GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri
Yasama Yılı:5
Birleşim:65
Tarih:26.02.2015

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinize saygılarımı sunuyorum, hayırlı akşamlar diliyorum.

Ben sizinle bir mektup paylaşmak istiyorum değerli arkadaşlar. Bu mektup, bir babanın mektubu, Polis Kolejinde evladı olan bir babanın mektubu: "Sayın Vekilim" diye başlıyor, "Polis Akademisi 3'üncü sınıfta okuyan, Kolejle birlikte yedi yıldır üniforma giyen, eğitim alan yavrum için yazıyorum. Oğlum dünyaya geldiğinde dünyalar benim olmuştu. Gözünün içine bakarak büyüttük. İlkokula başladı, öğretmenlerinin gözdesi oldu. Devlet bursluluk sınavına girdi, yüksek puanla burs aldı. SBS sınavından 480 puan aldığında havalara uçtuk, gururlandık. Polis Koleji sınavlarına çağrıldı. Yapılan sınavı kazandığında dünyalar bizim oldu. Ailem ve köyümüzde Polis Kolejini kazanan ilk çocuktu. Çevremden ve ailemden, köyümden gören ve duyanlar tebrik ettiklerindeki sevincimi anlatamam. Oğlum hiçbir zaman boynumu büktürmedi, her zaman başarılı, saygılı çocuk oldu; Allah ondan razı olsun, bahtı açık olsun. Küçük yaşta Kur'an-ı Kerim okudu, öğrendi; büyüklerine saygıda kusur etmedi.

Sayın vekillerim, şu an görüştüğünüz yasa tasarısında oğlumun hayali olan Polis Akademisi hakkında karar vereceksiniz. Bu karar sadece Polis Akademisi okulunun kapatılması değil, orada okuyan 1.600 gencin hayali, istikbali, geleceği olduğu gibi, biz anne ve babaların da hayali için bir karar vereceksiniz. Bizler zengin, varlıklı insanlar değiliz. Ben, kamuda çalışan bir işçiyim, birçok öğrenci velisi de benim gibi aynı durumda. Fakat, bizler bu çocukları devletimize 13 yaşında teslim ettik. Okula teslim ettiğimizde arkamızdan ağlayarak bıraktık. 13 yaşındaki çocuk sabah altıda kalkıp yatağını yaptı, kahvaltı için içtimaya gidip beklerken dışarıdaki yaşıtları yataklarında horluyor, anneleri kahvaltı hazırlıyorlardı. Bu zorluk ve disiplin içinde yetişen yavrularımızı siz Polis Akademisinden atıyorsunuz. Sayın Bakan bir televizyon programında çizdiği tabloda komiser yardımcısı açığından bahsediyor fakat Akademideki öğrencilerin hepsini potansiyel suçlu gibi görmek, bu çocukların hayatları boyunca devletine küsmeleri, kalplerinin kırılması sonucunda asıl suçluyu sizler yaratıyorsunuz.

Sayın vekillerim, bu gençler daha öğrenci. 1.600 kişi ülkeyi bölmez. Ülkeyi bölmeye çalışanları bile affetme çalışması yaptığınız bu dönemde biz onları devletine sadakatle yetiştirdik. Çocukların haklarını yemek inanan bir insanın vereceği karar değil. Geçen yıl yaz döneminde oğlum bilim eğitim kampına gitti, geri döndüğünde ellerinin içi kabarmıştı. Oğluma sordum, 'Ne oldu yavrum?' dedim, bana '40 derecede sıcakta asfalt üzerinde şınav çektik.' dedi.

Çocuklarımız bir suç işlemişse okulundan atın. Şimdi biz çevremize, akrabalarımıza sordukları zaman verecek cevap bulamıyoruz, 'Ne yaptı da okulundan atılıyor?' Yedi yıl gittiği, emek verdiği okulundan bizlere sadece fotoğrafları ve anıları ile yavrumuza hasret kaldığımız yıllar kalacak. Yavrularımızın emekleriyle oynamayın." diyor.

Değerli arkadaşlar, bu mektup gerçekten siyasetüstü değerlendirilmesi gereken, bir babanın samimi düşünceleri. Ben bu mektupta herhangi bir abartma görmedim. Bu satırlarda devlet bütünlüğüne, millet birliğine bir kasıt görmedim. Ağzınızdan düşürmediğiniz darbeci bir paralellik de görmedim. Bu, fukara, mütevekkil, mütedeyyin, mutedil bir babanın, evladının geleceğiyle, hayalleriyle ilgili kaygılarını bizlerle paylaşmasını içeriyor. Kendinizi lütfen bu babanın yerine koyun. Bu kanunda bir karar vereceğiz, bin kere düşünün lütfen, bir kere karar verin. Şayet, Allah korkusu, ahiret inancı varsa bu çocukların hayalleriyle, bu anne babaların hayalleriyle oynadığınız için öbür dünyada bunun hesabı verilecek, bu eller bu yakalara yapışacak. O bakımdan, hepinizden istirham ediyorum, bu konuyla ilgili siyasetüstü bir noktaya gelmeye çalışalım. (MHP sıralarından alkışlar)

Ayrıca bir husus daha var, birçok telefon geliyor; gerçekten, bu Polis Akademisine giden çocuklar çok özel çocuklar, başarılı çocuklar. Bu çocuklara hiç olmazsa istedikleri fakültelere kaydolma gibi bir kolaylık getirin.

Ben, bu babanın düşüncelerini sizlerle halisane bir biçimde paylaşmak istedim. İnşallah, vereceğiniz karara, doğru olması yönünde bir katkı verir.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)