GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubunun, Kars Milletvekili Mülkiye Birtane ve arkadaşları tarafından, kadın işsizliğinin nedenlerinin araştırılması amacıyla 17/12/2012 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 11 Mart 2015 Çarşamba günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin
Yasama Yılı:5
Birleşim:74
Tarih:11.03.2015

MÜLKİYE BİRTANE (Kars) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Konuşmama başlamadan önce, Berkin Elvan'ı ve ondan önce ve sonra katledilen çocukları bir kez daha buradan anıyor, bundan sonra bu tür acıların yaşanmamasını diliyorum.

Değerli milletvekilleri, Türkiye'de yaşamın her alanında erkeğin sahip olduğu hak ve özgürlüklerden çok daha geri konumda olan kadının mağdur olduğu bir diğer alan da kadın istihdamıdır. Kadın işsizliğinin nedenlerinin ve istihdam durumunun araştırılması için alınması gereken önlemlerle ilgili vermiş olduğumuz Meclis araştırması önergemiz üzerine söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Günümüzde kapitalist üretim ilişkileri içerisinde kadın emeği çok kötü bir konumda ve üstelik en ucuz iş gücü olarak gündemdeki yerini korumaktadır. Maruz kalınan yoğun sömürü ilişkileri, kadının emek gücünü sermayeye eklemlemekle kalmıyor, aynı zamanda toplumsal cinsiyet rollerinin yeniden üretilmesini de sağlıyor. Dünyanın her yerinde hükûmetler kadın istihdamını artırmak için sermayeyi önceleyen ve bazı çözüm yollarıyla esnek istihdam biçimlerini yasalaştırarak hayata geçiriyorlar. Nitekim Türkiye ve dünyada milyonlarca kadın, düşük ücretle, güvencesiz ve örgütsüz bir şekilde âdeta modern köleler gibi çalıştırılmakta veya bir o kadarı da işsiz yaşamaktadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kadının eşitsiz konumu, eğitim olanaklarına erişimi, sosyal hayata katılımı, yönetsel ve idari kademelerde temsili verilerinde olduğu gibi istihdam rakamlarında da çok net bir biçimde görülüyor. Dünya Ekonomik Forumu'nun 2011 yılı siyaset, eğitim, sağlık istihdam ve benzeri konularda kadın-erkek eşitliğine yönelik hazırladığı rapora göre, Türkiye, cinsiyet eşitsizliği sıralamasında 134 ülke içinde 126'ncı sırada. Yine, ekonomiye katılımda 134 ülke içerisinde 131'inci sırada yer almaktadır. Çalışan kadınların çoğu, güvencesiz, düşük ücretle, uzun çalışma saatleriyle ve sosyal güvenlik haklarından yoksun koşullarda çalışmaktadırlar.

TÜİSAD ve Kadının Statüsü Genel Müdürlüğünün yine 2011 yılı verilerine göre, her yıl kadın istihdamında bir gerileme gözlemlenmiştir. Buna göre, 1990'da yüzde 34, 2004'te yüzde 27, 2009'daysa yüzde 22 oranları, bu alanda hükûmetlerin, özellikle de kadına yönelik politikalarıyla övünen AKP'nin başarı veya başarısızlıklarını göstermektedir. 2014 yılı verilerine göre, sigortalı çalışan kadın sayısında bir artış görülse de aslında geçici istihdamla uluslararası kurumların verilerine olumlu yansıtılması için verileri şişirme politikası izlenmektedir. Sigorta girişleri yapılan geçici çalışanlar, işten ayrılınca, sigorta girişleri olduğu için yararlandıkları sosyal fonlardan da yararlanamıyorlar. Bu kandırma politikalarına artık halkın inanmadığı gerçeği bilindiği hâlde bundan vazgeçilmemesi de ayrı bir tartışma konusu. Bazı illerde kadın istihdamı 2014'e göre artarken birçok ilde gerilemesinin nedenlerinin Hükûmet tarafından araştırılıp ona göre politika belirlenmesi gerekmektedir.

Değerli milletvekilleri, Türkiye'de yıllara göre seyreden bu düşüşün temel nedenlerinden biri, Hükûmetin tarımda dönüşüm politikalarındaki ustalığıdır diyebiliriz. TÜSİAD'ın 2008 verilerine göre, kadınların tarımdaki istihdamı zaman içinde gerilemiş, 1995'te yüzde 71, 2000'de yüzde 60,5; 2006'da 48,4 olarak belirtilmiştir. Ayrıca, kayıt dışı çalışan kadınların oranıysa yüzde 73'tür. Tekrar 2014 verilerine gelirsek kayıt dışı çalışan kadın sayısı 4 milyonu aşmış durumda. TÜİK verileri, çalışan kadın sayısını da ortalama olarak 7 milyon 986 gibi bir rakamla ifade ediyor, bunun 2 milyonu tarım alanında. Tarım ve hayvancılık politikalarında doğru temelde bir düzenleme olursa aslında doğal topluma ve üretime dönüşle sağlıklı beslenme ve yaşama konusunda da bir gelişmenin tekrar kadın eliyle olacağı gerçeği ortaya çıkacaktır.

Değerli milletvekilleri, kadın istihdamının yarısını oluşturan, kayıt dışı istihdam edilen ve modern köle konumundaki ev işçileri, ILO'nun tanımına göre, bir başkasının evinde ürettiği hizmet karşısında ücret alan, ücret karşılığında bir başka evde çocuk veya yaşlı bakımı, temizlik, aşçılık, bahçıvanlık gibi işlerde çalışan kesimleri kapsıyor. Ev emekçilerinin sigortasız, güvencesiz ve sendikasız çalışma koşullarıyla, aynı zamanda emekleri de görünmez kılınmaktadır. Her gün, birçok ev emekçisi kadın kötü muameleye, sömürüye, her türlü şiddete, psikolojik ve cinsel tacize maruz kalarak mağduriyetlerine yeni mağduriyetler eklenmektedir. Aldıkları ücretler emeklerinin karşılığı olmadığı için eşit işe eşit ücret sorunu da karşımıza çıkan başka bir boyut. Günlük ve haftalık çalışma süreleri fazla olduğundan, yıpranmaları, hastalanmaları birçok sağlık sorununu da beraberinde getirmektedir.

Değerli milletvekilleri, OECD içinde, kamuda kadın istihdamında da son sıralarda yer almaktayız. İstatistiklere göre, kamuda çalışan 8.284 üst düzey yöneticinin sadece yüzde 7'si kadındır. Mülki idarelerde, valilik ve kaymakamlıklarda, yerel yönetimlerde, başkanlık ve encümenliklerde, yine Parlamentoda ve herhangi bir kurumda kadın yönetici temsili oldukça düşük olan ülkemizde, kadınlardan ve haklarından bahsetmek tam bir komedidir. Bu komediden kurtulmak için, özellikle kamu alanında kadın istihdamına yönelik bir model geliştirmek en kolay kontrol edilecek alan olduğu için yasal düzenlemelerle radikal kararlar almak gerekiyor. Her kurumda çalışan kadın oranını belirlemek ve pratikte bunu uygulamakla başlandığında, kadının hem cins olarak görünür olması, hem kadın-erkek eşitliğinde bir adım daha ileriye gidilmesiyle sorun, insan hak ve özgürlükleri bağlamında çözülme noktasına doğru ilerleyecektir.

Değerli milletvekilleri, bakınız, daha iki gün önce Sayın Cumhurbaşkanı, "İş hayatında kadının emeğinin sömürülmesine karşı çıkalım." çağrısı yaptı, kadın emeğinin sömürülmesini taciz olarak gördüğünü belirtti, kadına yönelik şiddeti önlemek için yapılacak çalışmaları bizatihi takip edeceğini söyledi. O zaman, tacizciyi, tecavüzcüyü koruyan, mağdur olan kadını suçlayan anlayışı reddeden, kadının emeğini sömürmeyen yasaları çıkarma zamanı gelmiştir diyorum. Bir taraftan kadın istihdamından bahseden, diğer taraftan kadına "3-5 çocuk doğurun." deyip onu çalışma alanından uzaklaştırmak isteyen Sayın Cumhurbaşkanının kısa bir süre önce kadınla ilgili söyledikleri cinsler arası eşitlik konusu da hâlâ sıcaklığını korurken bugünlerde söylediklerine ne kadar inanılır bilemiyorum ama bu son söylediklerini sıcağı sıcağına yerine getirmek için onun her dediğini yapan AKP'ye de bu önergemizi kabul etmekten başka bir yol kalmadığını belirtmek istiyorum. İşte, bu Parlamentoda muhalefet tarafından defalarca getirilen ve iktidar tarafından da aynı şekilde reddedilen binlerce önergeden bir tanesinin daha fırsatını siz iktidara yarattık, yarattık ki Sayın Erdoğan'ın gözüne girebilesiniz diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP ve CHP sıralarından alkışlar)