| Konu: | Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu'nun, (2/428) esas numaralı Devlet Memurları Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi'nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/243) |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 73 |
| Tarih: | 10.03.2015 |
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; vermiş olduğumuz kanun teklifi hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına ben de söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Tabii ki vatandaşın huzur ve güven içinde yaşayabilmesi için sağlıklı, güçlü, sorunsuz bir emniyet teşkilatına ihtiyaç vardır. Emniyet teşkilatının sorunsuz olması için, emniyetin hizmet kalitesinin artırılabilmesi için emniyet çalışanlarına değer ve destek verilmesi gerekir. Ancak, bunu yapması gerekenler emniyet teşkilatını tamamen devletin güvenlik birimi olmaktan çıkartıp, iktidarın güvenlik birimi hâline getirecek birçok çalışmayı yapmaktadır. Bu iç güvenlik paketi bu şekliyle çıkarsa artık bundan sonra sokakta polisin itibarı sıfırlanacaktır çünkü bugün yaşadığımız birçok olayda polisle ilgili vatandaşın kafasında çok ciddi olumsuz algılar oluşmaktadır. Türk Bayrağı'nın olmadığı bir yerde mitingler yapılmakta, İstiklal Marşı'nın söylenmediği bir yerde birtakım usulsüz paçavralar açılmakta, birilerinin posterleri açılmakta, buralarda sanki Türk devletinin polisi yokmuş gibi hiçbir müdahalede bulunmazken, Meclisin kapısına gelen 4 emekli polise yeteri kadar gaz bulunabilmekte, biber gazı bulunabilmekte, TOMA'lar bulunabilmekte, coplar bulunabilmektedir. Bu algı da toplum da maalesef çok ciddi bir sıkıntıya sebep olmaktadır. Bu algının ortadan kalkması için bu iç güvenlik paketinin buradan çekilmesi ve polisin Türk devletinin güvenlik birimi olarak bu ülkedeki yerini yurdunu alabilmesi lazım.
RECEP ÖZEL (Isparta) - Nasıl alabilecekmiş yerini?
MEHMET ERDOĞAN (Devamla) - Şimdi, arkadaşlar tabii ki laf atma alışkanlığına devam ediyorlar ama çıkarttıkları 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'yle aynı işi yapan polisleri farklı maaşlarla çalışır hâle getirdiler. Bilmem istihbarat şubesinde çalışırsa şu kadar maaş, karakolda çalışırsa bu kadar maaş, trafikte çalışırsa bu kadar maaş ama nerede çalışırsa çalışsın herhangi bir polis memuru, polis amiri AKP'nin ayağına basarsa hemen oradan al, tayin et, açığa al, sür. Tabii ki bu şubeler arası maaş farkının hiç savunulacak bir tarafı yok. Polis her yerde polistir ve polisin yaptığı her iş en az bir diğeri kadar önemlidir. Bu ayrımı bir babanın evlatları arasında ayrım yapması gibi algılamaktayız ve bu yanlışlığın düzeltilmesi gerektiğine inanmaktayız.
Şimdi, bir diğer sorun: Emniyet teşkilatı içerisinde -işte, bu kanunla gene bir sürü düzenleme yapıyorsunuz ama- ne polis memurlarının ne polis amirlerinin sorununu çözüyorsunuz. Dördüncü sınıf bir emniyet müdürü ile polis memuru arasındaki maaş farkı hemen hemen yok mesabesinde. Dördüncü sınıf bir emniyet müdürünün sorumluluğuyla bir polis memurunun sorumluluğu eşit mi? Değil. Bunların da çözülmesi lazım.
Yine, görevde olan polislerimizin maaşlarını iyi kötü değişik tazminatlarla belli bir noktaya getirdiniz ama emekli olan bir polis şu anda çalışırken aldığının yüzde 40'ını bile alamaz hâle geldi. Dolayısıyla, zaten 55 yaşında yaş haddinden emekli oluyor polis, yaş haddinden emekli olmasa bile insanlar emekliliği hak edince bu çalışma şartları içerisinde "Artık yeter!" deyip emekli oluyorlar ama emekli olunca tam "Bu işten kurtulduk, mobbing'den kurtulduk." derken bundan sonra zaten ayakta duramaz, karnını doyuramaz, çocuğunu okutamaz hâle geliyor, yeniden iş aramaya çıkıyor ve maalesef yıllarca mücadele ettiği birtakım yakışıksız insanların yanında silahlı güç olarak çalışmaya başlıyor, bu da düzeltilmesi gereken bir konu.
Yine, polisin çalışma saatleri; mesaiye gideceği saat belli, çıkacağı saat belli değil ama fazla çalışma ücreti yok, bunların da muhakkak düzeltilmesi lazım.
Tabii ki bu zor şartlar altında çalışan polislerimizin başka sorunları da var. İşte, polisi gönderiyoruz Hakkâri'ye, polisi gönderiyoruz çevik kuvvet olarak Kızılay'da, Güvenpark'ta günlerce bekletiyoruz, bekletiyoruz; insanlar yıpranıyor, depresyona giriyor, sıkıntıya giriyor. Ama bu insanlara bugüne kadar emniyet teşkilatı hiçbir psikolojik destek vermedi, o yüzden de bu insanlar zaman zaman yapmaları gerekenin dışına çıkarak yanlışlara sebebiyet veriyorlar, intihar ediyorlar, aile huzurları bozuluyor, yuvaları dağılıyor, çoluğu çocuğuyla sıkıntıya giriyorlar. Bu insanların ekonomik sorunları çözülerek bu diğer sorunlarının da bununla birlikte giderilmesi gerekiyor diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)