| Konu: | 26 Şubat 1992 tarihinde yaşanan Hocalı katliamının yıl dönümüne ilişkin |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 65 |
| Tarih: | 26.02.2015 |
REŞAT DOĞRU (Tokat) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
26 Şubat 1992 yılında Azerbaycan'ın öz toprağı Karabağ'ın Hocalı kasabasında Ermeni katillerce yapılan soykırımla ilgili söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Sözlerimin başında, bugün Azerbaycan dernekleri Türkiye Büyük Millet Meclisini ziyaret etmişlerdir bu konuyla ilgili olarak, onlara da ziyaretlerinden dolayı teşekkürlerimi ve şükranlarımı arz ediyorum.
Diğer bir konu da, Türk Hava Kuvvetlerinin 2 tane savaş uçağının düşmesi sonucu şehit olan 4 pilotumuza ve Afganistan'da Taliban militanlarının saldırısıyla şehit olan 1 askerimize Allah'tan rahmet diliyorum, yaralı askerlerimize de acil şifalar diliyorum.
Sayın milletvekilleri, 25-26 Şubat tarihlerinde Azerbaycan Türklerine dünyada benzeri görülmeyen soykırım yapılmıştır. Hocalı kasabasına Rus destekli Ermeni çeteleri saldırıp masum insanları hunharca katletmişlerdir. Yapılan soykırım modern dünyanın gözünün önünde yapılmıştır. 63'ü çocuk, 106'sı kadın 613 kardeşimiz şehit olmuş, 495 soydaşımız ağır yaralanmış, 2.250'si de rehin alınmıştır. Ayrıca, akıbeti belli olmayan yüzlerce Azerbaycanlı kardeşimiz vardır. Hocalı'da oluk oluk kan akmış, toprağa dökülen kanlar kurumamış, yürekler yanmaya devam etmektedir. Şu anda da Karabağ ve etrafındaki 7 Azerbaycan şehri Ermeniler tarafından işgal altındadır. Bu bölgelerden zorla göç ettirilen 1 milyonun üzerindeki insanımız Azerbaycan'ın çeşitli rayonlarında maalesef çok zor şartlar altında yaşamaktadırlar.
Bir ay önce Azerbaycan'a yaptığımız ziyarette Karabağ göçmenlerini de ziyaret ettik. O insanların vatan özlemiyle yürekleri yanıyor, kanıyor, şehit olan insanların hesabının sorulması bekleniyor. Ne zaman öz toprağımıza döneceğiz diye yanıp tutuşuyorlar; ağıtlarını şiir, roman, hikâye yaparak ölümsüzleştiriyorlar. Gözleri doluyor, kan ağlıyorlar. Bütün bu olup bitenler de maalesef "İnsan haklarını savunuyoruz." diyerek aldatan sözde modern dünyanın gözü önünde oluyor. Katiller, soykırımcılar ellerini kollarını sallayarak Ermenistan'da bakan, devlet başkanı oluyor, dünya da maalesef duyarsız şekilde seyrediyor. Soykırıma uğrayan insanların ve zorla göç ettirilen 1 milyonun üzerindeki Azerbaycan Türkü'nün ise maalesef sesi duyulmuyor, onların çektikleri maalesef görülmüyor.
Pekâlâ, biz ne yapıyoruz? Milliyetçi Hareket Partisi olarak Azerbaycanlı kardeşlerimizin her zaman yanındayız, onların her türlü sorununu dün de, bugün de, yarın da dile getiriyor, unutturmamaya çalışıyoruz ancak mevcut iktidar Azerbaycan Türkü'nün hakkını ve hukukunu korumada bizce biraz zayıf kalıyor, aciz kalıyor. Dünyanın çeşitli yerlerindeki STK kuruluşlarına konunun yeterli şekilde taşınmadığı kanaatindeyiz, işgalin bitmesi için yeterli destek maalesef verilmiyor. Ancak Türkiye Hükûmeti ve bütün insanlarına da çok büyük sorumluluk düştüğünü de söylemek mecburiyetindeyiz. Azerbaycan topraklarının işgali bitmeden, vatanlarına geri dönüş sağlanmadan, soykırımın hesabı sorulmadan hiç kimse Ermeni devletiyle ilişki kurmamalıdır ve kuramaz. "Barış yapıyoruz." diye vatan toprağından, şehitlerin hesabının sorulmasından vazgeçilirse tarih de bunların hiçbirini unutmaz ve bir gün de mutlaka bunun hesabını sorar.
Saygıdeğer milletvekilleri, 26 Şubat tarihi, tabii, Ermenilerin yapmış olduğu soykırımla ilgili önemli bir gündür. Biz 26 Şubat tarihinin özellikle hem Türk dünyasında hem de ülkemizde bir soykırım günü olarak ilan edilmesini istiyoruz. Bununla ilgili de kanun tekliflerimizi hem geçmiş dönemlerde hem de bu dönemde Türkiye Büyük Millet Meclisine sunduk. Geçen dönemlerde gündemde olmuş olmasına rağmen maalesef bu kanun teklifimiz kanunlaşmadı ama bu dönem -enteresandır- gündeme bile alamadık çünkü kendim burada kanun teklifimizi 37'ci maddeye göre sunmuştum. Kanun teklifimize gündeme girmesiyle ilgili "hayır" oyu verilmiştir. Ancak şunu söylemek mecburiyetindeyiz ki bu tür kanun teklifleri mutlaka kanunlaşmalıdır.
Türk dünyasının her tarafında şu anda Türklere karşı yoğun saldırıların olduğunu da görüyoruz. Şu anda Doğu Türkistan'da insanların yürekleri yanıyor, o insanların kanı akıyor; orada zorla insanlar hapislere atılıyor, öldürülüyor, yok edilmeye çalışıyor. Aynı tabloyu Azerbaycan'da görüyoruz, aynı tabloyu Kerkük'te görüyoruz, Musul'da görüyoruz, Suriye'de görüyoruz. Öyleyse Türklere karşı yapılan bu saldırıların hepsini şiddetle kınamak önce bizim görevimiz olmalıdır diye düşünüyorum.
Ben buradan Türkiye Büyük Millet Meclisi kürsüsünden Hocalı şehitlerinin aziz ruhları karşısında saygıyla eğiliyorum. Azerbaycan'ın çeşitli yerlerinde bulunan Karabağ göçmenlerini, kardeşlerimizi de saygıyla selamlıyorum. (MHP, AK PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)