GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri
Yasama Yılı:5
Birleşim:68
Tarih:03.03.2015

MEHMET HİLAL KAPLAN (Kocaeli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Verdiğimiz önerge doğrultusunda söz almış bulunmaktayım. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, AKP'nin bu yasa tasarısıyla kendisine bir polis gücü, bir polis devleti oluşturmaya çalıştığı artık kamuoyunda herkes tarafından bilinen bir gerçek. Neden? On iki yıldan beri bu ülkeyi idare ediyorsunuz. Gerek içeride gerek dışarıda uyguladığınız politikalar, antidemokratik, baskıcı bir anlayışın sonrasında ülke bir kaos noktasına geldi. İçeride, hukuk tanımayan, insanları kutuplaştıran, ötekileştiren, temel hak ve özgürlükleri baskı altına alan; dışarıda itibarını kaybetmiş, komşularla kavga eden, her an bir savaş noktasına gidebilen bir konuma geldik.

Şimdi, bölgede özellikle Orta Doğu'da, Suriye'de, Irak'ta yaşanacak olanları en az kamuoyu kadar hepiniz biliyorsunuz. Yaşanabilecek kaos sonrasında kendinizi güvence altına almak için bu polis yasasını -bu "iç güvenlik" dediğiniz- aslında 12 Eylül faşist darbesinden daha kötü olan bir noktada ısrarla savunuyorsunuz.

Merak ettiğim noktalardan bir tanesi şu: Niye bunu bu kadar ısrarla savunuyorsunuz? Sanki şimdiye kadar olan uygulamalarda, Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu'ndaki uygulamalarda hiç polisin yetkisi yokmuş gibi. Halbuki bu kanunun 16'ncı maddesinde polisin gerektiğinde zor kullandığını, gerektiğinde silah kullanma yetkisinin olduğunu sizler de biliyorsunuz. Polis toplumsal olaylarda kendisine direnç gösterenlere karşı bunu pekâlâ çok sıkça uyguluyor. Peki, niye bu kadar itiraz ediyorsunuz?

Bakın, bu henüz yasalaşmadı. Bu polis yetkisinin 2007'deki değişiklikten sonra... Yani son sekiz yıl içerisinde polisin kurşunuyla ölen 183 yurttaşımız var. Şimdi, bu ölen yurttaşlarımızdan sizin Hükûmetinizin hiç sorumluluğu yok mu? Hiç vicdanınız sızlamıyor mu? Normalde bu yasal uygulamalarda bir polisin yetkisini kısıtlamanız gerekirken siz yeniden yetkilerini olağanüstü bir duruma getirmek istiyorsunuz.

Sizleri uyarıyorum; toplumsal barışa zarar veriyor. İkide bir diyorsunuz ya "Çözüm süreci, toplumsal barış..." Bu, toplumsal barışa, demokrasiye büyük bir zarar verecek, Türkiye bir iç savaş eşiğine girecek. Bunun bedelini hepimiz beraber ödeyeceğiz.

Bakın, size bir şeyler hatırlatmak istiyorum. Polisin henüz geçmiş yasayla... Nedir bu? Polislerin kullandığı gaz kapsülü, 250 gram; üzerinde diyor ki: "İnsanlara doğrudan atılmaz, kapalı alanlarda kullanılmaz, iyi eğitilmiş polislerle 45 derecelik açıyla verilir." Sizin polisiniz döneminde

-şimdi gösteriyorum size- bu polis sizce demin üzerinde bahsettiği bir noktayla mı ateş ediyor? Dizini çöküyor, nişan alıyor ve ateş ediyor; keza aynısı. Bu polis henüz sizin şu süreçte vermediğiniz yetkilerle bunu yapıyor, yani 2007'deki yetkilerle yapıyor.

Değerli milletvekilleri, Gezi Parkı olaylarında, işçilerin eylemlerinde, öğrencilerin hak aramalarında bunların hepsi orantısız olarak kullanıldı. Onlarca gencimiz gözlerini kaybettiler. Buradan adlarını anmak istiyorum: Mehmet Ayvalıtaş 20 yaşında, Abdullah Cömert 22 yaşında, Medeni Yıldırım 18 yaşında, Ethem Sarısülük 26 yaşında, Berkin Elvan 15 yaşında, Ali İsmail Korkmaz -şimdi size hatırlatıyorum- 19 yaşında. Polisin yetkisi var, dövdüler, isteselerdi kelepçeyle yakalayabilirlerdi. Döverek öldürdünüz, döverek öldürdünüz ve ses çıkarmadınız. O polislerin aldığı ceza nerede? Şimdi, buna... Sokak ortasında yarın iç güvenlik gerekçesiyle istediğinizi öldüreceksiniz, istediğinizi infaz edeceksiniz, faili meçhuller artacak. Bu mu demokrasi, bu mu ileri demokrasi?

Size bir şey hatırlatmak istiyorum: 1 Mayısta İstanbul Valisinin getirmiş olduğu uygulamaları hatırlıyor musunuz? Bu kanunla valilere bu yetkiyi veriyorsunuz. Taksim yönüne giden tüm ulaşımları; deniz ulaşımlarını, otobüs ve toplu taşımayı bir gün öncesinden yasakladı. Unkapanı Köprüsü'nü, sanki bir iç savaş varmış gibi köprünün ayaklarını kaldırdı. Taksim yönüne giden insanlardan 300 kişiyi keyfî olarak tutukladı.

Şimdi ben size soruyorum: Elinizi...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET HİLAL KAPLAN (Devamla) - ...vicdanınıza koyun; polise bu kadar yetki vermenin altında ne var? Altında eğer "Yarın güneydoğuda, Irak'ta, Suriye'de bir kaos yaşanacak ve iç savaş olacak, biz bunun arkasına sığınıyoruz." diyorsanız bedeli ağır olur, benden uyarması.

Hepinize teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)