| Konu: | Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Şükran Güldal Mumcu'nun, HDP grup önerisinin görüşülmesi sırasındaki tutumunun İç Tüzük hükümlerine uygun olup olmadığı hakkında |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 69 |
| Tarih: | 04.03.2015 |
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Öncelikle tutumunuzun aleyhinde olmadığımı belirtmek istiyorum.
Değerli arkadaşlar, aslında bu tür tartışmalar tabii ki birtakım meselelerin gündeme gelmesine de ve konuşulmasına da sebep oluyor. Aslında biz en başından beri şunu söylüyoruz: Terörle ilgili yasalara "Evet." ama onun dışında, özgürlükleri kısıtlayıcı her şeye "Hayır." diyoruz ve bir silahlı güç olan jandarmanın siyasallaştırılmasına "Hayır." diyoruz. Dolayısıyla, yapacağınız en iyi iş -bakın, bu kadar zamandır burada tartışıyoruz- Komisyona geri gönderin, bir haftalık süre içerisinde -mademki diyorsunuz ki "Gelin, konuşalım bunları.", Başbakan da onu söylüyor, "Önerilerinizi bildirin." diyor- Komisyona çekin, Komisyonda bunlar, tam anlamıyla bir mutabakat sağlansın, ortaya konulsun, ondan sonra gelsin, bir hafta sürmez bu kanunun çıkması. Ama öncelikle orada sizlere daha önce sunulmuş önergeleri kabul etmeyip burada o maddeleri geri çekiyorsunuz. Demek ki bir yanlışınız var. Birileri size dikte ettiriyor bunu ki ondan vazgeçemiyorsunuz. Burada, bakıyorsunuz ki terslikler var, birbirine zıtlıklar meydana geliyor ve bunu ortadan kaldırmaya çalışıyorsunuz. Dolayısıyla, bunları yeniden söylüyorum ki Komisyona çekin, doğru bir biçimde, sakinlikle halledilsin, ülke yararına ne varsa bunlar yapılsın.
Demin Sayın Kubat şunu söyledi: "63'üncü maddeye göre grup önerileri..." dedi. 63'üncü madde biliyorsunuz usul tartışmalarıdır, grup önerileri 19'uncu madde. Dolayısıyla, onlarla onların birbiriyle alakası yok, biz o çerçevede konuşmuyoruz grup önerilerini.
Bu arada da şunu ifade edeyim: Cumhurbaşkanının mareşalliğinden bahsedildi ama gerçekten öyle bir hareket yapıldı ki neredeyse mareşal unvanı da verilecek hâle geldi basın tarafından. Ama ben tarihte hiçbir zaman toprak kaybeden bir generalin veya bir başkomutanın mareşal unvanı aldığına şahit olmadım.
ALİM IŞIK (Kütahya) - Rütbeleri sökülür onun.
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) - Er yapılır, rütbeleri sökülür.
YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - Şöyle ki, aynen şunu söylüyor Cumhurbaşkanı: "Ankara neyse Süleyman Şah da odur. Türbeye yapılacak saldırı Türkiye'ye yapılmış sayılır, atılacak adım bellidir." Ha, demek ki atılacak adım belli.
ALİM IŞIK (Kütahya) - 2014'te. O zaman öyle konuşması lazımdı.
YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - Yani, siz oradaki, Süleyman Şah'ın lahdini alıp getiriyorsunuz, toprağı orada bırakıyorsunuz ve mareşal unvanı alacaksınız. Bu mümkün değil tabii ki. Ama diğer taraftan, Cumhurbaşkanı oluyorsunuz ve Cumhurbaşkanlığında diyorsunuz ki: "...tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda, namusum ve şerefim üzerine andiçerim." ve yerine getirmiyorsunuz. Artık gerisini siz düşünün.
Teşekkür ederim. (MHP sıralarından alkışlar)