GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubunun, Grup Başkan Vekili Bingöl Milletvekili İdris Baluken tarafından, 6306 sayılı Kanun'un 23'üncü maddesi gereği 15/5/2015 tarihi itibarıyla yürürlükten kalkacak olan 2981 sayılı İmar Affı ve Gecekondu Kanunu gereği tapu hakkı kazanmış fakat tapusunu alamayan yurttaşların yaşadıkları sorunların araştırılması amacıyla 11/3/2015 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak Genel Kurulun 12 Mart 2015 Perşembe günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin
Yasama Yılı:5
Birleşim:75
Tarih:12.03.2015

EROL DORA (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 6306 sayılı Kanun'un 23'üncü maddesi gereği 15 Mayıs 2015 tarihi itibarıyla yürürlükten kalkacak olan 2981 sayılı İmar Affı ve Gecekondu Kanunu gereği tapu hakkı kazanmış fakat tapusunu alamayan yurttaşlarımızın yaşadıkları sorunların tespiti ve bu sorunların çözümü için ivedilikle atılması gereken adımların belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin vermiş olduğumuz önerge üzerinde söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, Türkiye'de, 1950'lilerden günümüze değin, kırdan kente doğru ve ülkenin doğusundan batısına doğru sürekli bir göç hareketliliği yaşandığı hepimizin malumudur. Hükûmetlerin politikalarıyla da göç hareketliliği sürekli olarak teşvik edilmiştir. 1927 yılında ülke nüfusunun yüzde 76'sı kırsal bölgelerde, yüzde 24'üyse kentsel alanlarda yaşıyorken, bugün ülke nüfusunun yüzde 75'inden fazlası şehirlerde yaşamaktadır. Yaşanan göç giderek yoğunlaşan bir şehirleşmeyi de beraberinde getirmiştir.

Değerli milletvekilleri, hızla gelişen şehirleşmenin yarattığı en büyük sorun, hiç kuşkusuz yerleşim ve barınma sorunu olmuştur. Özellikle 1950'lerden günümüze şehirleşmeyi teşvik eden hükûmetler şehirleşmenin gereği olan altyapı ve konut ihtiyacını ise görmezden gelmişlerdir. Kentleşme oranının artmasını bir gelişim göstergesiymiş gibi sunmaktan geri kalmayan, AKP'nin de içerisinde yer aldığı hükûmetler silsilesi yurttaşın yerleşim ve barınma sorunları karşısında halkı âdeta kendi kaderine terk etmişlerdir. Bu politikalar Türkiye'de birçok ilde düzensiz, plansız ve çarpık bir kentleşmeye neden olmuştur.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 1980'li yıllarda Türkiye'de neredeyse bütün büyük şehirlerde tapusuz ve imar plansız yapıların yoğun bir biçimde yaygınlaştığı, gecekondu olarak kavramlaştırılan yapıların hızla arttığı görüntülere tanıklık edilmiştir. Hızlı, plansız ve çarpık kentleşme, kentlerin mevcut altyapı durumlarının artan nüfus yoğunluğu karşısında hazırlıksız yakalanması neticesinde varoş mahalleler ciddi bir yaygınlık kazanmıştır.

Ekonomik, sağlık, eğitim, siyasi, kültürel ve sosyal sebeplerden ötürü daha iyi yaşam koşullarına kavuşmak umuduyla köyünü ve topraklarını terk eden yüz binlerce yoksul aile yıllarca son derece sağlıksız koşullarda yaşamak pahasına göç yollarını tutmuşlardır. Kente göç eden aileler bir arsa satın alacak ve sağlam bir ev yapabilecek ekonomik güce sahip olmadığından, boş araziler üzerine kaçak, dayanıksız ve birkaç gün içerisinde hızlıca inşa edilen derme çatma yapılarda barınmak durumunda kalmışlardır.

Değerli milletvekilleri, hükûmetler kentlere göç eden söz konusu yurttaşlarımızı köylerinde veya köylerine yakın il ve ilçelerde tutabilecek ekonomik ve sosyal politikalar geliştirememişlerdir. Diğer taraftan, siyasi iktidarlar, gerek merkezî hükûmetler gerekse belediyeler, her seçim döneminde bu kaçak, çarpık ve dayanıksız yapılarda oturan yurttaşlarımızı suistimal ederek tapu vaatleri vermiş ve gecekondularda oturmak zorunda kalan yurttaşlarımızın bu durumunu oy potansiyeli hâline getirmek için türlü yöntemlere başvurmuşlardır. Bu yapılar her seçim döneminde biraz daha artmış; daha sonra bu yapılar her seçim döneminde yeni kaçak katların çıkıldığı, mimari projeden yoksun, olası deprem risklerine karşı denetimsiz yapılar biçimini alarak süregitmiştir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tapuları olmadığı için sürekli evlerinin yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya olan bu yurttaşların yerleşim haklarına ilişkin yürütülen çeşitli mücadeleler sonucunda, 1980 sonrası 2981 sayılı İmar Affı ve Gecekondu Kanunu çıkartılmıştır. Bu kanuna istinaden yurttaşlara belli bir ücret karşılığında konutlarının bulunduğu arsalar için tapu tahsis belgesi verilmiştir. Lakin kanunda belirtilen usul ve esaslara kamu idaresi tarafından uyulmadığı için tapu tahsis belgeleri tapuya dönüştürülememiştir. Her seçim öncesi siyasi iktidarların 2981 sayılı Kanun gereği tapu tahsis belgelerinin tapuya dönüştürülmesi yönündeki sözlerine rağmen, belli sermaye çevreleri dışındaki yoksul halkın yerleşim hakkı görmezden gelinerek tapuların verilmesi ötelenmiştir.

Değerli milletvekilleri, 2012 yılına gelindiğinde ise çıkartılan 6306 sayılı Afet ve Kentsel Dönüşüm Kanunu ile 2981 sayılı İmar Affı ve Gecekondu Kanunu'nun 15 Mayıs 2015 tarihinde yürürlükten kaldırılacağı hükme bağlanmıştır. 2012 yılında alınan karara göre 2981 sayılı Kanun'un üç yıl sonra yürürlükten kaldırılmasının gerekçesi olarak tapu tahsis belgesi olan yurttaşların bu süreç içerisinde tapularını almaları ve herhangi bir haksızlığa yer verilmemesi gösterilmiştir. Ancak aradan geçen üç yıl zarfında yine belli sermaye grupları dışında yüz binlerce yurttaşa hakları olan tapular verilmemiştir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; söz konusu tapuların bir kısmının hâlâ halka verilmemiş olmasının en büyük nedeni, bu yaşam alanlarının büyük sermaye grupları için yeni rant kapıları olarak görülmesidir. AKP Hükûmetinin de anlayış bakımından ortak hareket ettiği, aşırı kâr hırsı güdüsüne sahip sermayenin hamleleriyle yapılmak istenen, aslında hepimizin çok iyi bildiği "kentsel dönüşüm" adı altında, bu durumda olan mahallelerde yaşayan yoksul insanları yerlerinden yurtlarından etmek ve bu arazilere AVM'ler, gökdelenler inşa etmektir.

AKP Hükûmetinin söz konusu yurttaşlarımıza son on yıldır uyguladığı, sözde sosyal devlet çalışması gibi gösterilmeye çalışılan TOKİ uygulamalarıdır. Bu vatandaşlarımızın yaşadıkları mahalleler devletçe kamulaştırılmakta ve kendilerine arsaları karşılığında kalitesiz konutlar verilmektedir. Ayrıca sosyal devlet ilkesini suistimal eden AKP Hükûmeti, kamulaştırılan bu arazilere inşa ettiği konut sayısı ve yurttaşa verdiği konut sayısı karşılaştırıldığında ciddi bir kârı halktan kaçırmakta ve sermayeye peşkeş çektiği de açıkça ortaya çıkmaktadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 6306 sayılı Kanun gereği 15 Mayıs 2015 tarihi itibarıyla 2981 sayılı Kanun'un yürürlükten kalkmasıyla İstanbul, İzmir, Ankara başta olmak üzere Türkiye'nin değişik illerinde bulunan sayısız mahallede yaşanan bu duruma acil bir çözüm üretilmemesi, Anayasa'nın 35'inci maddesinin ihlali ve yerleşim yeri hakkının zorla gasbı anlamına gelecektir.

Türkiye'nin birçok büyük kentinde hak kaybına uğramamak ve onlarca yıldır yaşadıkları yerleşim alanlarının tapularını almak için söz konusu mahallelerde yaşayan yurttaşlarımız dernekleşmekte ve çeşitli biçimlerde hak mücadelesi yürütmeye devam etmektedirler. Örgütlü bir şekilde hareket eden bu dernekler acilen 6306 sayılı Kanun'un 23'üncü maddesinin yürürlükten kaldırılmasını ya da bu madde kaldırılamayacaksa uygulama süresinin beş yıl daha ertelenmesini, 2981 sayılı Kanun'dan doğan haklarının garanti altına alınmasını talep etmektedirler.

Tüm bu gerçeklerle Türkiye Büyük Millet Meclisinde bu konuda yaşanacak hak kayıplarının önüne geçebilmek için sorunun tüm boyutlarıyla araştırılması ve çözüm önerileri geliştirmesi amacıyla ivedilikle bir Meclis araştırma komisyonu kurulması elzemdir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yurttaşlarımızın yaşadıkları bu büyük sorunun çözülmesi noktasında, önergemize bütün siyasi partilerden destek beklediğimizi belirtiyor, tekrar Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)