GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Adana ilindeki esnafın sorunlarına ilişkin
Yasama Yılı:5
Birleşim:72
Tarih:09.03.2015

ALİ HALAMAN (Adana) - Değerli Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi ve şahsım adına söz aldım. Hepinizi saygıyla sevgiyle selamlarım. Türk milletini selamlarım, Türk halkını selamlarım. Dolayısıyla, gündem dışı söz veren Başkana teşekkür ediyorum.

Bugün hafta başı. Siyasetçiler genelde hafta sonları, işte, seçim bölgesine giderler veya memleketlerine giderler. Memleketlerine gittiklerinde bir siyasi sorumluluk adına uğrayabildikleri... Yani siyasi çalışmalarını esnaflar üzerinden yapma gayreti içinde olurlar, zaman zaman kendi parti teşkilatlarına giderler dolayısıyla yoldan geçerken bazen çay ocağına oturur, bazen bir alışveriş yaparken yorgancının yanına oturur, araba almak isterse arabacının yanına oturur. Bundan dolayı da ben Adana'da sürekli olarak pazar dediğimiz -özellikle Adana'da bitpazarı var, bitpazarı derler- yere de giderim. Burada genelde "Türkiye'de uzun dönemdir mazot ithal, doğal gaz ithal" denilir ama Türkiye'nin son on iki yıllık dönem içerisinde ev aletlerinden tutun, mutfakta kullanılan araç gerece kadar, marketlerdeki birtakım gıda ürünlerine kadar, tarımda kullanılan ilaca, gübresine kadar, sağlıkta kullanılan ilaç, tıbbi aletlere kadar, binek arabasından traktörüne kadar, kamyonuna kadar genelde yüzde 80'i ithal. Bu ithalden dolayı Türkiye'nin piyasası -özellikle Hükûmet, işte "küreselleşiyoruz, küresel kavramlar" diyerek- ithalata teslim olan, ihracatı olmayan, imalat sanayisi sektöründe düşüş hâlinde, üretim yok, işsizlik çok. Her sokakta "Yok mu bana iş?" diyen insanları küme küme görme imkânın var ama bunları yapan eden siyasi aktörler sanki Anafartalar'da kendileri dükkân çalıştırıyor gibi, sanki İstanbul'un Çamlıca'sında borsa gibi, sanki hisse senedi satan tüccar gibi dolar kuruyla, faiz oranlarıyla, doların inişi çıkışıyla ilgili sürekli konuştukları için Türkiye'de önü alınmaz yani "spekülatör" veya "spekülasyon" deniliyor buna... Bunu Hükûmet yani siyasi aktörler ya en tepede bulunan insan ya da doların inişi çıkışı, faizin inişi çıkışıyla sanki bir dükkâncı gibi bunlarla uğraşıp bu memlekette farklı farklı grupların bir şeyler kazanmasına vesile olurken yüzde 80 esnafın dükkân kapatmasına vesile oluyor.

Dolayısıyla, ben kısaca şöyle söyleyeceğim: Ya, siz Anafartalar'da dükkân mı çalıştırıyorsunuz kardeşim? Yani dolar için mi yapıyorsunuz ya? Şimdi, Merkez Bankasına diyor ki: "İşini yap, ben mi yapacağım?" Ya, Merkez Bankasının Başkanı iyi veya kötü yapar. Kafa mı bırakıyorsunuz adamda ya? Adamı mankurtlaştırıyorsun konuşa, konuşa, konuşa. Neyi düzeltecek bu adam?

Dolayısıyla, bizim Pozantı var, yokuş bir yer, giderken, arabanın arkasına yazmış: "Arabayı babam aldı, sağ olsun. Ama bizim köyü dedikodu, laf, söz bitirdi." diyor. Ya, bu memleketi yöneten bakan, Başbakan, Cumhurbaşkanı, neyse, kim yönetiyorsa, ekonomiden sorumlu Bakan, bu kadar çok konuşur mu ya? Ya, arkadaş, bir gün orada, bir gün burada. Bu kadar konuşa, konuşa piyasada ekonomi mi kalır, alım gücü mü kalır, doların fiyatını mı engelleyebilirsin, faizi mi durdurabilirsin ya? Tüccar mısın kardeş sen ya? Bundan dolayı ben bunları söylemek için kürsüye gelmiş oldum.

Hepinizi saygı, sevgiyle selamlarım. (MHP sıralarından alkışlar)