| Konu: | Milliyetçi Hareket Partisi olarak 14 Mart Tıp Bayramı'na ilişkin |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 76 |
| Tarih: | 13.03.2015 |
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Her şeyden önce, dünyada Ortaçağ'da cüzzamlıları toplumdan tecrit etmek üzere adalara gönderirlerken, o tarihlerde, Osmanlı Devleti kurduğu hastanelerde, darüşşifa olarak kurmuş olduğu hastanelerde cüzzamlılar için ayrı koğuşlar oluşturmuştur tedavi açısından.
Keza, aynı şekilde, akıl hastalarını tedavi etmek için bugün de modern olarak kullanılmakta olan müzik sesiyle, kuş sesiyle, su sesiyle tedavi yöntemini belirlemiştir. Nitekim, Edirne'deki II. Bayezid Külliyesi'nde aynı tedavi yöntemi belirlenmiş ve yolda çalışmalar yapılmıştır.
Keza, mikrobu ilk bulan, Pasteur olarak zikredilirken aslında ondan yüz yıllarca önce Fatih Sultan Mehmet döneminde, mikrobun ilk Akşemseddin tarafından bulunduğu kayıtlarımızda bulunmaktadır. Hastalığın, gözle görülemeyecek küçük canlılar vasıtasıyla bulaştığı ifade edilmektedir eserinde.
Keza, yine, aynı tarihlerde, 1464'te Manisa Darüşşifası Başhekimi bulunan Sabuncuoğlu Şerafeddin ilk defa panzehri uygulamıştır ve panzehri bulmuştur. Modern tıbbın birtakım unsurlarını da o tarihlerde kullanmıştır. "Cerrahiyyetu'l-Haniyye" adıyla olan kitabında bunlar resmedilmiştir.
Sağlığa o kadar önem verilmiştir ki, 3 kıtaya hükmeden Kanuni Sultan Süleyman aynen şu ifadeleri kullanmıştır:
"Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi,
Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.
Saltanat dedikleri bir cihan kavgasıdır,
Olmaya baht u saadet dünyada vahdet gibi."
Sözleriyle aslında dünyanın bütün hâkimiyetlerinin üzerinde bir nefes sıhhatin çok daha önemli olduğunu vurgulamış ve bu çerçeve içerisinde tıbba önem vermişler ve darüşşifalar kurmuşlardır.
Bütün bunlara bağlı olarak, günümüzde birçok beldemizde, bölgemizde, ilçemizde bulunan sağlık kuruluşlarımızda maalesef yeterli ekipman ve personel bulunmadığını da gözler önüne sermek gerekir ve maalesef, Kayseri Sarız'da bile yeterli bir sağlık ekipmanının bulunmadığını ve Kayseri'ye gitmek için 130 kilometre yol katetmek zorunda kaldıklarını özellikle belirtmek istiyorum. Bunların acilen düzeltilmesi gerekiyor.
Ayrıca, sağlık çalışanlarına karşı, maalesef birtakım şiddet hareketlerini gözlemliyoruz. Burada, bizim Milliyetçi Hareket Partisi olarak önerimiz, sağlık çalışanlarına herhangi bir şekilde şiddet uygulayanların, hiçbir parti tarafından kendilerine üye kabul edilmemesi, kaydedilmemesi yerinde olacaktır diye düşünüyoruz.
Keza, sağlık açısından GDO'lu maddeler yüklü gıdaların önlenmesi, tarım alanında da bu tür tarım ürünlerine yer verilmemesi yine önem taşımaktadır.
Bu vesileyle, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına 14 Mart Tıp Bayramı'nı bütün çalışanlar adına kutluyorum, tıp alanındakileri kutluyorum, onlara sağlıklı, mutlu bir hayat diliyorum.