinde ve hukuksal içtihat temelinde değil, doğrudan devlet kadrolarına seslenen bir politik talimatlar zemininde kurgulanmıştır. Anayasal kriterlerden, uluslararası hukuktan tamamen yoksun olduğu gibi, tam tersine mevcut Anayasa'nın sınırlı insan hakları çerçevesini bile kaldırmaktadır.
Değerli milletvekilleri, diğer yandan, bu pakette hukuksal bir dil ve üslup değil, polis-zabıta üslubu kullanılmaktadır. Bu nedenle de bu kanun paketini evrensel hukuk mantığı ve içtihatlar zemininde değerlendirmek mümkün değildir.
AKP Hükûmet yetkilileri bu paketin Avrupa standartları gözetilerek hazırlandığı konusunda kamuoyunu yanıltmaktadırlar. Şunu belirtmeliyiz ki: Bu paketin Avrupa Birliği ülkelerinde bir karşılığı bulunmamaktadır. Evet, Avrupa devletlerinde polis güçlüdür ama polislik eğitiminden polisin denetimine kadar son derece etkin mekanizmalar vardır.
Değerli milletvekilleri, Avrupa'da polis, gerilimi giderme prensibiyle hareket etmek üzere yetiştirilmektedir. Ayrıca, polisin çok kültürlülüğe hassasiyet kazanmasına da önem verilmektedir, bu konuda yeteneği geliştirilmektedir. Ayrıca, Avrupa'da polis, vatandaşın polisidir, Türkiye'de ise polis, aldığı eğitim gereği kendisini vatandaşın üzerinde bir yerde görmektedir.
Türkiye'de olanların, yapılmak istenenlerin Avrupa Birliği normlarıyla ve Avrupa Birliği emniyet standartlarıyla alakası yoktur. Örneğin şimdi, jandarma doğrudan İçişleri Bakanlığına bağlanıyor. İlk bakışta bu sivilleşme gibi görünse de, askerin, polisin, bir parti polisine dönüşmesinden, iktidar tarafından yönlendirilmesinden başka bir şey değildir. Çünkü jandarmanın görevlerinde bir kısıtlamaya, sağlıklı bir denetlemeye gidilmiyor.
Yine, Avrupa Birliği ülkelerinde polisin başında hükûmetlerden bağımsız üst düzey memurlar var. Avrupa Birliğinde ne bir bakan ne üst düzey bir yetkili, polisin bir operasyonuna, çalışmasına ya da soruşturmasına müdahale edebilir.
Bu paket, Hükûmetin acil politik ihtiyaçlarına odaklanmıştır. Ancak Hükûmete şu uyarıyı yapmayı lüzumlu buluyorum: Hükûmette kalmaya devam etmenin yolu otoriterleşmenin önünü açan kanunlar değil, demokrasinin önünü açan düzenlemelerden geçtiğini belirtiyor, tekrar Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)