GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri
Yasama Yılı:5
Birleşim:65
Tarih:26.02.2015

ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu yasa tasarısı, aslında minare çalınmış kılıf uydurma tasarısı. Bu kılıfı nasıl uyduracaklar, onu ben şöyle teker teker size aktarmak istiyorum.

ŞENOL GÜRŞAN (Kırklareli) - Sen de yardımcı ol.

ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) - Şimdi, bu AKP iktidarı totaliter yasaları birbiri peşi sıra dayatıyor. Bu iktidar çıkardığı yasayla bir süre önce, 4+4 yasasını hatırlayın, Millî Eğitim Bakanlığındaki...

ŞENOL GÜRŞAN (Kırklareli) - 4+4+4.

ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) - ...bütün yöneticileri görevlerinden aldı. Çeşitli vesilelerle ifade ettiğimiz gibi, bu yasa çıktıktan sonra bu yasaya dayanılarak 18 bin okul müdürü görevden alınmıştır. Şöyle dünyaya bir baktığınızda, bunun dünyada eşi emsali görülmemiş bir uygulama olduğu ortaya çıkmaktadır ve cumhuriyet tarihinde de örneği yoktur.

ŞENOL GÜRŞAN (Kırklareli) - Hayır, Etiyopya'da yapılmış Hocam.

ALİ ŞAHİN (Gaziantep) - Tebrik ediyorsunuz o zaman.

ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) - Evet, zulümde ve adaletsizlikte, hakkaniyetsizlikte, hukuksuzlukta sizi tebrik ediyorum; zirveye vurdunuz.

Okul müdürlüğü için yeni sınavlar açıldı ve bu sınavları kazananların yüzde 92'si AKP yandaşı sendika olan EĞİTİM-BİR-SEN üyesi, arkadaşlar. Bu durum demokrasi adına ve adalet adına utanç verici bir durumdur.

İHSAN ŞENER (Ordu) - Ne alakası var?

ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) - Şimdi söyleyeceğim ne alakası olduğunu, bunlar birbirini tamamlayan unsurlar. Hiçbir şey sebepsiz değil, hiçbir şey tek başına bir yerde durmuyor.

ŞENOL GÜRŞAN (Kırklareli) - O, fizik kanunu Hocam.

ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) - Millî Eğitim Bakanlığında yapılanların bir benzeri de bugün güvenlik bürokrasisinde gerçekleştiriliyor. AKP, devlet bürokrasisini giderek AKP bürokrasisi hâline getiriyor. Polis amirleri arasında (A) ve (B) gibi ayrımlar yapılması ve bu sınıflarda olanların farklı sürelerde yükselmesi, hiyerarşik düzeni bozacak bir uygulamadır. Polis amirlerini (A) ve (B) gibi sınıflandırarak farklı sürelerde yükselmesini öngören bu yasa eşitlik ve adalet ilkesine aykırıdır. Bu maddeyle AKP iktidarı kendisine yakın olanları daha yüksek rütbelere yükseltme imkânına kavuşmuş olacaktır. Bu durum, Türk Emniyet teşkilatını "AKP emniyet teşkilatı" hâline dönüştürecektir.

Sözlü sınavla terfi etmek demek, AKP'li olanların terfi etmesi demektir. Allah'ın bir olduğuna inandığınız gibi buna inanabilirsiniz. Bu madde, sözlü sınavlarla iktidara yakın olanların terfi ettirileceği bir mekanizmanın önünü açmaktadır.

Yalnız biz bunları konuşurken, tartışırken Cumhurbaşkanı Erdoğan da miting yapmaya devam ediyor. Çok ilginçtir, nahır elden gitmiş, alaca dana hesabı yapıyoruz biz. Yani, Türkiye, demokrasi ile totalitarizm, başkanlık ile cumhurbaşkanlığı arasında bugün itibarıyla hibrit bir yönetim biçimine ulaşmıştır.

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - O ne demek Hocam?

ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) - Yani karışık ve karmaşık bir yönetim biçimine ulaşmıştır diyorum.

Demokrasi için en büyük tehlike ve tehdit de budur. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 104'üncü maddesine göre "Cumhurbaşkanı Devletin başıdır. Bu sıfatla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini temsil eder; Anayasa'nın uygulanmasını, Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir." Bu ifadelerden Cumhurbaşkanının devletin değil de partinin başı olduğu sonucunu herhâlde kimse çıkaramaz. Cumhurbaşkanının Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'na göre de Türk milletinin birliğini temsil ettiği açıktır. Ayrıca, yeminde de neler söylendiğini herkes bilmektedir. Cumhurbaşkanı görevini tarafsızlık içinde yerine getireceği taahhüdünde bulunuyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anayasa'yı ve yaptığı yemini, maalesef, ciklet çiğner gibi çiğnemektedir. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın...

MEHMET METİNER (Adıyaman) - Seçilmiş Cumhurbaşkanını...

ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) - Ben de seçilmiş milletvekiliyim, ben de gidip Cumhurbaşkanlığı yapacağım o zaman o siyaset yaparsa. Bunu böyle anlayacaksınız. (MHP sıralarından alkışlar) Böyle her seçilen her şeye kadir, her şeyin sebebi, esbabımucibe layihası değildir. Titreyip kendinize geleceksiniz. Sizde zekâ ve zekâyı kullanma problemi var. Böyle kalıplaştırılmış bir biçimde, maalesef, sürekli bir biçimde yukarıya bakıyorsunuz, oradan gelenleri tekrarlıyorsunuz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

Şimdi, şunu çok açık bir şekilde ifade edeyim ki Cumhurbaşkanı Erdoğan, anayasal görevine ve ettiği yemine göre, bir partinin başkanı gibi davranamaz. Anayasa'mızın 6'ncı maddesi açık bir biçimde "Hiç kimse Anayasa'dan almadığı bir yetkiyi kullanamaz." diyor. Anayasa'dan almadığı bir yetkiyi bu Cumhurbaşkanı Erdoğan nasıl kullanıyor? Siz bunun hesabını bir sorsanız, hukukçularınız var. Ahmet İyimaya burada mı, Burhan Kuzu burada mı? Hangi yetkiyle siyaset yapıyor, hangi yetkiyle muhalefet liderlerini eleştiriyor Erdoğan? Bunu bize bir açıklayın, bir görelim onu.

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Millet, millet, millet! Millet verdi o yetkiyi yüzde 52'yle.

ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) - Erdoğan'ı bu kadar cüretkâr yapan yaşanan sürecin sonucudur. Gelinen aşamada Erdoğan ordu, yargı ve bürokrasi üzerinde tam anlamıyla bir parti kontrolü kurmuştur.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) - Cumhurbaşkanı Erdoğan, yalnız Anayasa'nın ya da siyaset kurumunun değil, demokrasinin de en büyük düşmanı olduğunu ortaya koymuş bulunmaktadır. Bugün terörden daha fazla, Erdoğan'ın demokrasi üzerindeki tahakkümü problemdir. Sizi yenileyeceğiz ve yenilendiğiniz zaman hiç kendinize benzemeyen bir yapı olarak ortaya çıkacaksınız.

Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)