| Konu: | Halepçe katliamının 26'ncı yıl dönümüne ilişkin |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 77 |
| Tarih: | 16.03.2015 |
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, bundan yirmi altı yıl önce bugün Halepçe'de, Kürdistan Federal Bölgesi'nin Süleymaniye kentine yakın bir Kürt yerleşim bölgesinde Irak Devleti'ne ait Saddam ordusunun uçakları Kürt halkına karşı bulutları zehirlediler ve Kürt halkının güneşini karartmaya çalıştılar. Bu kimyasal katliamda 5 binin üzerinde insan yaşamını yitirdi. Bebekler, annelerinin babalarının kucağında can verdi. Üzerinden tam yirmi altı yıl geçti ancak bu yara hâlâ kanıyor. Bu yaranın izleri daha Kürt halkının hafızasından hâlâ silinemedi. Öyle görünüyor ki kolay kolay da silinmeyecek izlerdir bunlar.
Halepçe, katliam nedeniyle o dönemin simge kenti oldu. Esasında iki yıl içerisinde sadece Kürdistan Federal Bölgesi'nde -5.5 milyon nüfusu olan bir bölgeden söz ediyorum- 184 bin insan katledildi. İşte, Halepçe katliamı, bu 184 bin kişinin katledildiği katliam serisinin, büyük Enfal'in doruk noktasıydı. Milyonlarca insan yerinden yurdundan göç etti. Sonra, devran döndü, Kürt halkına karşı bu büyük katliamı gerçekleştirenler Irak halkları karşısında hesap vermek durumunda kaldılar. Saddam Hüseyin idam sehpasına çıkarılacağı zaman Saddam Hüseyin'in idamını bir Kürt'e imzalatmak istediler. Bu katliam fermanını verenler o dönem Irak Cumhurbaşkanı olan Sayın Celal Talabani'den Saddam Hüseyin'in idam fermanını imzalamasını istediler ancak Celal Talabani bütün insanlığa ders mahiyetinde bir karar aldı. "Bu, Saddam Hüseyin de olsa ben o idama imza atmayacağım." ve o idam kararına imza atmadı, "Çok zorlarsanız Cumhurbaşkanlığını bırakırım, yine de o idam kararını imzalamam." dedi. 30 Aralık 2006'da Celal Talabani yerine bu idam kararını Maliki'nin imzaladığını hepimiz biliyoruz.
Celal Talabani niye yüz binlerce Kürt'ün kanına girmiş, katletmiş Saddam Hüseyin'le ilgili idam kararını imzalamadı? Nedeni çok açık ve bir cümleyle ifade edilebilir. Kürt halkı, Orta Doğu coğrafyasında büyük acılar yaşadı, büyük ızdıraplar yaşadı ama geleceğini asla ve asla birlikte yaşadığı halklarla hesaplaşma üzerine inşa etmedi, bu, Kürt halkının katili dahi olsa hesaplaşmak yerine yüzleşmeyi ve helalleşmeyi esas aldı. Celal Talabani böyle bir düşüncenin tezahürü olarak o gün önüne konulan Saddam Hüseyin'in idam fermanına imza atmaktan imtina etti ve tarihe bir not düştü. Sayın Talabani'nin o gün Saddam Hüseyin'in idam fermanına karşı ortaya koyduğu duruş, esasında Kürt halkının Orta Doğu coğrafyasındaki yaşam felsefesinin de bir özeti mahiyetindedir. Evet, hakikatleri biliyoruz, hakikatlerin araştırılıp gün yüzüne çıkarılmasını arzu ediyoruz ama hesaplaşmak yerine yüzleşip helalleşmeyi arzu ediyoruz çünkü Kürt halkı, Orta Doğu coğrafyasında halkların bir arada yaşamaktan başka bir seçeneğinin olmadığını biliyor ve bu felsefeye inanıyor. Sayın Talabani'nin o günkü onurlu duruşu da bunun tecellisi olmuştur, ispatı olmuştur.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Bütün Halepçe katliamında yaşamını yitiren soydaşlarımızın mekânı cennet olsun. Bu tarz katliamlara yeltenenlerin de...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ADİL ZOZANİ (Devamla) - ...eninde sonunda Hak meclisinde hak ettikleri cezayı alacaklarını bir kez daha ifade ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)